Ekonomi

50'sinden sonra üniversiteli olan kadın girişimcilerle ata tohumundan fide yetiştiriyor

İki çocuk annesi 54 yaşındaki Kızılkaya, "Üniversiteli olmak çok güzel. Benim kimseyle yarışım olmadı, benim yarışım kendimi kendime ispat etmekti. Bunu da başardığıma inanıyorum. Herkese tavsiye ediyorum, kimse 'yapamam' demesin." dedi.

50'sinden sonra üniversiteli olan kadın girişimcilerle ata tohumundan fide yetiştiriyor
11-05-2025 11:52
Kocaeli

Kocaeli'de emekli olduktan sonra 51 yaşında girdiği meslek yüksek okulunu birincilikle tamamlayan ve 4 yıllık üniversiteye başlayan Yasemin Kızılkaya, kadın girişimcilerin ata tohumundan fide yetiştirdiği serada da üretimin her aşamasında yer alıyor.

Uzun yıllar camcılık mesleğinde eşiyle çalışan 2 çocuk annesi 54 yaşındaki Kızılkaya, emekliliğinin ardından üniversite hayalini gerçekleştirmek için 3 yıl önce Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na girdi. Aldığı puanla şehir dışındaki 4 yıllık bölümlere hak kazanan ancak ailesinden uzak kalmamak için Kocaeli Üniversitesi Ali Rıza Veziroğlu Meslek Yüksekokulu İşletme Yönetimi Bölümünü tercih eden Kızılkaya, okulundan birincilikle mezun oldu.

Daha sonra Dikey Geçiş Sınavı’yla Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi İşletme Bölümü’ne yerleşen ve uzaktan eğitimle öğrenimini sürdüren Kızılkaya, kadın girişimcilerin kurduğu Dane Riz Kadın Girişimi Üretim İşletme Kooperatifi'nde de üretimde aktif şekilde yer alıyor.

Yıllar önce aldığı ehliyete rağmen araç kullanma konusunda kendine güvenemeyen kooperatifin Yasemin ablası, yüksekokul döneminde okula gidip gelmek için yeniden eğitim alarak kullanmaya başladığı aracıyla her gün arkadaşlarını seraya götürüyor.

Kızılkaya, AA muhabirine, üniversite hayalini evlilik, çocuklar ve çalışma hayatından dolayı bir türlü gerçekleştirme imkanı bulamadığını ancak her zaman sınava girmek istediğini anlattı.

Arkadaş ortamında sınav başvurularının son günü olduğunu öğrenince çocuklarıyla başvuru yaptığını anlatan Kızılkaya, "Etrafımda 'Giremezsin, başaramazsın.’ dediler. 'Liseyi bitireli 35 yıl olmuş, çok çalışman lazım.' dediler. 'Ne kaybederim ki?' dedim. 'Bu benim hayalim, kaybedecek bir şeyim yok' diye düşündüm." diye konuştu.

Kızılkaya, 2 yıllık örgün öğretimi tercih ettiğini aktararak, "4 yıllık üniversiteleri de kazanma şansım vardı ancak belirli yaşa gelmiş evli insan olarak şehir dışına gidemezdim. İki yıllık örgün eğitime devam ettim. İşletme Yönetimi kazandım, orada devam ettim ve okulumu birinci bitirdim. Daha sonra açıköğretime geçtim. Örgün öğretim benim açımdan zor oluyordu. Gerçi bittiğinde ağladım, çok üzüldüm." ifadelerini kullandı.

Eğitim süreci iş hayatına da katkı sağladı

Sınıf arkadaşlarının kendi çocuklarıyla neredeyse aynı yaşta olduğuna dikkati çeken Kızılkaya, sınıfa ilk girdiğinde kendisini akademisyen zannettiklerini dile getirdi.

Kızılkaya, etrafından hissettiği baskı nedeniyle "yapamayacağım korkusu" yaşadığını anlatan Kızılkaya, "Çalıştım ama öyle gece gündüz de çalışmadım. Normal şekilde çalıştım. Birinci olacağımı düşünmedim ama birincilikle bitirdim." dedi.

Okul dönemi derslere otobüslerle gidip gelmenin zor olduğuna değinen Kızılkaya, 20 yıl önce ehliyet almasına rağmen araç kullanmayı bilmediğini, bu nedenle yeniden eğitim alarak otomobiliyle okula gitmeye başladığını ve şimdi de kooperatife arkadaşlarını taşıdığını anlattı.

Kızılkaya, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayesinde yürütülen "Ata Tohumu" projesi kapsamında Kocaeli’de kurulan kadın kooperatifine, bir arkadaşının davetiyle katıldığına değinerek, "Zaten sevdiğim ve güvendiğimiz arkadaşlarım, burada birlikte çalışmaya başladık. 3 yıldır da çok güzel şekilde devam ediyoruz. Tohumlarımızı ekiyoruz, her şeyi öğrendik. Nasıl muhafaza edilir, nasıl sulanır, ne zaman fide haline gelir..." ifadelerini kullandı.

Gençlik yıllarında hep üniversite hayali olduğunu dile getiren Kızılkaya, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Üniversiteli olmak çok güzel. Benim kimseyle yarışım olmadı, benim yarışım kendimi kendime ispat etmekti. Bunu da başardığıma inanıyorum. Herkese tavsiye ediyorum, kimse 'yapamam' demesin. Yapamasa da ne kaybeder ki? Herkes yapsın, ben yaptıysam herkes yapar. Özellikle iletişim açısından bana çok katkısı oldu. Kendi işletmemizde ve kooperatifimizin işletmesinde insanlarla diyalog nasıl kurulur, muhasebesi nasıl tutulur… Muhasebecimiz var ama en azından onun takibini yapabiliyorum."

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER