Ekonomi

Allianz Türkiye elektrikli araçlarla ilgili artan talebe yeşil ürünlerle cevap veriyor

Allianz Türkiye, elektrikli araçlara yönelik artan talep dolayısıyla bu gruba yönelik çevresel ve sürdürülebilir kasko ürünleri kapsamını genişletiyor.

Allianz Türkiye elektrikli araçlarla ilgili artan talebe yeşil ürünlerle cevap veriyor
28-10-2025 12:04
İstanbul

Türkiye'de elektrikli araç sahipliğinin hızla artması, sigorta sektöründe bu araçlara özel teminat yapılarının gelişmesini zorunlu hale getirdi.

Artan talebe bağlı olarak elektrikli araçlara özel kasko poliçelerine yönelik tekliflerde de büyük artışlar yaşandı. Bu eğilim, çevresel etkileri azaltan ve sürdürülebilir ulaşımı destekleyen sigorta ürünlerine ilgiyi de beraberinde getirdi.

????

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun (EPDK) "Ağustos 2025 Elektrikli Araç ve Şarj Hizmeti Piyasası İstatistikleri" raporuna göre, Türkiye'de trafiğe kayıtlı elektrikli araç sayısı 310 bine ulaşırken son bir yılda 170 binin üzerinde yeni araç trafiğe katıldı.

Toplam şarj noktası 33 bin 500'ün üzerine çıkarken özellikle hızlı şarj (DC) altyapısında önemli bir artış yaşandı ve tüketimin önemli bir bölümü, DC istasyonlarda gerçekleşti.

Allianz Türkiye, bu talebe cevap olarak batarya, şarj ekipmanı ve siber riskleri kapsayan elektrikli araç kasko ürünlerini devreye aldı. Şirket, aynı zamanda çevreci konutlar ve yenilenebilir enerji tesislerine yönelik poliçeleriyle yeşil sigortacılığı yaygınlaştırmayı hedefliyor.

- "İklim krizi sigortacılık sektöründe yeni bir dönem başlattı"

Allianz Türkiye İcra Kurulu Başkanı ve Üst Yöneticisi (CEO) Tolga Gürkan,
yaptığı değerlendirmede, Türkiye'de artan elektrikli araç ve şarj altyapısı sayesinde bu enerjinin kullanımına yönelik dönüşümün yükselen bir ivmeyle devam ettiğini vurguladı.

İklim krizinin sigortacılık sektöründe yeni bir dönemi başlattığını aktaran Gürkan, "EPDK'nin raporuna göre, Ağustos 2025 öncesindeki bir yılda trafiğe 170 binin üzerinde yeni elektrikli araç eklendi. Elektrikli araçlara yönelik talebin artmasıyla, bu araçlara özel teminatlar içeren kasko ürünleri talebinde de yükseliş oldu." dedi.

Gürkan, elektrikli araç kasko ürününe yönelik taleplerde geçen yıla kıyasla büyük artış yaşandığını gözlemlediklerini dile getirerek, "2024'ün ilk 8 ayıyla bu yılın geride bıraktığımız 8 ayını karşılaştırdığımızda, elektrikli araç kasko poliçelerine yönelik Allianz Türkiye'ye ulaşan teklifler yüzde 350 oranında yükseldi." ifadelerini kullandı.

Sürdürülebilir hayata geçişi destekleyen ürün ve çözümlerle sektörün dönüşümüne öncülük ettiklerini belirten Gürkan, "Elektrikli Araç Kasko Sigortası" ürünüyle elektrikli otomobil ve kamyonetlerin şarj ekipmanları ve bataryasını da güvence altına alan kapsamlı teminatlar sunduklarını söyledi.

Gürkan, Elektrikli Araç Kasko Sigortası'nın duvara monte şarj istasyonu teminatı, yüksek voltaja ve siber risklere karşı koruma ve yerinde şarj hizmeti gibi kapsamlı teminatlar içerdiğine, 'InsureMyTesla' kasko ürünüyle de Tesla modellerine özel çözümler sunduklarına değindi.

Elektrikli Araç Kasko Sigortası'nın sunduğu teminatların detaylarına ilişkin bilgi veren Gürkan, şöyle devam etti:

"Aracın şarj edilmesi sırasında sigortalı veya üçüncü şahısların, şarj kablosu kaynaklı kazaya uğramasını teminat altına alıyoruz. Aracın yolda sürüş halindeyken batarya şarj seviyesinin yüzde 15 ve altına inmesi halinde de yerinde şarj hizmeti veriyoruz. Bu durumda mobil şarj aracı göndererek yaklaşık 50 kilometre menzile tekabül eden ortalama 10 kilovatlık şarj desteği veriyoruz. Bu destek, aracın en yakın şarj istasyona ulaşabilmesini sağlıyor."

Allianz'ın sunduğu tüm kaskolarda, poliçelerin dijital ortamda sunulması ve kasko sahiplerine aşırı hava olayları öncesinde uyarılarla bilgi verilmesi gibi çözümler sunulduğuna değinen Gürkan, bu sayede çevresel etkilerin azaltılmasına katkıda bulunduklarını dile getirdi.

"Müşterilerimizin sürdürülebilirlik yolculuğuna katkı sağlıyoruz"

Gürkan, "Geleceği güvence altına almak, bugünün risklerini doğru okumakla başlar." mottosuyla hareket ettiklerini, zararları telafi etmeninin yanı sıra riskleri önceden tespit edip stratejik çözümler üreten bir sigortacılık anlayışı için çalıştıklarını aktardı.

Bu vizyonla kaynak kullanımını optimize ederek karbon ayak izini azaltmayı ve enerji verimliliğini artırmayı amaçladıklarını söyleyen Gürkan, yenilenebilir kaynakların kullanımını teşvik ettiklerini belirtti.

Gürkan, hayata geçirdikleri projelerle yalnızca kendi faaliyet alanlarında değil, tedarik zincirleri boyunca çevresel dönüşümü desteklediklerinin altını çizerek, şöyle konuştu:

"Ürün ve hizmetlerimizle, müşterilerimizin sürdürülebilirlik yolculuğuna katkı sağlıyoruz. Örneğin, 'Allianz Yenilenebilir Enerji Sigortası' hidro, rüzgar ve güneş enerjisi kullanan yenilenebilir enerji tesislerine yönelik yangın, hırsızlık, terör, doğal afet gibi riskleri ve bunlardan kaynaklanan kar kayıplarını teminat altına alan kapsamlı bir sigorta çözümümüz olarak öne çıkıyor. 'Yuvam Sigortası' ile evlerde daha az karbon salımını teşvik etmek amacıyla enerji verimliliği sağlayan, su tüketimini ve atıkları azaltan, sürdürülebilir ulaşımı destekleyen çevre dostu eşyaları da teminat kapsamına alıyoruz. Bu sayede konut sigortacılığında çevresel etkilerin azaltılmasına katkı sağlıyoruz."

Gürkan, altyapılarını ve iş yapış şekillerini iklim krizinin beraberinde getirdiği risk gerçekliğine göre yeniden şekillendirmenin zorunlu olduğuna inandıklarını dile getirerek, "Afetlerin maliyeti, önleyici tedbirlerin maliyetinin yaklaşık 10 katı. Bu yüzden, bugünden yatırım yapmanın önemine inanıyor ve sürdürülebilir ürünlerin yatırım ve projelendirilmesi konusunda sektöre öncülük etmeyi hedefliyoruz." dedi.

Avrupa Birliği taksonomisine uyumlu iki ürün geliştirdiklerini aktaran Gürkan, çalışmaların tamamlanmasının ardından ürünleri tanıtacaklarını bildirdi.

Gürkan, sürdürülebilirliğin iş süreçlerine entegrasyonu için attıkları adımlara değinerek, sözlerini şöyle tamamladı:

"2018'den bu yana Türkiye'de kömür üretimini sigortalamıyoruz ve mevcut sözleşmeler için yenileme yapmıyoruz. Kimyasal silahlanmayı, hayvan refahını ihlal eden ve insan hakları açısından riskli sektörleri kapsam dışı bırakıyoruz. Bu şekilde toplumsal ve çevresel etkiyi göz önünde tutarak akıllı büyümeyi hedefliyoruz. Girişimcilik programımız Hackzone'dan çıkan bir start-up ile tedarik zincirlerinin sürdürülebilirlik olgunluğunu ölçümleyen ve buna göre alım sistemi kurgulayan bir yazılım geliştirdik ve uygulamaya aldık. Önümüzdeki günlerde, finansal dayanıklılık kapsamında bazı toplumsal fayda projeleri de hayata geçirmeyi planlıyoruz."


Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER