?>

Uyku apnesi inme nedeni

Sağlık Bilimleri Üniversitesi öğretim üyesi Domaç, Obstrüktif Uyku Apne Sendromu'nun (OUAS) inme için kendi başına bağımsız bir risk faktörü olduğunun gösterildiğini belirtti.

Sağlık - 7 yıl önce

İSTANBUL - HATİCE ŞENSES

Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Uyku Kliniği Eğitim Sorumlusu Doç. Dr. Saime Füsun Domaç, Obstrüktif Uyku Apne Sendromu'nun (OUAS) inme için kendi başına bağımsız bir risk faktörü olduğunun gösterildiğini belirterek, "Yapılan çalışmalarda inme geçiren yüzde 60-70 hastada uyku apnesi saptanmıştır. İnme geçiren hastalarda uyku apnesi varlığının saptanıp tedavi edilmesinin nörolojik iyileşme üzerine de önemli katkılar sağlandığı gözlenmiştir." dedi.

Doç. Dr. Domaç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, inmenin tüm dünyada özürlülüğe ve ölümlere en sık yol açan sağlık sorunlarından biri olduğunu ve sorunla ilişkili risk faktörlerinin saptanıp, tedavi edilmesinin en önemli hedefler arasında yer aldığını söyledi.

Son yıllarda iyi bilinen risk faktörlerinin dışında uyku apnesinin de inme gelişmesinde önemli rol oynadığının saptandığına işaret eden Domaç, sendromun solunumla ilişkili uyku bozuklukları arasında en sık saptanan problem olduğunu aktardı.

Domaç, sendromun, uyku sırasında solunum yollarında tekrarlayıcı, geçici daralma ya da tıkanmalar sonucunda hava akımında azalma veya durma, aralıklı olarak oksijen satürasyonunda azalma ile karakterize olduğunu belirterek, "Hastalar horlama, uykuya dalmada güçlük ve sık uyanma, boğulma hissi ile uyanma, gece terlemesi, reflü, sık tuvalete kalkma, sabah baş ağrısı, gün içi aşırı uykululuk gibi şikayetler tariflemektedir." ifadelerini kullandı.

"Sendrom erkeklerde daha sık görülüyor"

Doç. Dr. Saime Füsun Domaç, OUAS ve inmenin birlikte bulunabilen ayrı hastalıklar olduğuna dikkati çekerek, uyku apnesinin, hipertansiyon, şeker metabolizma bozukluğu, kalp hastalıkları, obezite ve metabolik sendrom gibi inme gelişiminde rol alan risk faktörleriyle ilişkili olduğunun bilindiğini kaydetti.

Sendromun, erkeklerde daha sık saptanan ve yaş arttıkça görülme sıklığı artan önemli bir sağlık sorunu olduğunu dile getiren Domaç, şu bilgileri verdi:

"Çalışmalarda OUAS'ın, inme için kendi başına bağımsız bir risk faktörü olduğu gösterilmiştir. Yapılan çalışmalarda inme geçiren yüzde 60-70 hastada uyku apnesi saptanmıştır. İnme geçiren hastalarda uyku apnesi varlığının saptanıp tedavi edilmesinin nörolojik iyileşme üzerine de önemli katkılar sağlandığı gözlenmiştir. Hipertansiyonu olan hastalarda uyku apne sendromu yüzde 30 oranında saptanmaktadır. Uyku apne sendromu olanların ise yaklaşık yarısında hipertansiyon hastalığı bulunmaktadır.

Sağlıklı kişilerde sistemik kan basıncı uyku esnasında yüzde 20-23 oranında azalır ve uyanmayla normal seviyesine döner. Uyku apnesi olan hastalarda ise gece uyku sırasında kan basıncında beklenen düşme olmaz. İlk başta geceleri uyku sırasında ortaya çıkan tansiyon yüksekliği zamanla gün içinde de görülmeye başlar ve hipertansiyon ortaya çıkar. Gece tansiyonda olması gereken düşüşün olmaması zaman içinde kalp-damar hastalıkları için de risk faktörü oluşturmaktadır. Uyku apnesinin şiddetindeki artışla hipertansiyon gelişme riskinde de artış görülür. Hipertansiyonu olan kişilerde uyku apnesi ne kadar şiddetli ise kan basıncı kontrolü o oranda zorlaşmaktadır."

"Uyku apnesinin tedavi edilmemesi dirençli hipertansiyon nedeni"

Doç. Dr. Saime Füsun Domaç, uyku apnesinin tedavisinin yapılmadığı durumlarda, yüksek kan basıncının etkin şekilde kontrol altına alınamayabildiğini ve zaman içinde dirençli hipertansiyon geliştiğini ifade ederek, "Uyku apne sendromu olanlarda giderek kalıcı ve tedaviye dirençli hipertansiyon gelişmesi, inme için önemli bir risk faktörü haline gelmektedir. Uyku apnesinin başarılı tedavisi ile gece ve gündüz kan basınçlarında gerilemenin sağlandığı gösterilmiştir." şeklinde konuştu.

Uyku apnesi olan kişilerde uykuda meydana gelen problemlerin glikoz metabolizmasında bozulmaya yol açtığını ifade eden Domaç, apnenin şiddetiyle kalp ritm bozukluğu sıklığının da arttığını söyledi.

Domaç, uykuda meydana gelen oksijen satürasyonunda düşmenin kalp krizi gelişmesine de neden olabildiğine işaret ederek, şu bilgileri verdi:

"Zamanla oksijen azlığı kalp kasılmasında bozulmaya yol açarak kalp yetmezliğine neden olabilir. Uyku apne sendromu hastalarında bilinen bir koroner arter hastalığı veya geçirilmiş kalp krizi öyküsü varsa yetmezliğe gidiş daha hızlıdır. Nadiren apneler sırasında ciddi ritm bozuklukları ve ani ölümler de görülebilir. Uyku apne sendromu ve obezite arasında da güçlü bir ilişki vardır. Uyku apne sendromu olguların yüzde 75'inin obez olduğu gösterilmiştir. Obezite genellikle, obstrüktif uyku apnesi ve insülin direnci için risk faktörü olarak kabul edilmektedir."

Doç. Dr. Domaç, "Yüksek sesle horlayan, gece nefesinde tıkanma hissiyle uyanan, gece terlemesi, sabah yorgun uyanma veya gün içi uykululuk hali gibi şikayeti olan kişilerde uyku apne sendromu akla getirilmeli. Bu hastalar uyku hastalıkları merkezlerine yönlendirilmeli ve uyku tetkiki yapılmalıdır. Yapılan tetkiklerde uyku apnesi saptanan kişilerde pozitif hava yolu basıncı cihazı ile apne sendromunun tedavi edilmesi inme için hem birincil hem de ikincil koruma açısından önemlidir." diyerek, sözlerini tamamladı.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
Haftanın Öne Çıkanları

Yerli üretim zırhla güvenlik güçlerinin yükü hafifleyecek

2018-10-25 18:02 - Teknoloji

Fenerbahçe Avrupa'da 225. randevuda

2018-10-24 12:32 - Spor

Cengiz Aytmatov Azerbaycan'da anıldı

2018-10-25 19:52 - Dünya

TÜBİTAK'ta yeni dönem

2018-10-24 17:47 - Gündem

Su ürünlerinde ABD'ye 100 milyon dolarlık ihracat hedefi

2018-10-20 16:47 - Ekonomi

'İstanbul'da trafik yoğunluğunu yüzde 17 azalttık'

2018-10-25 18:32 - Gündem

YPG/PKK'nın zorla silah altına aldığı bir çocuk daha öldü

2018-10-22 20:17 - Dünya

Sözleşmeye uymayan hac ve umre acentelerine yaptırım

2018-10-24 17:52 - Gündem

Gümrük işlemlerinde yeni dönem

2018-10-27 16:02 - Ekonomi

Kuş sevgisi ek gelir kapısı oldu

2018-10-21 15:32 - Çevre-Hayat

İlgili Haberler

Akciğer yıkaması yöntemiyle hastalar yeniden rahat nefes alıyor

12:58 - Sağlık

Lösemiyi yenen 8 çocuk babası, organ bağışıyla karaciğer yetmezliğini de aştı

11:47 - Sağlık

Mobil taramada kanser olduğunu öğrenen kadınların erken teşhisle tedavi umudu arttı

12:58 - Sağlık

Uzmanlar 40 yaşından sonra her kadına mamografi takibi öneriyor

12:28 - Sağlık

Apiterapi otoimmün hastalıkların tedavisinde umut oluyor

12:14 - Sağlık

Günün Manşetleri

Otomotivde üst üste üçüncü kez 9 aylık ihracat rekoru kırıldı

13:43 - Ekonomi

5G, Türkiye'nin enerji ve maden sektöründe sürdürülebilirliği artırarak maliyetleri düşürecek

13:38 - Ekonomi

İstanbul'da bazı AVM'lerdeki mağazalar bir günlük kazançlarını Gazze'ye bağışlayacak

13:32 - Gündem

İstanbul'da düzenlenen terörle mücadele konferansı ikinci gününde devam ediyor

13:28 - Gündem

Kayseri'de muhtarlar afetlere karşı "destek AFAD gönüllüsü" oluyor

13:22 - Gündem