Özel Haber

11 Kasım 2025 tarihli gelişmeler çerçevesinde Türk askeri uçağının düşürülmesi ve İsrail’in olası rolüne ilişkin değerlendirme

Moskova merkezli “Uluslararası Suçlar ve Terörle Mücadele Teşkilatı” Azerbaycan dönüşü Gürcistan hava sahasında düşen Türk Askerî uçağına dair bir rapor/analiz yayınlandı

11 Kasım 2025 tarihli gelişmeler çerçevesinde Türk askeri uçağının düşürülmesi ve İsrail’in olası rolüne ilişkin değerlendirme
12-11-2025 09:08

HABER MERKEZİ

Moskova merkezli “Uluslararası Suçlar ve Terörle Mücadele Teşkilatı” (KGT) (*) tarafındanRusya Federasyonu Adalet Bakanlığı Moskova İl Müdürlüğü’nün 9475 no’lu emri ile” hazırlandığı kaydedilen11 KASIM 2025 TARİHLİ GELİŞMELER ÇERÇEVESİNDE TÜRK ASKERİ UÇAĞININ DÜŞÜRÜLMESİ VE İSRAİL’İN OLASI ROLÜNE İLİŞKİN DEĞERLENDİRME RAPORU” ile Azerbaycan dönüşü Gürcistan hava sahasında düşen Türk Askerî uçağına dair bir rapor/analiz yayınlandı.

Raporda şunlar kaydedildi:

KONU: 11 KASIM 2025 TARİHLİ GELİŞMELER ÇERÇEVESİNDE TÜRK ASKERİ UÇAĞININ DÜŞÜRÜLMESİ VE İSRAİL’İN OLASI ROLÜNE İLİŞKİN DEĞERLENDİRME RAPORU

1. GİRİŞ

Bu rapor, 11 Kasım 2025 tarihinde yaşanan iki önemli gelişme arasındaki potansiyel bağlantıyı analiz etmek amacıyla hazırlanmıştır. Raporun ilk bölümünde, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı ve İsrail'in bölgesel politikalarına yönelik sert eleştiriler içeren konuşması ele alınmaktadır. İkinci bölümde ise, bu konuşmadan saatler sonra Azerbaycan'dan Türkiye'ye seyahat etmekte olan bir Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ait C-130 tipi askeri kargo uçağının Gürcistan sınırında düşmesi olayı incelenmektedir. Rapor, bu iki olayın zamanlaması ve içeriği arasındaki korelasyonu değerlendirerek, uçağın İsrail tarafından düşürülmüş olabileceği yönündeki iddiayı ve bu iddiayı destekleyen argümanları analiz etmektedir.

2. OLAYLARIN KRONOLOJİSİ VE BAĞLAMI

  • 11 Kasım 2025, Sabah Saatleri: MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında bir konuşma yapmıştır. Bu konuşmanın ana eksenleri Azerbaycan ile stratejik ortaklığın altını çizmek ve İsrail'in Gazze'deki saldırganlığını ve bölgedeki faaliyetlerini hedef almaktır.
  • 11 Kasım 2025, Öğleden Sonra: Milli Savunma Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığı ve İletişim Başkanlığı tarafından yapılan açıklamalarla, Azerbaycan'dan kalkan bir C-130 askeri kargo uçağının Gürcistan-Azerbaycan sınırında düştüğü teyit edilmiştir. Arama-kurtarma çalışmalarının başlatıldığı bildirilmiştir.

3. İDDİANIN DAYANAKLARI: İSRAİL'İN SORUMLULUĞUNA İŞARET EDEN ARGÜMANLAR

Sunulan metinler temel alındığında, askeri uçağın bir kaza sonucu değil, İsrail tarafından hedef alınarak düşürüldüğü yönündeki tezi destekleyen argümanlar şu şekilde sıralanabilir:

3.1. Zamanlama: Doğrudan ve Hızlı Bir Karşılık İddiası

En dikkat çekici unsur, olayların zamanlamasıdır. Devlet Bahçeli'nin Türkiye'de iktidar ortağı bir partinin lideri olarak, son derece sert ve doğrudan İsrail'i hedef alan konuşmasını yapmasından sadece birkaç saat sonra bu olayın gerçekleşmesi, tesadüf olasılığını zayıflatan bir unsur olarak değerlendirilmektedir. Bu perspektife göre, uçağın düşürülmesi, Bahçeli'nin sözlerine yönelik anlık, orantısız ve "mesaj" niteliği taşıyan bir misilleme eylemi olabilir.

3.2. Motivasyon: Bahçeli'nin Konuşmasındaki Doğrudan Tehdit ve Suçlamalar

Bahçeli'nin konuşması, diplomatik bir dilin ötesinde, açık bir suçlama ve uyarı içermektedir. Konuşmadan alınan aşağıdaki ifadeler, potansiyel bir motivasyon kaynağı olarak öne çıkmaktadır:

  • "Siyonist Vandallık": İsrail'in eylemlerini doğrudan "vandallık" olarak nitelemesi.
  • "Siyonist-emperyalist tetikçilerin kumpasları": Türkiye-Azerbaycan ittifakına yönelik komploların arkasında İsrail'in olduğunu ima etmesi.
  • "İsrail’in bölgedeki oyunlarını... görmediğimizi hiç kimse zannetmesin": İsrail'in bölgesel faaliyetlerinin Türkiye tarafından yakından izlendiği ve bilindiği mesajı.
  • "Azerbaycan ve Türkiye’nin egemenlik haklarına pusu kuran, tuzak hazırlayan, hançer sallayan hangi mihrak olursa olsun hezimet yaşamaya mahkûmdur": Bu ifade, rapordaki en kritik noktadır. Bahçeli, doğrudan Türkiye ve Azerbaycan'ın egemenliğine yönelik "pusu", "tuzak" ve "hançer sallama" eylemlerinden bahsetmektedir. Bu konuşmadan hemen sonra askeri bir uçağın düşmesi, bu "hançer sallama" eyleminin somut bir karşılığı olarak yorumlanabilir.

3.3. Stratejik Hedef: Türkiye-Azerbaycan Hattı

Düşen uçağın rotası, iddianın bir diğer önemli dayanağını oluşturmaktadır. Uçak, Bahçeli'nin konuşmasında "iki devlet tek millet" ve "Türk Devri'nin iki parlayan devleti" olarak yücelttiği Azerbaycan'dan havalanmıştır. Dolayısıyla, bu özel rotadaki bir Türk askeri varlığının hedef alınması, sadece Türkiye'ye değil, aynı zamanda Bahçeli'nin konuşmasında altını çizdiği Türkiye-Azerbaycan stratejik ortaklığına ve "Türk Devri" vizyonuna yönelik bir saldırı olarak okunabilir. Bu, İsrail'in "kirli lobiler ve Siyonist-emperyalist tetikçilerin kumpaslarına geçit vermeyecektir" sözüne verilmiş somut bir cevap niteliği taşıyabilir.

4. DEĞERLENDİRME VE ANALİZ

Yukarıdaki argümanlar, olaylar arasında bir neden-sonuç ilişkisi kurma eğilimindedir. Bu teze göre İsrail, Türkiye'den gelen ve kendi bölgesel çıkarlarına tehdit olarak algıladığı sert söylemlere, aynı sertlikte ve askeri bir eylemle karşılık vermiştir. Eylemin zamanlaması, hedefi ve yöntemi, eylemin spontane bir öfke patlamasından ziyade, önceden planlanmış bir stratejinin parçası olabileceğini düşündürmektedir.

4.1. Eylemin Niteliği: İnkar Edilebilirlik ve Asimetrik Mesaj

Uçağın Gürcistan hava sahasında veya sınır hattında düşürülmesi, eylemin arkasındaki aktöre kritik bir "makul inkar" (plausible deniability) imkanı tanır. Olay, teknik bir arıza, kötü hava koşulları veya hatta bir kaza olarak lanse edilebilir. Bu durum, İsrail'in doğrudan bir savaş nedeni yaratmadan, son derece sert bir mesaj vermesine olanak tanır. Bu, konvansiyonel bir çatışmadan ziyade, gölge savaş ve asimetrik karşılık taktiklerinin bir yansımasıdır. Hedef, Türkiye'yi askeri olarak provoke etmekten çok, siyasi iradesini test etmek ve gelecekteki benzeri sert söylemlerin bir bedeli olacağını göstermektir.

4.2. Stratejik Bağlam: Güney Kafkasya'daki Güç Mücadelesi

Devlet Bahçeli'nin konuşmasında İsrail'in "bölgedeki oyunlarına" ve "stratejik manevralarına" özel olarak atıfta bulunması, olayın arka planını anlamak için kilit öneme sahiptir. İsrail'in Azerbaycan ile uzun yıllara dayanan askeri ve istihbari işbirliği bilinmektedir. Türkiye'nin Azerbaycan ile ilişkilerini "Türk Devri" vizyonu çerçevesinde derinleştirmesi, bölgedeki dengeleri değiştirmekte ve İsrail'in nüfuz alanını potansiyel olarak tehdit etmektedir. Bu çerçevede, Azerbaycan'dan kalkan bir Türk askeri uçağının hedef alınması, İsrail'in Türkiye'ye "Kafkasya'daki denklemin bir parçası da biziz ve çıkarlarımıza aykırı hamlelere izin vermeyeceğiz" mesajını iletme çabası olarak yorumlanabilir. Bu eylem, Bahçeli'nin "hançer sallayan mihrak" tanımının sahada somutlaşmış halidir.

4.3. Resmi Açıklamaların Analizi

Türk makamlarının (Cumhurbaşkanlığı, MSB, İletişim Başkanlığı) ilk açıklamaları, beklendiği üzere temkinli bir dil kullanmaktadır. Olaydan "düşme" olarak bahsedilmesi ve "kaza" ihtimalinin dışlanmaması, krizin ilk anlarında tansiyonu kontrol altında tutma ve spekülasyonları önleme amacını taşımaktadır. "Sadece resmî kurumlarımızın açıklamalarının dikkate alınması" yönündeki uyarı, olayın hassasiyetini ve arkasında yatan nedenlerin ne denli karmaşık olabileceğini göstermektedir. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "şehitlerimize rahmet" dilemesi, can kaybının kesinleştiğine işaret etmekle birlikte, olayın nedenine dair bir yargıda bulunmaktan kaçınması, devlet aklının deliller toplanana kadar ihtiyatlı hareket ettiğini göstermektedir. Ancak bu ihtiyatlı dil, saldırı ihtimalinin ortadan kalktığı anlamına gelmemekte, aksine böylesi büyük bir krizin diplomatik ve askeri sonuçlarının dikkatle yönetildiğine işaret etmektedir.

5. SONUÇ

Mevcut veriler ve olaylar dizisi bir bütün olarak değerlendirildiğinde, 11 Kasım 2025 tarihinde Gürcistan sınırında düşen Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ait C-130 tipi askeri kargo uçağının, bir kaza sonucu değil, bilinçli bir saldırı sonucu düşürüldüğü ve bu saldırının arkasındaki en muhtemel aktörün İsrail olduğu yönündeki tez güçlü bir zemin bulmaktadır.

Bu değerlendirmenin temel dayanakları şunlardır:

1. Zamanlama: Saldırı, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin İsrail'i doğrudan hedef alan, "Siyonist vandallık" ve Türkiye-Azerbaycan egemenliğine "pusu kuran mihrak" gibi son derece ağır ifadeler kullandığı konuşmasından yalnızca birkaç saat sonra gerçekleşmiştir. Bu durum, olayın bir misilleme eylemi olduğu ihtimalini kuvvetlendirmektedir.

2. Motivasyon ve Mesaj: Bahçeli'nin konuşması, İsrail için bir eylem motivasyonu oluşturmuştur. Saldırı, Türkiye'nin sert söylemlerinin karşılıksız kalmayacağı ve Türkiye- Azerbaycan stratejik ortaklığının hedef alınabileceği yönünde açık bir mesaj niteliği taşımaktadır.

3. Hedefin Sembolik Değeri: Saldırının hedefi olan uçağın rotası (Azerbaycan-Türkiye), Bahçeli'nin yücelttiği ittifakın tam kalbine yöneltilmiştir. Bu, tesadüfi bir hedef seçiminden öte, sembolik anlamı yüksek, planlı bir eylemdir.

4. Yöntem: Olayın üçüncü bir ülkenin sınır bölgesinde gerçekleşmesi, faile inkar edilebilirlik sağlayarak doğrudan bir savaşı tetiklemekten kaçınan, ancak mesajı net bir şekilde ileten bir gölge savaş taktiği ile uyumludur.

Nihai ve kesin bir yargıya varmak için enkaz üzerinde yapılacak teknik incelemeler (karakutu verileri, olası bir füze ya da dış müdahale izleri) ve istihbarat çalışmaları elzemdir. Ancak mevcut durumda, olayların kronolojik ve mantıksal akışı, Bahçeli'nin konuşmasında dile getirdiği uyarıların trajik bir şekilde ve süratle gerçeğe dönüştüğünü göstermektedir. Uçağın düşürülmesi, Türkiye ile İsrail arasındaki gerilimin sadece retorik düzeyde kalmayıp, tehlikeli bir askeri boyuta taşındığının en somut ve endişe verici kanıtı olarak değerlendirilmelidir.

(*)

Teşkilat Hakkında

Uluslararası Suçlar ve Terörle Mücadele Teşkilatı (KGT) insan hayatının ve bölgemizin güvenliğine, sosyal hayata ve ekonomik istikrara tehdit oluşturan terör ve suç örgütler*yle mücadele etmek amacıyla Rusya Federasyonu Adalet Bakanlığı Moskova İl Müdürlüğü’nün 9475 numaralı 16.11.2021 tarihli kararıyla yürürlüğe girmiş bir kurumdur.

Teşkilat, terörizm ve uluslararası suçlarla mücadele için Rusya Federasyonu içinde ve dışında ilgili kurum ve kuruluşlarla müşterek faaliyetler yürüterek, bu konularda politika ve strateji geliştirmektedir.

Teşkilat, hedeflerine etkili ve başarılı bir şekilde ulaşmak için uluslararası güvenlik, jeopolitik, küresel ekonomi, inovasyon, enerji, stratejik istihbarat ve savunma alanlarında benzersiz araştırmalar üzerinde çalışmaktadır. Bu alanlarda “Muhakeme, Müşahade, İcra” düsturuyla Teşkilat bünyesinde her türlü veri ve enformasyonu toplayan, işleyen ve değerlendiren Bilgi ve Analiz Departmanı bulunmaktadır. Böylelikle Teşkilat, yaklaşan tehditlerin olasılığını önceden analiz ederek Kamu Düzenine ve Güvenliğine yönelik tehditleri etkisiz hale getirmek amacıyla uzun vadeli çözüm senaryoları geliştirmektedir.

.

dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER