
Ankara
Yenilenebilir enerji kaynaklarında mevsimsel ve hava koşullarına bağlı üretim kesintilerinin önüne geçilmesi, üretim fazlasının şebekeye yük olmaması için üretim dengesizliğinin önüne geçilmesi, şebekede elektrik istikrarının sağlanması, elektriğin afet kaynaklı sebeplerden sağlanamadığı yerlerde müstakil enerji kaynağı olarak kullanılması ve esnek kullanımı nedeniyle öne çıkan batarya enerji depolama sistemlerine son yıllarda ciddi yatırımlar yapılıyor.
????Dünya genelinde Çin'in başı çektiği yatırımlarda küresel depolama kapasitesi geçen yıl 200 bin megavatsaate ulaşırken, Türkiye'de de depolama yatırımına yönelik adımlar hızlandı.
EDSİS Başkanı Tutaşı, Enerjide Dijitalleşme Derneği (EDİDER) ve EDSİS tarafından düzenlenen 3. Enerji Depolama Sistemleri Zirvesi'nde depolama sistemlerine ilişkin
değerlendirmelerde bulundu.
Depolama sistemlerinin yenilenebilir enerji santrallerindeki görevine değinen Tutaşı, "Bu dengesiz üretimi daha stabil bir üretim haline getirebilmek için depolama sistemi tercih ediliyor. Bu sayede yenilenebilir enerjiyi baz yük sistemi gibi kullanılabilir hale getiriyoruz." dedi.
Şebekedeki dalgalanmalara karşı depolamanın önemi büyük
Tutaşı, depolamanın şebekeye desteğine ilişkin de "Yaklaşık 110-120 bin megavat kurulu gücün olduğu bir yerde çok küçük kapasitelerde bile 1000, 2 bin megavatsaatlik santrallerin bile devreden çıkması, devreye girmesi, frekansın dalgalanmasına sebep olabiliyor. Dolayısıyla bu şebekedeki dalgalanmalara karşı da depolama sistemlerinin önemi büyük." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'de üretimde güneş ve rüzgar santrallerine yaklaşık 33 bin megavatsaat, müstakil depolama sistemleri olarak da 7 bin megavatsaat olmak üzere toplam 40 bin megavatsaat kapasite tahsisi yapıldığına dikkati çeken Tutaşı, "Enerji talebindeki dalgalanmanın önüne geçebilecek bu şekilde enerji arz güvenliğini sağlayabilecek yapıların kurulması için bu çok önemli." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin de dahil olduğu Avrupa, Asya ve Afrika'nın büyük kısmında standart şebeke frekansı 50 Hertz kullanılıyor. Şebekede frekansın dalgalanmasına karşı tolerans aralıkları 49,05 ila 50,05 Hertz arasında değişirken, frekansın bu aralıkların dışına çıkması şebeke istikrarını bozuyor. Bu durum arızalara, bölgesel veya ulusal elektrik kesintilerine yol açabiliyor.
Elektrik üretiminin talepten fazla olduğu durumlarda frekans yükseliyor. Talep, üretimi aşarsa da frekans düşüşü yaşanıyor. Çok dar aralıklarla yaşanan bu frekans dalgalanmasını istikrarlı hale getirmek için frekans düşüşünde şebekeye entegre santrallerde üretim artırılıyor. Frekans artışında ise santrallerin üretimi azaltılıyor veya durduruluyor. Türkiye'de Türkiye Elektrik İletim AŞ'ın (TEİAŞ) yük tevzi birimlerince saniyeler içinde yaptığı bu kontroller sayesinde elektriğin 7 gün 24 saat esasına elektriğin santrallerden nihai kullanıcıya sorunsuz şekilde ulaştırılması sağlanıyor.
Avrupa'daki elektrik iletim sistemi operatörlerinin bağlı olduğu Avrupa Elektrik İletim Sistemi İşletmecileri Ağı (ENTSO-E) 28 Nisan'da İspanya'da yaşanan elektrik kesintisinin şebekedeki frekansın 48 Hertz'e düşmesinden kaynaklandığı açıklamıştı.
Dağıtık mimariyle olası sorunlara hızlı müdahale edilmesi öngörülüyor
Tutaşı, enerji depolama sistemlerinin, kullanım amacına göre üretim yanlısı, iletim yanlısı, tüketim yanlısı ve müstakil olmak üzere 4 başlıkta sınıflandırıldığına işaret ederek, şunları kaydetti:
"Üretim yanlısı depolama, elektrik santrallerine entegre edilerek fazla enerjiyi depolayıp ihtiyaç anında şebekeye verirken, iletim yanlısı depolama, iletim hatları üzerinde yer alarak şebekenin frekans ve voltaj dengesini sağlar. Tüketim yanlısı depolama, sanayi tesisleri veya binalar gibi tüketim noktalarında kurulup enerji maliyetlerini düşürmek ve kesintilere karşı güvence sağlamak için kullanılır. Müstakil depolama ise herhangi bir üretim ya da tüketim kaynağına bağlı olmayan, bağımsız çalışan sistemlerdir ve genellikle ticari amaçlı ya da şebeke dengeleme hizmeti sunmak üzere devreye alınır."
Depolama sistemlerinin kurulumu konusunda dağınık bir altyapı olduğunun altını çizen Tutaşı, "Türkiye'nin dört bir yanında dağıtılmış kapasiteler var. Bu dağıtılmış kapasitelerle, bölgesel bazda yaşanabilecek aksaklıkları daha büyük domino taşı etkisi gösterecek seviyeye gelmeden bu işlerin çözümü için uğraşıyoruz. Böyle daha küçük kapasitede olduğu zaman bunların devreye girmesi, problemlerin önüne geçilmesi daha rahat olur. İstediğiniz miktarda devreye almayı gerçekleştirebiliyorsunuz. Daha müdahale edilebilir seviyede, ölçeklendirilmiş seviyede devreye alabilirsiniz." diye konuştu.
Afetler ve acil durumlara karşı müstakil depolama sistemleri
Afet durumlarında depolama sistemlerinin kullanım faydalarına değinen Tutaşı, "Bu tabii ki depolama sistemlerinin sürekli ek kaynak olarak tutulması anlamına gelir. Depolama sistemlerinin hiçbir zaman boşaltılmadan, devir daim diyebileceğimiz doldur-boşalt yapmadan depolanması yönünde bir depolama sistemi kurarsanız, olası bir acil durumda, afet durumunda bu depolama sistemlerinden faydalanabilirsiniz. Tabii ki bu enerji depolama sistemleri şebekeye entegre sistemler, doğal afet durumlarında hatların da trafo merkezlerinin de zarar görmemiş olması gerekiyor." görüşünü paylaştı.
Deprem ve afet durumlarında iletişimin kesintisiz sağlanmasına yönelik daha mikro seviyede depolama sistemlerinin kullanılabileceğini belirten Tutaşı, "Depolama sistemlerinin şebekeden bağımsız şekilde (off-grid) mikro ölçekte taşınabilir sistemlerle bu işi çözebilirsiniz." dedi.
Depolamanın elektrik ticaretinde kullanılabileceğine değinen Tutaşı, elektrik ticareti tarafında da gün içi piyasasında elektrik fiyat dalgalanmasının arz talebe bağlı olduğunu belirterek, elektrik fiyatının ucuz olduğu saatte alınması, yüksek olduğu saatte satılmasıyla elektrik piyasasındaki fiyat makasının kapanmasında etkisi olacağını söyledi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com