Başbakan Ahmet Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye çağrıda bulunarak, "En kısa zamanda nerede ve hangi şartlarda bir araya gelmek isterlerse bir araya gelmeye hazırım." dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu,
Merkez Yürütme
Kurulu (MYK)
toplantısı devam ederken
basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ’MGK acil toplanmalı ve sıkıyönetim
ilan edilmeli’ çağrısına
işaret eden Davutoğlu, "Sorunları çözecek olan, Meclis’te
temsil edilen genel başkanları
olmak üzere kadrolarıdır. Bunları yapmakla sorumlu olanların
daha bu noktada gerekli adımları atmadan sıkıyönetim çağrısında bulunmasını, demokrasimiz adına da siyasi partilerimizin dayanması gereken
demokratik ilkeler adına da bir şanssızlık
olarak görüyorum. Sıkıyönetim yılları
Türkiye’de geride kalmıştır. Olağanüstü hal de geride kalmıştır. Birileri özgürlüklerin sınırlandırıldığı ve
Türkiye’nin olağanüstü hal görüntüsünün verilerek uluslararası itibarının sarsıldığı günleri hayal edebilir ama biz
buna asla izin vermeyeceğiz. Terörle
mücadele sadece Türkiye’ye has bir özellik değil, bütün dünyada
terörle mücadele yürütülüyor ve terörle mücadelede büyük fedakarlıklar da yapılır ama hiçbir demokratik
ülke terörle mücadeleyi yürütürken demokrasiden taviz verecek yöntemleri, sıkıyönetimi
tavsiye etmez" ifadelerini kullandı.
Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Şunu açık
bir şekilde ifade edeyim, HDP’ye
dönük olarak da onun sırtını dayadığını iddia ettiği örgütlere dönük olarak da söylüyorum, alınması
her türlü önlemi alacağız ama asla Türkiye’de demokrasinin askıya izin alınmasına vermeyeceğiz. Hele hele Türkiye’de MGK’ya atıfla sorularını çözüleceğini ifade etmek, Meclis’te bulunmanın sorumluluğunu yerine getirmeyenlerin MGK’ya
görev atfetmeleri ise demokrasimiz
için bir şansızlıktır. Türkiye’de demokrasi anayasal çerçevede yürür. Biz bunun
için bu gayretleri sarf ederken bir taraftan terörle mücadeleyi yürüttük. Olağanüstü
gibi görünen durumlarda en
doğru çözüm, olağan tavır sergilemektir. Bu iki ay
içinde milletimiz şahittir benim hiçbir ifademde bir öfke, fevri adım ya da telaş hali
söz konusu olmamıştır. Çünkü ben ülkeme, demokratik süreçlere, bizlere oy vermiş halkıma, TBMM’deki milletvekillerinin tümüne güvenirim ama hiçbir şekilde
TBMM dışında platformda
çözüm arayışına girmem."
"BÜTÜN SİYASİ PARTİLERE ÇAĞRIDA BULUNUYORUM"
"Önümüzde iki yol var, bütün siyasi partilere çağrıda bulunuyorum. 24 Ağustos günü gelmeden
önce yani TBMM içinden bir
hükümet çıkamadığı için Sayın Cumhurbaşkanımızın hükümet çıkmaması dolayısıyla
erken seçim
kararı almasına mahal bırakmaksızın
gelin biz görevimizi yapalım ve TBMM içinden bir hükümeti, erken seçim kararını da TBMM içinde alarak biz vazifemizi yapalım. Madem hükümet kurulamadı, gelin erken seçime Cumhurbaşkanı’nın kararıyla
değil 7 Haziran’da oluşan ve
her bir asil milletvekillerinden oluşan TBMM’nin manevi ve hukuki şahsiyetiyle yürüyelim. Madem ki olmadı, hükümet kuramadık, seçime giderken milletimize biz sizden aldığımız emaneti tekrar size getiriyoruz derken bu emaneti
alan milletvekillerinin oylarıyla, kararlarıyla gidelim. Cumhurbaşkanımızın kararlarıyla değil. Sayın Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’ye çağrıda bulunuyorum, en kısa zamanda nerede ve hangi şartlarda bir araya gelmek isterlerse bir araya gelmeye hazırım. İstedikleri mekanda, istedikleri süreyle, gündemle oturmaya hazırım. Yeter ki millet
bizim emanet verdiklerimiz
görevden ve sorumluluktan kaçtı demesinler. bir kez daha Sayın Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’yle
üçlü olarak oturmaya, erken seçim için gerekli
olan yasal ve anayasal zemini konuşmaya hangi düşünceleri
varsa bunları tek tek ele
almaya hazır olduğumuzu ifade
etmek istiyorum" diyen
Başbakan Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Bugün Perşembe,
yarın Cuma. Sayın Bahçeli’ye
mübarek Cuma sonrasından bahsetti birçok atıfla. İşte, mübarek Cuma sonrasında milletimizin çağrısına uyarak nerede istiyorlarsa buluşalım. İsterlerse Hacı Bayram’dan
birlikte bir yere gideriz. İlk Meclis’te buluşalım. İlk Meclis’in odasında buluşalım. 23 Nisan bilinciyle buluşalım ve
Meclis bunu çözer diye oturalım konuşalım.
Şehit cenazemizde
Ankara’da yüreği dağlayan sahneler yaşanırken bir ses arkamdan Sayın Başbakanım bir araya gelin, konuşun dedi. Ben, bir araya gelip konuşmaya hazırım.
Tabii burada HDP’ye ilk
ziyareti yaptım ama şimdi şehitlerimize gerekli saygıyı göstermeyen,
terör örgütlerine açık
övgü dizenlerin böyle bir çağrıda karşılığı olmadığı kanaatindeyim."
"CUMHURBAŞKANIMIZIN KARAR ALMASINA GEREK KALMAKSIZIN BU ADIMLARI ATALIM"
"Kendilerinin milletvekili
listesi dağda hazırlananlar,
kendi iradeleriyle bir başka caddeden geçemeyecek
olanlar bize irade hatırlatmasında bulunuyor" diyen Davutoğlu, "Biz irademizi de nereden alacağımız biliriz. Gücümüzü de
nasıl kullandığımıza cümle alem şahittir. Bu hükümet geçici diye anılan bu hükümet son 30 yılın en
geniş kapsamlı terör operasyonlarına
karar vermiştir, bütün o talimatlar
Başbakanlık talimatıyla verilmiş, şahsi imzamdan çıkmıştır. Bu cesur kararları almaktan çekinmeyenler kimsenin böyle tehditkar dillerine kulak asmaz. Kendi ifadeleriyle en küçük kararı
bile Kandil’den
gelen talimatla alanlar, Eş Başkanları dışında, bir de
paralel belediye başkanlıkları kurmuş olanlar
bu konuda itiraz veya eleştiri getiremezler. Çağrım açıktır yarın
cuma namazından
sonra Sayın
Bahçeli öyle dediği için ama herhangi bir zamanda da konuşmaya hazırım.
Artık uzun süreli koalisyonun imkansızlığı ortaya çıkmıştır, birbirimizi suçlamak yerine hep beraber heybemizde ne varsa ortaya koyalım. Bu
kadar kapsamlı milletin evlatlarının
geleceği söz konusu olduğunda birbirimizi yıpratmak,
düşük seviyede cereyan eden polemiklere
girmek yerine koymak yerine gövdemizi taşın
altına koyalım, halkımızdan
pozitif bir gündemle oy isteyelim.
Seçim güvenliği bağlamında yapılması gereken yasaları
içeren reform paketiyle gidelim. İki ay
aynı masa etrafında oturamayacak mıyız? Konuşalım, bu çerçeveyi çizelim ve Cumhurbaşkanımızın karar almasına gerek kalmaksızın bu adımları atalım. Birinci yol budur. Bunun olmasını ümit ederim" açıklamasında bulundu.
"Cumhurbaşkanımızın karar aması durumunda Anayasa’nın 114 ve 116. maddelerine uygun olarak bütün partilerin bu hükümette yer alması çağrısında bulunuyorum" ifadesini kullanan Davutoğlu, "Hiçbir gerekçeyle birinin diğerini dışlamasına izin vermeden, madem ki böyle bir karar alınmak
zorunda kaldı bütün
Meclisi temsil eden tabloyla hükümete kuralım diyorum. MHP ilk andan itibaren buna katılmayacağını ifade etti,
dün CHP’den de benzer
açıklama duymaktan üzüntü duydum. Şundan zannedilmesin bu üzüntü, kimse gelmezse gelmesin, biz ne olursa
olsun bu
ağır sorumluluğu üstlenir, teröre
karşı milletimizin bekası için verdiğimiz mücadeleyi yürütürüz. Seçimde kaybetsek dahi alınması gereken karardan bir an dahi feragat etmeyiz. Biz, seçim gününe kadar ülkeyi hükümetsiz bırakmayız, doğru olanı yaparız. CHP ve MHP’nin Anayasa’nın 114 ve 116. maddelerini bir kez daha okumalarını rica ediyorum. Burada anayasa
parti gruplarına bu görevi vermişken ülke hükümetsiz kalmasın, hepiniz burada temsil edilin demişken anayasanın bu hükmünü yok sayarak ben buna katılmıyorum demek anayasayı tanımamaktır. Şu partiyi beğenmedim diyor MHP, Meclis’te duruyorsunuz. Anayasanın hükmü bu" şeklinde konuştu.
Davutoğlu, "Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’ye, Pazartesi’den önce nerede
ne zaman isterlerse bir araya gelme, ülkeyi birlikte alacağımız
kararlar ve reformlarla omuz omuza seçime götürme çağrısında bulunuyorum" dedi.
Açıklama sonrası gazetecilerin sorularını cevaplayan Davutoğlu, bir gazetecinin, "Pazartesi günü de bugünkü
tablo ortaya çıkar, CHP ve MHP seçim hükümetine girmez ise, HDP’den
bugün bir açıklama
geldi Başbakan bize
isim sormadan kendileri isim belirlerse seçim hükümetine
üye vermeyeceğiz’ dedi. Bu açıklama
üzerine isim soracak mısınız?" sorusuna, "Bir
yola çıktığında bütün detayları düşünerek çıkarım. Yasal çerçeveyi de etüt
ederek çıkarım. Arkadaşımızla 8 Haziran’da hukuk komisyonu oluşturduk, arkadaşlarımıza bu
konuları inceleme talimatını verdim. Onlarla istişare ettikten sonra kararı alırız. Anayasal çizginin dışına çıkmadık, çıkmayız. Hem meşruiyet hem de yasallık dışına çıkmadık. Anayasanın
ilgili maddelerini okuyanlar görürler ki açık bir şekilde şu söyleniyor, hükümet kurulamazsa vesaire...
Cumhurbaşkanı bir başbakan atar, parti gruplarının oy oranları
tespit edilir, TBMM başkanı bu oranları Başbakana bildirir. Başbakan da bu oranlara dayalı olarak kişilere teklifte bulunur, parti üyelerinin teklifin
kabulü halinde,
kabul edilmezse dışarıdan ve içeriden bağımsız atanır. Açık, hiçbir yoruma mahal bırakmayan bir söz bu. Bugün HDP sözcüsünün son
derece çirkin şekilde, siyasi
nezaket diyorum, ama benimle ilgili sarf ettiği söz
en büyük siyasi nezaketsizliktir" karşılığını verdi.
"NEZAKET GÖRMEK İSTEYEN NEZAKET, SAYGI GÖRMEK İSTEYEN SAYGI GÖSTERECEK"
Davutoğlu, "HDP’nin gelecek üyelerin kendisine danışılmasını istemesi’ tam anlamıyla bir tutarsızlıktır, ben ne yapacağımı bilirim.
Anayasa ne derse onu yaparım. Eğer böyle bir ithamda bulunmasalardı belki de bir istişarede bulunur, sorabilirdim ama bana
hakaret ettikten sonra anayasal çizgi dışına çıkıp benden tavır beklemelerine de
hakları yoktur. Tekliflerimizi yaparız, kabul edenler eder, edilmezse bağımsız atanır ama bu ülke hükümetsiz kalmaz. Nezaket görmek isteyen nezaket, saygı görmek isteyen saygı gösterecek" açıklamasında bulundu.
Başka bir gazetecinin, "Olası bir seçim hükümetine HDP’nin de üye vermesi durumunda, şehitlere gereken saygıyı göstermiyor dediğiniz HDP ile aynı hükümette yer almanız ulusal güvenlik açısından bir risk olabilir mi?" sorusunu Davutoğlu, "Bu benim iradi tercihim değil, bunun olmaması için de, hatta bu perspektifler çıkmadan, bu olmasını en son istediğim senaryo dedim her zaman. Bu benim iradi bir tercihim değil, bu anayasal bir zorunluluk, anayasanın iradesi böyle diyor. HDP’nin Meclis’te olduğunu reddedebilir misiniz? Bunun müsebbibi kimdir? Bunun müsebbibi çağrılarıma
cevap vermeyen CHP ve MHP olur. CHP ve MHP de buna cevap verirse böyle bir güvenlik problemiyle karşı karşıya kalmayız. Bugün bu çağrıyı yapıyorum, yarın toplanırsak HDP’nin hükümette görev almasına gerek kalmaksızın 3’lü bir koalisyon oluştururuz. İsteniyorsa ikili bir koalisyon oluşturmaya da hazırım. HDP’nin de hükümette görev almasına gerek kalmaz" şeklinde cevapladı.
MURAT SANCAK'A SALDIRI
Star Medya Grup Başkanı
Murat Sancak’a
yapılan silahlı saldırının sorulması üzerine Davutoğlu, "Gerçekten terörün nasıl basın
dahil olmak üzere hiçbir kesime saygısının hak tanımazlığının göstergesi olarak böyle bir
saldırı gerçekleşti. Gerekli güvenlik tedbirlerinin alınacağını ifade ettim, bir kez daha Sayın Murat Sancak’a geçmiş olsun diyorum. Bütün medyaya da geçmiş olsun. Bu saldırı bir medyaya değil, bütün medyayadır. Bu bakımdan basın özgürlüğü de dahil olmak üzere özgürlüğe sahip çıkmamız gerektiğini söylüyorum" diye konuştu.
OKULLARIN GEÇ AÇILMASI
Turizm
sektörü temsilcilerin okulların
geç açılması yönündeki önerisinin Bakanlar Kurulu toplantısında ele alındığını belirten Davutoğlu okulların 28 Eylül’de açılacağını ve
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’ya kayıp günlerin telafisi için
düzenleme yapılması
konusunda talimat verildiğini söyledi.