DEVLET Mİ AKILLI SİZ Mİ?
Başlığa bakarak, “Niye böyle acayip bir soru sorma gereği duydunuz?” diyenleriniz mutlaka çıkacaktır. Sebebini kısaca anlatayım:
Günlük siyasi sohbetlerde milletimizin maşallahı var; tam birer akıl küpü! Bilen de konuşuyor bilmeyen de. Bilgisi olan da yorum yapıyor, bilgisi olmayan da. Hele bazıları öyle yorumlar yapıyor ki, sanki Türk devletini yönetenlerin hiç aklı yok ve bu kişi dünyanın en akıllı vatandaşı! Böyleleri ile sık sık karşılaşınca onlara başlıktaki soruyu soruyorum: “Devlet mi akıllı siz mi?” sonra da “Devlet aklı” denilen bir gerçekten haberi olup olmadığını soruyorum; tabii ki bu tiplerin bundan da haberi yok. Bu sebeple “Devlet aklı nedir, nasıl çalışır, hedefleri nedir?” gibi soruları genel hatlarıyla bir makalede izah etmeye çalıştım.
Halkımız arasında pek olmasa da kamuoyunda, siyaset bilimi ve devlet yönetimi literatüründe “Devlet aklı” kavramı sıkça kullanılmaktadır. Böyle olunca herkes anlayışına ve bilgisine göre bir “Devlet aklı” tanımına gelecek bir çerçeve çizmektedir.
Devlet aklı genel olarak, “Bir devletin varlığını, güvenliğini, bekasını ve çıkarlarını korumak için geliştirdiği üst akıl, kolektif stratejik düşünce ve uzun vadeli planlama anlayışı” şeklinde özetlenebilir.
Devlet aklı, hissi ve hamasi nutuklardan uzak, bireylerden bağımsız, ayakları yere basan bir özellik taşır. Daha çok devletin tarihi çizgisi, kurumsal hafızası, tecrübeleri ve stratejik gelenekleri üzerine kuruludur.
Devlet aklı, iktidarların da üstündedir. İktidara gelen kişilerin veya hükümetlerin günlük siyasi çıkarlarına alet edilemeyecek kadar önemlidir.
Devlet aklını müşahhas hale getirebilecek bazı özellikleri vardır.
Devlet aklı, günübirlik planlardan uzak ve genellikle uzun vadeli stratejilerle uğraşır.
Günlük siyasetin kısır çekişmelerinde beri, devletin 10, 50, hatta 100 yıl sonraki çıkarlarını hedef alır. Kısa vadeli politik manevralardan ziyade, sürekliliği olan politikalar üretir. Bu anlamda “Devlette süreklilik esastır.” ilkesi kabul edilmiştir.
Devlet aklı, güvenlik ve beka hedeflidir. Devlet aklının merkezinde genellikle devletin devamlılığı, toprak bütünlüğü, milletin güvenliği ve stratejik çıkarları vardır.
Devlet aklı, gizlilik esasına dayanır ve ciddi olarak çerçevesi çizilmiş stratejik planlara sahiptir. Çoğu zaman perde arkasında işler. Diplomaside, istihbaratta, savunma stratejilerinde, ekonomik yönelimlerde kendini gösterir.
Devlet aklı, devletin kurumsal hafızası ile ilişkilidir. Bu sebeple tarihi tecrübeler, coğrafi konum, kültürel yapı, sosyal dinamikler ve devlet geleneği, devlet aklının şekillenmesinde belirleyici unsurlardır.
Osmanlı’da “Devlet-i Aliyye’nin bekası” için alınan stratejik kararlar, devlet aklına örnek olarak gösterilebilir.
Günümüz Türkiye’sinde iç ve dış milli güvenlik meseleleri, dış politika stratejileri, savunma planlamaları genellikle devlet aklı çerçevesinde ele alınır.
ABD’de “Deep State” (Derin Devlet) ya da “National Security State” (Ulusal Güvenlik Devleti) kavramı da benzer şekilde devlet aklını ifade eden ifadelerdir. Bizde de “Cumhurbaşkanlığı sistemi”, “TSK”, “MİT” ve “MGK” gibi kurumlar, bu temsilin görünen yüzleridir.
Hülasa etmek gerekirse, devlet aklı; günlük siyasetten bağımsız, devletin sürekliliğini, güvenliğini ve çıkarlarını korumayı amaçlayan stratejik düşünce sistemidir.
Devlet aklı kavramının tarihsel gelişimi, Osmanlı’dan günümüze, Batı’daki karşılıklarıyla birlikte ele alındığında meselenin mahiyeti daha iyi anlaşılacaktır.
Türkiye’de devlet aklının nasıl işlediği kurumlar, uygulamalar ve örnek kararlarla ele alınabilir.
Devlet aklının uygulanmasında kurumsal yapılar büyük önem taşır. Bu çerçevede Türkiye’de devlet aklının kurumsallaştığı bazı mekanizmalar vardır.
Cumhurbaşkanlığı bunlardan biridir. En üst siyasi irade olmakla birlikte, kararlar çoğu zaman devletin geleneksel çıkar anlayışıyla uyumlu şekillenir.
Milli Güvenlik Kurulu (MGK), 1961 yılından beri var olan bir yapıdır. Sivil ve asker üyelerin katıldığı bu kurul, Türkiye’nin güvenlik ve dış politika stratejilerinde devlet aklının uygulanmasında merkezi bir rol oynar.
Dışişleri Bakanlığı, yüzyıllardır oluşmuş diplomasi geleneğiyle, devlet aklının en önemli aktörlerinden birini oluşturur.
Türk Silahlı Kuvvetleri, özellikle sınır güvenliği, terörle mücadele ve caydırıcılıkta devlet aklının temel taşıdır.
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), Türkiye’nin güvenlik ve dış politika kararlarında kritik rol oynayan, perde arkasındaki aktörlerden biridir.
Merkez Bankası ve Strateji Kurulları ise devlet aklının ekonomi boyutunda finansal istikrar ve bağımsızlık üzerine şekillenir.
Devlet aklının işleyiş mantığı da farklıdır. Devlet aklının merkezinde “Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığını, birliğini ve bağımsızlığını koruma” hedefi vardır.
Uzun vadeli çıkarlar hususunda günlük siyasi rekabetten bağımsız olarak, Türkiye’nin 10–50-100 yıl sonrasına dönük çıkarları hesap edilerek planlar yapılır.
Kurumsal hafıza olarak tarihteki Türk devletlerinden, Selçuklu, Osmanlı, Cumhuriyet’in ilk yıllarından ve Soğuk Savaş tecrübelerinden süzülen dersler dikkate alınır ve stratejiler ona göre çizilir.
Devlet aklının nasıl uygulandığına dair yakın tarihimizden bazı önemli olaylar vardır. Bunların başında Türkiye’nin uyguladığı Kıbrıs politikası gelir. Bu alanda 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı, partiler üstü bir devlet aklının aldığı ve uyguladığı bir karardır. Günümüzde de Kıbrıs’ta iki devletli çözüm ısrarı, iktidarlar değişse de değişmez şekilde devlet aklının sürekliliğini gösteren en önemli örneklerden biridir.
NATO ve Batı ile ilişkilerin tespitinde de devlet aklı devreye girer. Türkiye, zaman zaman ABD/AB ile gerilim yaşasa da NATO üyeliğini korur. Bu, stratejik dengeyi gözeten bir devlet aklı ürünüdür.
Yine komşumuz Rusya’ya karşı yürüttüğümüz denge politikasında da devlet aklı hâkimdir. Hem NATO üyesi olup hem de Rusya ile enerji ve güvenlik işbirliği yapmak (örneğin S-400 alımı), devlet aklının denge arayışına verilecek önemli bir misaldir.
Türk devletinin Ortadoğu politikası da yine devlet aklının yansımasıdır. Suriye’nin kuzeyinde terör koridorunu engellemek için yapılan operasyonlar (Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı) devlet aklının güvenlik odaklı yansımalarıdır.
Ülkemizdeki Enerji stratejileri de devlet aklı çerçevesinde tespit edilir. TANAP, TürkAkım gibi boru hattı projeleri; Karadeniz’de doğalgaz keşfi; nükleer enerji yatırımları devlet aklının ekonomik bağımsızlığı güçlendirme girişimleridir.
Hülasa ekmek gerekirse bugün Türkiye’de devlet aklı, “Beka – Güvenlik – Bağımsızlık” üçgeninde şekillenmektedir. İktidarda hangi siyasi parti olursa olsun, yukarıda örneklerini verdiğimiz Kıbrıs, terörle mücadele, enerji güvenliği, NATO üyeliği gibi ana konularda devlet aklı geçerlidir ve devamlılık esastır.
Devlet aklı çoğu zaman görünür değil, perde arkasında işler; ancak kararların sürekliliğinde kendini belli eder.
Türkiye’de devlet aklı ile siyasi iktidarın günlük çıkarları arasındaki bazı farklar vardır. Bunları şöyle gösterebiliriz:
Meseleyi zaman açısından ele aldığımızda Devlet aklı, uzun vadeli düşünür (10–50-100 yıl sonrası). Mesela, Devlet aklı Kıbrıs’ta “iki devletli çözüm” çizgisini korur. Bu değişmez.
Siyasi iktidarlar ise, kısa vadeli düşünür (seçim dönemi, 4–5 yıl). İktidarlar dönemsel olarak AB süreci için federasyon söylemine yaklaşabilir ama uzun vadede devlet aklı ağır basar.
Meseleye devletin bekası ve güvenliği açısından baktığımızda ise Devlet aklının önceliği güvenlik, beka ve bağımsızlıktır. Mesela, Devlet aklı, IMF’ye tam bağımlılığa karşıdır.
Siyasi iktidarın bu husustaki bakış açısı ise önceliği seçim kazanmaya, halk desteğini artırmaya önem verir. İktidarlar kriz dönemlerinde oy kaybetmemek için IMF programlarını kabul edebilir.
Meseleyi dış politika açısından değerlendirdiğimizde Devlet aklı, uluslararası ilişkilerde dengeyi esas alır.
Siyasi iktidar ise iç siyasete mesaj vermek için dış politikalardan bazı tavizler verebilir.
Devlet aklı kavramının tarihi gelişimini ise beş başlık altında incelememiz mümkündür.
Antik Dönem…
Eski Çin: Konfüçyüs ve özellikle Sun Tzu’nun ‘Savaş Sanatı’ eseri, devlet aklının en erken örneklerinden kabul edilir. Uzun vadeli strateji, düşmanı aldatma, halkı idare etme gibi ilkeler vardır.
Antik Yunan: Platon’un ‘Devlet’ ve Aristoteles’in ‘Politika’ eserleri, devletin düzenini koruyacak bir akıl ve strateji ihtiyacını vurgular.
Roma İmparatorluğu: “Senatus” (Senato) ve İmperium kavramı, devletin çıkarlarını bireylerden üstün gören bir anlayışa dayanır.
Orta Çağ – İslam Dünyası ve Avrupa…
İslam Dünyası:
Farabi’nin ‘el-Medinetü’l-Fazıla’sı ve İbn Haldun’un ‘Mukaddime’si, devletin devamlılığını sağlayan akılcı ilkeleri inceler.
İbn Haldun özellikle asabiyet (toplumsal dayanışma) kavramıyla, devletin ayakta kalmasının toplumsal güç ve stratejik yönetimle mümkün olduğunu anlatır.
Avrupa:
Orta Çağ’da devlet aklı, kilise ve hanedan çıkarlarıyla iç içe yürüdü.
Machiavelli’nin Prens adlı eseri, modern anlamda devlet aklının kurucu metinlerinden sayılır. Ona göre devletin bekası için gerekirse ahlaka aykırı ama stratejik kararlar alınabilir.
Orta Asya – Selçuklu – Osmanlı Türk Devlet Aklı…
Türk devlet aklı Türklerin tarih sahnesine çıktığı andan itibaren başlar. Türklerde devlet aklının hedefi “Kızıl Elmadır.” Türklerde devlet kutsal sayılmıştır.
Selçuklu ve Osmanlı’da ise devlet aklı, “Nizam-ı âlem” (düzenin korunması) fikrine dayanıyordu. Devletin bekası kavramı, bireylerden üstün tutuldu.
Osmanlı Cihan devletinde “Divan-ı Hümayun”, “Enderun” ve “Sadrazamlık” kurumu, devlet aklını kurumsallaştıran yapılardı.
Selçuklu ve Osmanlı’da “Derin devlet” değil, “devlet geleneği” kavramı daha baskın hale getirilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti…
Türkiye Cumhuriyet’inin devlet aklı Orta Asya’dan, Selçuklu’dan ve Osmanlı’dan miras olarak kaldı. Cumhuriyetin ilk döneminde devlet aklı “realist dış politikası” ile şekillendi.
Lozan sonrası “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesi, devletin varlığını korumaya yönelik stratejik bir akıl olarak kabul edildi.
Soğuk Savaş yıllarında Milli Güvenlik Kurulu (MGK), devlet aklının karar merkezlerinden biri haline getirildi.
Günümüzde devlet aklı, yalnızca güvenlik değil, ekonomi, enerji, teknoloji ve diplomasi alanlarında da faal olarak işlemektedir.
Devlet aklı; günlük siyasetten bağımsız, devletin sürekliliğini, güvenliğini ve çıkarlarını korumayı amaçlayan stratejik düşünce sistemidir.
.
Selim Çoraklı, dikGAZETE.com