Ekonomi

Albaraka Türk Genel Müdürü Temsah, faizlerde kademeli gevşemenin sürmesini bekliyor

Albaraka Türk Genel Müdürü Malek Temsah, "2026 yılına doğru ilerlerken temel senaryomuz, dezenflasyon sürecinin kararlılıkla devam ettiği, faizlerde kademeli gevşemenin sürdüğü ve makroekonomik istikrarın güçlendiği bir görünüme dayanıyor." dedi.

Albaraka Türk Genel Müdürü Temsah, faizlerde kademeli gevşemenin sürmesini bekliyor
12-12-2025 12:07
İstanbul

Albaraka Türk Genel Müdürü Malek Temsah, 2026 yılı senaryolarının dezenflasyon sürecinin kararlılıkla devam ettiği, faizlerde kademeli gevşemenin sürdüğü ve makroekonomik istikrarın güçlendiği bir görünüme dayandığını belirterek, "Bu çerçevede Albaraka Türk olarak büyüme stratejimizi seçici kredi politikası, güçlü aktif kalitesi ve sürdürülebilir karlılık ekseninde kurguluyoruz." dedi.

????

Temsah, "Bankacılık Söyleşileri" kapsamında
2025'in Türkiye ekonomisi için hem küresel belirsizlikler hem de iç regülasyon ve pazar koşulları nedeniyle zorlu geçtiğini belirtti.

Enflasyon, sıkı para politikaları, küresel ticarette daralma, jeopolitik riskler ve sınırlı büyüme beklentilerini öne çıkan başlıca zorluklar olarak sıralayan Temsah, bu koşullara rağmen Albaraka Türk olarak disiplinli büyüme stratejilerini koruduklarını ve yılın son günlerine gelirken birçok alanda hedeflerinin üzerinde gerçekleşmelerle 2025’i geride bırakmaya hazırlandıklarını kaydetti.

Temsah, yılın üç çeyreğinde bankanın toplam aktiflerinin yüzde 34,2 artışla 416,7 milyar liraya ulaştığını, net karın ise geçen yılın aynı dönemine kıyasla göre yüzde 268 artışla 9,8 milyar lira olarak gerçekleştiğini kaydetti.

Böylece aktif büyüklüğüne göre en büyük 25 mevduat ve katılım bankası arasında en yüksek yıllık net kar artışına ulaşan banka olduklarını söyleyen Temsah, "Sıkı para politikası ve çeşitli makro ihtiyati tedbirlerin önemli ölçüde şekillendirdiği kredi piyasasında toplam kullandırdığımız finansmanları yılbaşına kıyasla yüzde 43 artırmayı başardık. Toplanan fonlarımızda ise toplam artış miktarı yüzde 26 seviyesinde gerçekleşti." dedi.

Temsah, bankanın bu yıl bilançosunda 2024 yılı eylül ayına göre finansal kiralama alacaklarını yüzde 331 arttırdıklarını söyleyerek şunları kaydetti:

"Bireysel segmentte ise tüketici kredilerimizi yüzde 38,6 arttırırken kredi kompozisyonu içerisinde en yüksek artış yüzde 60,3 ile konut kredilerinde ve yüzde 97,8’lik artışla bireysel kredi kartlarında görüldü. Söz konusu büyümeleri gerçekleştirirken de aktif kalitemizi korumaya özen gösterdik. Sektör genelinde takipteki alacak oranlarının görece hızlı yükseldiği bu dönemde NPL (takipteki kredi oranı) oranımızdaki artışı sektör ortalamasının altında tutmayı başardık. Eylül 2025 itibariyle NPL oranımız yüzde 1,58 olarak gerçekleşirken, son yıllardaki ihtiyatlı ve sağlam duruşumuzu yineleyerek yüzde 83 seviyesindeki özel karşılık oranıyla sektördeki en yüksek karşılık ayırma oranına sahip bankalardan biri olmayı başardık."

"Dijital finansal işlemlerin toplam içerisindeki payı yüzde 93'e dayandı"

Albaraka Türk Genel Müdürü Temsah, finans alanında sağladıkları başarıyı dijitalleşme alanına da taşımayı önemsediklerini belirterek, 2025 yılı performansında belirleyici unsurlardan biri olarak dijitalleşmenin de öne çıktığını vurguladı.

Banka olarak 2025'te kazandıkları müşterilerin yaklaşık yüzde 45’ini dijital kanallar üzerinden kazandıklarını ve katılım bankaları ortalamasının üzerinde bir gerçekleşmeye sahip olduklarını belirten Temsah, "Bugün bankamızdaki dijital finansal işlemlerin toplam içerisindeki payı yüzde 93 seviyelerine dayanmış durumda. Müşterilerimizin her türlü bankacılık işlemlerini uçtan uca dijital olarak tamamlayabildikleri bir ekosistem kurma hayalimiz doğrultusunda adımlarımızı atmayı sürdürüyoruz." ifadelerini kullandı.

Temsah, finansal dünyanın hızla evirildiğini söyleyerek, müşterilerin artık sadece ürün değil, hız, kolaylık, kişiselleştirilmiş deneyim ve teknolojiyle güçlendirilmiş hizmet beklediğini dile getirdi.

Albaraka Türk olarak bu beklentiyi karşılamak amacıyla dijitalleşmeyi stratejilerinin öncelikli ve vazgeçilmez bir parçası haline getirdiklerinin altını çizen Temsah, şu açıklamaları yaptı:

"Bu bağlamda 2025 yılı da bizim için önemli kazanımların hayata geçtiği bir yıl oldu. Dijital dönüşüm yolculuğumuzda temel yaklaşımımız regülasyonların izin verdiği ölçüde müşteri süreçlerimizi uçtan uca dijitale taşımak ekseninde şekilleniyor. Bu bağlamda son yıllarda hayata geçirdiğimiz Dijital Araç Finansmanı, Pratik Kart, Pratik KOBİ Kart gibi ürünlerimiz bu yaklaşımımızı sahaya yansıtıyor. 2025 yılında müşterilerimize vermiş olduğumuz kredi kartlarının yüzde 40’ı tamamen uçtan uca dijital kanallar üzerinden gerçekleşti. Yine müşterilerimizin ihtiyaç duyduğu birçok sigorta ürününü uçtan uca mobil uygulamamıza taşıdık. Bu yıl eklediğimiz yeni hizmet fonksiyonlarıyla AlbaFX’i yeniledik ve müşterilerimizin yurt içi ve yurtdışı yatırım işlemlerini tek bir platform üzerinden gerçekleştirebilmelerini sağladık. Hemen hemen her iki müşteriden bir tanesi dijital kanallar üzerinden bankamız müşterisi olurken bu oranda katılım bankaları arasında öncü olmayı başardık."

"Verimlilik odaklı bir şekilde müşteri portföyümüzü çeşitlendirmeyi hedefliyoruz"

2026 yılına doğru ilerlerken temel senaryolarının, dezenflasyon sürecinin kararlılıkla devam ettiği, faizlerde kademeli gevşemenin sürdüğü ve makroekonomik istikrarın güçlendiği bir görünüme dayandığını belirten Temsah, "Bu çerçevede Albaraka Türk olarak büyüme stratejilerimizi seçici kredi politikası, güçlü aktif kalitesi ve sürdürülebilir karlılık ekseninde kurguladık." dedi.

Temsah, "Segment bazında baktığımızda tek bir alana bağlı kalmak yerine verimlilik odaklı bir şekilde müşteri portföyümüzü çeşitlendirmeyi hedefliyoruz. KOBİ ve ticari segmentler ekonomimizin bel kemiği ve geçmişte olduğu gibi önümüzdeki dönemde de reel ekonominin finansmanı konusunda aktif bir oyuncu olarak yer almayı sürdüreceğiz." dedi.

Bu minvalde, tedarikçi finansmanı, nakit yönetim ürünleri ve dış ticaret çözümleri ile reel sektöre doğrudan dokunan alanlarda büyüme hedeflerini sürdüreceklerini aktaran Temsah, finansal kiralama tarafında bu yıl gösterdikleri güçlü büyüme oranını önümüzdeki yıla da taşıyarak reel sektörü desteklemeyi sürdüreceklerini vurguladı.

"2026'da katılım bankaları büyümesinin daha da ivmeleneceği ve sektörden alınan payın artacağını öngörüyoruz"

Temsah, 2025 yılının küresel ölçekte oldukça dalgalı bir finansal ortam sunduğunu kaydetti.

ABD ve Avrupa’da politika faizlerinin uzun süre yüksek kalması, enerji fiyatlarındaki oynaklık, küresel ticaretteki yavaşlama ve jeopolitik risklerin artmasının hem fonlama maliyetleri hem de sermaye akımları üzerinde baskı oluşturduğunu anlatan Temsah, bu gelişmelerin, Türk katılım bankacılığını da etkilediğini söyledi.

Özellikle yüksek TL fonlama maliyetleri ve kar paylaşımı marjlarındaki daralmanın sektörün karlılık dinamikleri üzerinde belirgin bir baskı oluşturduğuna değinen Temsah, "Buna rağmen, katılım bankacılığı 2025’i dayanıklılık sınavından başarıyla geçtiği bir yıl olarak geride bıraktı. Bunun temel sebeplerini birkaç başlıkta toplamak mümkün. İlk olarak, güçlü sermaye yapısı ve yüksek likidite tamponları bunu sağlayan nedenlerden biri oldu." dedi.

Temsah, katılım bankalarının sermaye yeterlilik rasyosunun yıl boyunca yüzde 19 seviyesinde seyrederek sektör sermaye yeterlilik rasyosu olan yüzde 17,9’un üzerinde kaldığını aktardı.

Bu sermaye pozisyonunun, dalgalanmalara karşı önemli bir güvenlik tamponu oluşturduğuna işaret eden Temsah, bunun dışında, katılım bankalarında ekim sonu itibariyle takipteki kredi oranının yüzde 1,98 ile mevduat bankaları ortalaması olan yüzde 2,59’un altında kaldığını ifade etti.

Temsah, bankaların yüksek karşılık ayırma politikasını sürdürdüğü için kredi riskinin bilançolara etkisinin sınırlı kaldığını bildirerek, şunları kaydetti:

"KOBİ kredilerinde sorunlu alacak oranları görece yüksek olsa da güçlü karşılık oranları riskleri yönetebilir seviyede tuttu. Diğer tarafta bu yıl kredi alt segmentlerinde NPL oranlarındaki en hızlı yükseliş olarak ihtiyaç kredileri ve kredi kartları ön plana çıktı. Katılım bankaları olarak reel varlık temelli finansman yöntemlerimizin de katkısıyla bu alandaki bozulmalar mevduat bankalarına göre oldukça sınırlı kaldı. Sıkı para politikası ve yüksek fonlama maliyetlerine rağmen katılım bankalarının kredi büyümesi sektör ortalamasını aşmaya devam etti. Aktif kalitesi ve sermaye yapısındaki güçlenme ile birlikte sektördeki pazar payı artışı da sürdü. Katılım bankacılığı reel varlık temelli, ticaret odaklı ve spekülatif işlemlerden uzak bir finansman modeliyle çalıştığı için küresel oynaklığın arttığı dönemlerde daha dayanıklı bir profil sergiliyor. Bu yapı da 2025’te kendini yeniden kanıtladı. Piyasa koşullarının daha da açılmasını beklediğimiz 2026 yılında katılım bankaları büyümesinin daha da ivmeleneceği ve sektörden alınan payın artacağını öngörüyoruz."

"Toplam katılım bankası sayısı 6’dan 12’ye yükselmiş olacak"

Malek Temsah, yılın üç çeyreğinde, katılım bankalarının aktiflerini yüzde 45’in üzerinde büyüterek yaklaşık 4 trilyon liraya taşıdığını kaydederek, bankacılık sektöründeki ağırlığını artırdığına dikkati çekti.

Böylece katılım bankacılığının toplam aktifleri içindeki payının yüzde 9'a ulaştığını belirten Temsah, "Sektörün orta vadede rahatlıkla Katılım Finans Strateji Belgesi’nde de yer alan yüzde 15 hedefine ulaşabileceğine inanıyoruz." dedi.

Temsah, Orta Vadeli Program'da (OVP) vurgulanan Katılım Finans Kanunu'nun, sektörün kurumsal çerçevesini güçlendirecek en kritik unsur olarak öne çıktığını söyleyerek, bu düzenlemenin hayata geçmesi ve ürün bazlı düzenlemelerin netleşmesinin sektörün şeffaflığını, güvenirliliğini ve rekabet gücünü artırmasını öngördüğünü kaydetti.

Özellikle son yıllarda katılım bankacılığının yeni aktörlerle hızlı büyümeye devam ettiğini aktaran Temsah sözlerini şöyle sürdürdü:

"2022’den bu yana kurulan son 10 yeni bankanın 6 tanesini katılım bankaları oluşturuyor. Bu bankaların bazıları bir süredir faaliyette ve bazıları da 2026 yılında faaliyete başlamayı hedefliyor. Bu bağlamda 4-5 yıl gibi kısa bir süre içerisinde aslında toplam katılım bankası sayısı 6’dan 12’ye yükselmiş olacak. Bu durumun sektör açısından olumlu etkisini ve ivmelenmeye sağlayacağı katkıyı da önümüzdeki yıllarda çok daha belirgin bir şekilde göreceğimize inanıyoruz. 2026 ve sonrasında, güçlü hukuki çerçeve, dijitalleşme odaklı büyüme, ürün çeşitliliği, sermaye piyasaları entegrasyonu ve finansal okuryazarlık çalışmaları sayesinde katılım bankacılığının Pazar payının çift hanelere rahatlıkla ulaşacağını ve Türkiye’nin finansal mimarisinde çok daha büyük bir rol üstleneceğini öngörüyoruz."


Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER