Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin ne olduğu, nasıl hizmet verdiği ortada iken bir takım çevreler ısrarla tamamı yalan, yanlış, iftira olan iddialarla buranın üzerinden bize saldırma çabasından hiç vazgeçmiyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, öğrenciler, öğretmenler, işçiler, memurlar, emekliler, çiftçiler, esnaf, mühendisler, mimarlar, bankacılar, doktorlar, din görevleri,
akademisyenler ve gaziler ile astsubaylardan oluşan
yaklaşık 400
vatandaş ile iftar programında bir araya geldi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde
düzenlenen iftar programında vatandaşlara hitap eden
Cumhurbaşkanı Erdoğan,
Ramazan ayının artık sonuna
doğru yaklaşıldığını belirterek, gelecek
hafta idrak edilecek
Kadir Gecesi’nin
mübarek olması dileğinde bulundu.
Vatandaşların gelecek hafta Cuma günü idrak edilecek Ramazan ayını da kutlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu mübarek
ayda tutulan oruçların,
yapılan ibadetlerin, duaların milletimizin ve tüm Müslümanların birliğine, beraberliğine, kurtuluşuna vesile olmasını Allahtan niyaz ediyorum. Dünyanın neresinde bir kardeşimizin kanı dökülüyorsa, canı yanıyorsa, zulüm
altında yaşıyorsa rabbimin yardımı inşallah onlarla birlikte olsun. Soframızı şereflendirdiğiniz
için her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Siirt’te bir araçtan
açılan ateş sonucu şehit olan polis
memuru Bünyamin Torğut’a cenabı Allah’tan rahmet dilediğini belirterek, ailesine sabırlar niyaz ettiğini söyledi.
Şehit polis memuru Bünyamin Torğut’un metanetiyle
Türkiye’ye örnek olan babası
Mehmet İhsan Torğut başta
olmak üzere tüm yakınlarına, polis teşkilatına ve millete başsağlığı dileklerini sunduğun sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin
doğrudan milletin oyuyla göreve gelmiş ilk Cumhurbaşkanı
olarak Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde ve il ziyaretleriyle her fırsatta vatandaşlarla birlikte olmanın çabası içerisinde olduğunu kaydetti.
“40 YILLIK SİYASET HAYATIMIZIN HER GÜNÜ MİLLETİMİZE HİZMET MÜCADELESİYLE GEÇTİ”
Cumhurbaşkanlığı görevini devralmasından
geçen 9 ayda Türkiye’nin 51 vilayetini
ziyaret ettiğini, bunların içerisinde ikinci defa gittiği illerin bulunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Burada Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde
sadece muhtarlarımızla yaklaşık 400’er kişilik gruplar halinde toplantı yaptım. Aynı şekilde işçiden esnafa, işverenden öğrencilerimize
kadar her kesimden insanımızla burada, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde bir araya geliyoruz. Biliyorsunuz geçmişte birileri çıkıp bizi çağrıldığımız her yere gitmekle suçladı. Bizvde
cevap olarak dedik ki, ‘Evet, biz milletimizin çağırdığı her yere gideriz.’ Çünkü biz bu milletin içinden çıkarak buralara geldik. Ama milletle irtibatımızı hiçbir
zaman kesmedik.
Milletimizin davet ettiği yere gitmek veya milletimizi burada misafir
etmek bizim için ancak şereftir, onur, sevinç kaynağıdır. Hayatları boyunca güçlerini milletten
değil vesayetten, siyaset ve toplum mühendisliği çabalarından hatta
terör örgütlerinden alanlar elbette bu hazzı, bu duyguyu anlayamazlar. Biz milletimizle birlikte olmaya
devam edeceğiz. Sıfatımız ne olursa hepsinden
önce bizim yerimizi milletimizin yanıdır. 40
yıllık siyaseti hayatımızın her günü milletimize hizmet mücadelesiyle geçti. Bunun için gerektiğinde darbecilerin karşısına dikildik. Gerektiğinde cuntacılara meydan okuduk.
Hakkı ve hakikati savunmak adına gerektiğinde yedi düveli karşımıza almaktan çekinmedik. Milletimizi
en iyi hizmeti verebilmek, insanımızı en güzel imkanlara kavuşturabilmek için
gece gündüz çalıştık. Eğitimde cumhuriyet tarihimizin görülmeyen hizmetlerini verdik. Sağlıkta cumhuriyet tarihimizin görülmeyen hizmetlerini verdik. Ulaşımda, adalette, emniyette, enerjide, tarımda hiçbir
dönemde görülmeyen adımları attık. Hamdolsun milletimiz de bizim bu samimiyetimizi, bu gayretimizi karşılıksız bırakmadı“ dedi.
“BU BENİM ŞAHSİ MÜLKÜM DEĞİL”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şahsını
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak İstanbulluların seçtiği zaman kurdukları partiyi ilk seçimde
iktidar olduğunu anımsattı. Milletin kendisini başbakan yaptığını, cumhurbaşkanı yaptığını
ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizde milletimizin bize layık gördüğü her görevde ona çok
daha fazla hizmet etmenin çabası içinde olduk. Önce İstanbul’da
ardından Türkiye’nin tamamında gerçekleştirdiğimiz hizmetlerin, ortaya koydukları eserlerin bizatihi şahidi milletimizdir. Yani sizsiniz. Bizim için aslı olan milletimizin menfaatleri, milletimizin beklentileridir. Bugünde Cumhurbaşkanlığı makamında
aynı anlayışla görevimizi yapıyoruz. Yapmaya devam edeceğiz. Biz işte bu şevkle, heyecanla, azimle yolumuza devam ederken sürekli ahlaka, vicdana, insafa, izana sığmayacak
saldırılara maruz kalıyoruz.
İşte su içinde bulunduğumuz Cumhurbaşkanlığı
Külliyesi de bize saldıranların bir süredir en çok
istismar ettikleri konulardan biri. Öncelikle şunu açıkça ve samimiyetle ifade etmek istiyorum. Biz burada
Cumhuriyet tarihinin
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tarihine, kültürüne, vizyonuna yakışır bir devlet
binası inşa etmek niyetiyle
yola çıktık. Sonuçta ortaya gerçekten de her vatandaşımın
gönül huzuruyla ‘işte burası benim devletimi
temsil eder’ diyebileceği bir eserin ortaya çıktığına inanıyorum. Bu benim şahsi mülküm değil.
Burası sizin, milletin. Bugün biz varız, yarın bir başkaları gelecek. Biz onlara bir
kalıcı yatırım gerçekleştirdik. Temsilde
asla israf olmaz. Temsil çok
önemli ve buraya
gelen yabancılar geldikleri zaman burayı görünce ‘Bu devlet büyük devlet’ diyorlar. İşte şöyle tarihe bir bakalım. Bir de yeni dönemlere bakalım. Dünyanın dört bir yanından gelenler nereleri geziyor, bakıyorsun gidiyor
Topkapı Sarayı’nı geziyor, gidiyor
Sultan Ahmet’i geziyor, Süleymaniye’yi geziyor, Eyüp Sultan’ı geziyor,
Fatih Camisi’ni geziyor. Göstereceğimiz
yerler işte buralar” şeklinde konuştu.
“BİZE SALDIRMA ÇABASINDAN HİÇ VAZGEÇMİYOR”
“Ankara’da şöyle gezilecek bir yerleri soralım. Acaba kaç tane Ankara’da gezdire bileceğimiz yer var?” diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Parmak sayılarını bulur mu? Ama bakın şurada biz Beştepe
Millet Camisi’ni yaptık, şurada geçen Cuma’dan bugüne hamd
olsun her
gün dolup taşıyor. Gelip gidiyorlar. Sadece Ankara’nın içinden değil. Türkiye’nin değişik yerlerinden, komşu vilayetlerden sağolsun buraya vatandaşlarımız geliyor. Böyle bir
merak oluştu. Mesele bu. Şimdi camimizin hemen yanında
inşaatı süren bir kongre merkezi var. Türkiye’nin sayılı kongre merkezlerinden inşallah biri olacak. Yıl sonunu bulmadan onun açılışını yapacağız. Bunların hem alt tarafında Türkiye’nin en büyük kütüphanesini yapıyoruz. Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesi. 5 milyon cilt orada
kitap olacak. Bunları dijital ortamda inşallah gençliğimizin, vatandaşımızın hizmetine sunacağız.
Tüm ulusal ve uluslararası burada olacak ve 24
saat burası gençliğimizin emrinde olacak. Vatandaşlarımızın emrinde olacak. Bugüne kadar bunlar niye yapılmadı ama biz bunları yapıyoruz. Biz bu eksiği gördük ve bunu gideriyoruz. Hemen onun yanında çok amaçlı salonlarımız var. İnşallah orada da
sanat eserleri sergilenecek, bunun yanın da yine anda bin kişinin, iki bin
kişinin toplanabileceği, yemeğini yiyebileceği inşallah salonlarımız olacak. Çünkü öyle uluslararası toplantılar
oluyor ki biz bunları gidip de otellerde filan kuyruğa girmekten, sıraya girmekten bıktık. Dedik ki devletin kendine ait böyle bir yeri olsun, bakanlarımız misafirlerini rahatlıkla ağırlayabilsinler. Kurumlar rahatlıkla bunları burada ağırlaya bilsinler. Bu adımları atıyoruz.
Büyük bir külliye olarak burası bitiyor. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin ne olduğu, nasıl hizmet verdiği ortada iken bir takım çevreler ısrarla tamamı yalan, yanlış, iftira olan iddialarla buranın üzerinden bize saldırma çabasından hiç vazgeçmiyor.”