Dünya

Avrupa'nın son toplama kampı Belene müzeye dönüştürülecek

Bulgaristan'ın kuzeyinde, komşu Romanya ile sınırını oluşturan Tuna Nehri üzerinde bir adada bulunan ve Avrupa'nın son toplama kampı olan Belene'nin müzeye dönüştürüleceği bildirildi.

Avrupa'nın son toplama kampı Belene müzeye dönüştürülecek
04-06-2025 12:13
Belene

Belene mağdurları ve yakınları, ülkede 1989'a kadar 45 yıl iktidarda olan eski komünist rejimin 1949-1987 döneminde siyasi muhaliflerini cezalandırmak üzere işlettiği toplama kampı alanında geleneksel anma töreni için bir araya geldi.

????

Törene katılan Adalet Bakanı Georgi Georgiev, kamp girişinde kurulan anı levhasının açılışını yaptıktan sonra Belene'nin müzeye dönüştürülmesi için devlet tarafından gerekli adımların atıldığını duyurdu.

Georgiev,
Belene Kampı'ndan, kimileri hüküm giymemiş 20 bini aşkın mağdurun geçtiğini, onların bir bölümünün burada hayatını kaybettiklerini söyledi.

Bakan Georgiev, "Hiçbir şey unutulmadı ve biz var olduğumuz sürece Belene'de yaşananlar anlatılacak. İnsan haklarına ve demokrasinin temel değerlerine yapılan saldırılar affedilemez." dedi.

"Bir daha asla totalitarizm olmasın" yazılı anı levhasıyla ulusal hafızanın korunması yönünde bir adım atıldığını belirten Georgiev, şunları kaydetti:

"Bulgar tarihinin bu insanlık dışı ve kabul edilemez olayları asla tekrarlanmamalıdır. Adalet Bakanlığı ve hükümet, Belene'nin tarihi hafızasını korumak için birlikte tedbirler almıştır. Belene'ye 'tarihi kültürel miras' statüsü verilecek, ki bu yıllardır talep edilen ve bizim de geçen haftalarda gereğini yaptığımız bir husustur."

Zamanında komünistlerin yaptığı gibi şaka ya da eleştirel siyasi tutum nedeniyle bir kişinin yargılanmadan ve mahkum edilmeden cezalandırılmasının "kabul edilemez" olduğunu anlatan Georgiev, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu uygulamalar insan haklarının en açık ihlalidir. Unutmayacağız ve var olduğumuz sürece hatırlayacağız. Gençler bu eski binanın ne olduğunu öğrenmek için buraya geldiklerinde bilgi alacaklar, geçmişi görecekler. Anıt statüsü verilmesi konusundaki çabaları destekliyoruz. Daha fazla insanın buraya gelebilmesi, neler olduğunu görmesi ve duyması önemli."

Yıllardır beklenen müzeye dönüşüm kararı

Anma törenin organizasyonunu yapan ve ülkenin komünizm dönemini araştıran "Hafza 1945-1989" Vakfı kurucusu, gazeteci Hristo Hrisov, Belene'nin müzeye dönüştürülmesi kararının yıllardır beklenen bir müjde olduğunu söyledi.

Anma töreninde konuşan Hristov, eski Sovyetler Birliği'nin (SSCB) etki alanındaki tüm ülkelerdeki benzer mekanların müzelere dönüştürüldüğünü ve komünizmin tarihsel suçlarının o müzelerde insanlara anlatıldığını dile getirdi.

Hrisov, "Belene'nin ulusal kültür anıt statüsüne kavuşturulması için 7 yıl önce başlattığımız girişimde nihayet ilerleme kaydedildi. Cesur, siyasi sorumluluk taşıyabilecek politikacılara ihtiyacımız var." dedi.

"Acıların unutulmamasına, unutturulmamasına çok önem veriyoruz"

Türkiye'nin Sofya Büyükelçisi Mehmet Sait Uyanık,
Belene Kampı kurbanlarını anmak ve ailelerine destek vermek üzere anma törenine geldiğin belirtti.

Uyanık, "Komünist rejimi döneminde 1984-1989 arasında bu sözde soya dönüş adındaki asimilasyon politikaları çerçevesinde Belene Kampı'nda 550'den fazla soydaşımız tutuldu, işkenceler gördü. Buradaki kampın bir milli anıt statüsüne kavuşturulması ve halka açık bir müze haline dönüştürmesiyle ilgili proje üzerinde çalışılıyor. Kampta yaşanan acıların unutulmamasına, unutturulmamasına çok önem veriyoruz. Bu konuda hem soydaşlarımızın hem ülkemizdeki tüm vatandaşlarımızın ciddi bir duyarlılığı var." ifadelerini kullandı.

Asimilasyon kampanyasının o dönemde Türkiye'de çok büyük ses getirmiş, Türkiye'yi hareketlendirmiş bir konu olduğunu anımsatan Uyanık, "Bugün de yine soydaşlarımız burada olsun, Türkiye'deki ailelerimiz olsun, buradaki kurbanlarımızın aileleri olsun, buradaki acılarına sahip çıkıyorlar. Unutturmamaya çalışıyorlar. Biz de her zaman olduğu gibi yine kendilerinin yanındayız." diye konuştu.

Mağdurların acı dolu anıları hala canlı

Kampın kapatılmasının yıldönümünde anma törenine katılmak için Bulgaristan ve Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde gelen Türk kökenli mağdurlar ve yakınları, asla unutamadıkları acılarını ve beklentilerini
anlattı.

Belene'de 1,5 yıl geçiren Adem Özkan, unutmadığı anıları olduğunu söyledi.

Özkan, "İsimlerimiz değiştirildikten sonra çocuklarımın gözyaşlarıyla hüngür hüngür, 'Baba bizim adımızı nasıl koruyamadın' dediğini hatırlayınca şu anda da duygulanıyorum. Ağladıklarını hiç unutmuyorum. Yine emniyete götürmek için cipe bilmeden önce kızımın bana, 'Baba, gitme, seni bir daha göremeyeceğiz' deyip de ağlayarak bana sarılmasını hiçbir zaman unutamıyorum. Biz burada kaldık ama bizim ailelerimiz için bu çok daha büyük bir işkenceydi." şeklinde konuştu.

Adem Özkan "Asimilasyon kampanyası sırasında Bulgaristan bizim için bir açık cezaevine dönmüştü. Bu açık cezaevinden kurtulmanın yolunun, anavatan Türkiye'ye göç etmek olduğu inancına vardım. Biz mücadele verdik ama Türkiye'miz sayesinde kurtulduk diye düşünüyorum." ifadelerini kullandı.

Belene mağduru Ali Mustafa Hüseyin ise törene oğlu Taner Ali Mustafa ile katıldığını kaydetti.

Hüseyin, zamanında anne babalarının kendilerine verdiği isimlerin zorla değiştirildiğini ve bu isimleri kullanmalarının istendiğini anlattı.

Türk isimlerini kullanmalarına izin verilmediğinin altını çizen Hüseyin, bunlara karşı çıktıklarını için de Ada'ya getirildiklerini söyledi.

Mustafa da babası 1985'te kampa götürüldükten sonra ailecek zor günler yaşadıklarını dile getirdi.

"Üzüldük, ağladık. Kesinlikle babamla görüşemedim." diyen Mustafa, babasıyla 1,5 yılda sadece bir kez görüşebildiğini belirtti.

Mustafa, "O görüşme de birkaç saniye sürdü. Sebebi ise Türkçe konuşuyor olmamızdı. Babam Belene Adası'na, ölüm adasına kapandıktan sonra 12 yaşındaydım. 17 yaşındayken ancak babamı evde görebildim. Umarım Bulgaristan Türkleri için bu yaşanılanlar bir daha olmaz." diye konuştu.

"Yeni nesiller Belene'yi görmeli"

Babasıyla kampta bir yılı aşkın kalan Muzaffer Erkan da "Bu sene de geldik anma törenine, tekrar duygulandık. İnsanın elinde değil, bu kötü geçmişin birtakım anıları var Bulgaristan'da." dedi.

Yeni nesillerin Belene'yi müze olarak görmeleri gerektiğini vurgulayan Erkan, mağdurların kötü anılarını gelecek nesillere aktarabilmesi ve bu insanlık dışı muamelelerin tekrarlanmaması için Belene Toplama Kampı'nın tüm insanlara açık hale getirilmesi gerektiğini söyledi.

Mağdurlardan Mümün Çolakoğlu ise Belene Kampı'nın daha düzenli bir şekilde müzeye çevrilmesi gerektiğine dikkati çekti.

Çolakoğlu, "Karşıdaki beton kolonlara Türk adlarımızı yazacaklardı, yazmadılar. Buranın gençlerimize, gelecek nesillere göstermek için örnek bir yer olması gerekiyor." dedi.

Belene Toplama Kampı​​​​​​​

İkinci Dünya Savaşı sonrası eski SSCB ordusunun desteğiyle 1944'te darbeyle iktidara gelen Bulgaristan Komünist Partisi, muhalifleri yargılamak üzere "Halk Mahkemesi" kurmuştu.

Mahkemenin çalışmalarında, 28 bin 630 siyasi muhalif gözaltına alınarak 134 davada yargılanırken, 2 bin 730 kişi idam edilmiş, 12 bin kişi sürgüne yollanmıştı.

Komünist Parti rejimi, binlerce kişiyi ülke genelinde kurduğu toplama kamplarına göndermişti.

Ülkede kurulan 20'den fazla kampın arasında en uzun süre açık kalanı Belene Toplama Kampı oldu. 1949'da kurulan kamptan kapatıldığı 1987'ye kadar 20 bin kişinin geçtiği tahmin ediliyor.

Ülkedeki eski komünist rejimin 1984-1989 döneminde Türk ve Müslümanlara karşı uyguladığı asimilasyon kampanyası kapsamında, 550'den fazla Türk ve Müslüman hüküm giymeden Belene Kampı'na sürülmüştü.

Devlet Arşivleri Genel Müdürü Doçent Doktor Mihail Gruev, bu kampta toplamda yaklaşık 1000 kişinin hayatını kaybettiğini belirtmişti.


Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER