Dünya

Beyaz Amerika milliyetçileri Trump ile güç kazanıyor

Beyaz Amerika milliyetçilerinin son versiyonu "Alternatif Sağ" hareketi, Trump'ın başkanlık seçiminden galibiyetle çıkmasının ardından güç kazanmaya başladı.

Beyaz Amerika milliyetçileri Trump ile güç kazanıyor
12-12-2016 14:47

"ABD beyazlara aittir" iddiasında bulunan beyaz Amerika milliyetçilerinin son versiyonu "Alternatif Sağ" hareketi, 8 Kasım'daki başkanlık seçiminden Cumhuriyetçi Partinin adayı Donald Trump'ın galibiyetle çıkmasıyla güç kazanmaya başladı.

"Alternatif Sağ" adlı beyaz Amerika milliyetçilerinin, Trump'ın 45. başkan seçilmesinin ardından kamuoyu önüne daha fazla çıkmaya başladığı görülüyor.

Temel ideolojisini "beyaz ırkın üstünlüğü" ve "yabancı düşmanlığı" üzerine inşa eden grubun neo-Nazi sembolleri taşıması ve ülkedeki azınlıklara açık bir şekilde karşı çıkması dikkati çekiyor.

Seçimin ardından adı daha sık duyulmaya başlanan "Alternatif Sağ" hareketi, ırkçılık tartışmalarını yeniden ülkenin ana gündemine taşıdı.

"Alternatif sağ" nedir?

İlk kez 2010'da aşırı sağcı Richard Spencer tarafından kamuoyunun gündemine getirilen "alternatif sağ" nitelemesi, mevcut milliyetçi ve muhafazakar yaklaşımları "yetersiz" bulan ve daha sert bir söylem geliştirilmesi gerektiğini savunan bir grup beyaz Amerika milliyetçisinin çizgisini tarif ediyor.

Kendini mevcut muhafazakar çizgiden ayıran "Alternatif Sağ" hareketi, 2010-2015 döneminde "ABD, beyazların ülkesidir", "Azınlıkların yeri yoktur" ve "Nüfusun yüzde 60'ını oluşturan beyazlar, yeterince değer görmüyor" gibi söylemlerle Amerikan kamuoyunun dikkatini çekmeye çalıştı. Grup, emlak milyarderi Trump'ın Cumhuriyetçi Partiden başkan aday adayı olmasıyla kendine güçlü bir "destekçi" bulmuş oldu.

Seçimden zaferle çıkan Trump, koltuğuna oturmak için gün sayarken "Alternatif Sağ" hareketi, medyanın ve kamuoyunun önünde daha yüksek sesle konuşmaya başladı.

Washington'da Nazi selamı

Aşırı milliyetçi Ulusal Politika Enstitüsü Başkanı Richard Spencer ve destekçilerinin, önceki hafta başkent Washington'da düzenlenen bir toplantıda "Nazi selamı" verip "Yaşasın Trump! Yaşasın halkımız! Yaşasın zafer!" diye bağırmaları, medyaya yansıdı ve ABD'deki "beyaz Amerika milliyetçiliği" tartışması yeniden alevlendi.

Spencer, birkaç gün sonra Teksas'ta yapılan benzeri bir toplantıda da "Biz kazandık. Şimdi Amerika'nın ne olduğunu yeniden tanımlamalıyız. Günün sonunda Amerika, beyazlara aittir." ifadelerini kullandı.

California Üniversitesi-Berkeley Sağcılık Çalışmaları Merkezi Başkanı Lawrence Rosenthal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Bir anda 11 milyon Meksikalıyı göndermekten bahseden bir başkan adayı ortaya çıktı. Daha fazlasını ise Müslümanlar için söyledi. O zaman bu grup, 'İşte bizim dilimizden konuşan biri' demeye başladı." şeklinde konuştu.

ABD'deki ırkçı beyaz hareketlerin çok eskiye dayandığını hatırlatan Rosenthal, "Trump'ın kampanya dönemindeki bazı söylemlerinin, bu grupların biraz daha gün yüzüne çıkmasına yardımcı olduğunu" belirtti.

Başkanlık kampanyası boyunca "Amerika Amerikalılarındır" yaklaşımını söyleme döken Trump'ın seçimleri kazanmasının, aşırı milliyetçi beyaz grupları "cesaretlendirmiş" olabileceği yorumları yapılıyor.

Stephen Bannon tartışmalara neden oldu

20 Ocak 2017'de Beyaz Saray'daki koltuğuna oturacak Trump'ın "Breitbart" adlı aşırı sağ internet sitesini yöneten Stephen Bannon'ı baş stratejisti olarak seçmesi, sadece Cumhuriyetçi Partide değil, tüm ülkede tartışmalara neden oldu.

Trump'ın bu atamayla aşırı sağ grupları "kurumsallaştıracak" bir adım attığını iddia eden Rosenthal, "Bu hareketler, 1920'lerden beri bekledikleri sıçramayı birkaç ay içinde gerçekleştirerek Beyaz Saray'a uzanmış oldu." ifadelerini kullandı. Rosenthal, "Yine de bir atama yaptı diye Trump'ın da aşırı milliyetçi olduğunu söylemenin doğru olmayacağını" vurguladı.

2005'te aşırı milliyetçi William Regnery ve Samuel Francis tarafından kurulan Ulusal Politika Enstitüsünün, son zamanlarda beyaz Amerika milliyetçilerinin uğrak yeri olmaya başladığı belirtiliyor. Amerikan kamuoyu, "Alternatif Sağ" hareketini Ku Klux Klan (KKK) gibi ırkçı örgütlerle bir tutmasa da Bannon isminin Beyaz Saray'da olmasının verdiği "rahatsızlık", ülkedeki azınlıklar kadar liberalleri de endişelendiriyor.

Siyahilerin kilisesindeki katliam

ABD'de beyazlarla siyahiler arasındaki gerilimin, birçok nedeni bulunuyor. Bu gerilimin silahlı saldırıya dönüştüğü durumlar da yaşanmıştı.

Beyaz Amerika milliyetçisi Dylann Roof, 17 Haziran 2015'te Emanuel Afrikan-Methodist Episcopal Kilisesi'ne düzenlediği silahlı saldırıda 9 siyahiyi öldürmüş, 1 kişiyi yaralamıştı. Poliste verdiği ifadede saldırıyı kabul eden Roof, "Her gün siyahiler, beyazları öldürüyor. Birilerinin bir şey yapması gerekiyordu." demişti.

Roof'un saldırıyı bir "ırk savaşı çıkmasını ümit ederek" yaptığını itiraf etmesi, ülkedeki aşırı milliyetçi grupların siyahilere ve diğer azınlıklara bakışını göstermesi bakımından ilginç bir örnek olarak değerlendiriliyor.

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER