?>

Şiirin Can babası: Can Yücel

Eski Milli Eğitim Bakanı, Köy Enstitüleri'nin kurucusu ve öğretmen Hasan Ali Yücel'in oğlu, Canan Yücel Eronat'ın ikiz kardeşi Can Yücel'in vefatının üzerinden 21 yıl geçti.

Kültür Sanat - 5 yıl önce

İstanbul

Eserleriyle bir döneme damga vuran ve şiirleri dilden dile aktarılan Türk edebiyatının usta ismi Can Yücel, vefatının 21. yılında anılıyor.

Eski Milli Eğitim Bakanı, Köy Enstitüleri'nin kurucusu ve öğretmen Hasan Ali Yücel'in oğlu, Canan Yücel Eronat'ın ikiz kardeşi ve ressam Su Yücel'in babası Can Yücel, 21 Ağustos 1926'da İstanbul'da dünyaya geldi.

Mevlanakapı Tekkesi müridlerinden telgraf nazırı Ali Rıza Beyin torunu olan ve ilk şiirini 10 yaşında kaleme alan Can Yücel, ironik yönü ağır basan şiirlerinde, halk ağzına, halk türkülerinin deyişlerine ve argo sözlere de yer verdiği için sıkıntılı zamanlar geçirdi.

Şairin ilham kaynağı ve şiirlerinin konuları doğa, insanlar, olaylar, kavramlar, heyecanlar, duyumlar ve duygular üzerine şekillendi.

Yücel, taşlama ve toplumsal duyarlılığın ağır bastığı şiirlerinde kullandığı yalın dili ve buluşlarıyla edebiyatseverlerin dikkatini çekti.

Usta şair, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Klasik Filoloji Bölümü'ndeki eğitiminin ardından İngiltere'de Cambridge Üniversitesi'nde Latince ve Yunanca eğitimi aldı.

Yücel, Londra'da BBC Radyo'nun Türkçe bölümünde spikerlik yaptı ve çeşitli elçiliklerde çevirmenlik görevi üstlendi.

Askerliğini Kore'de tamamlayan ve Güler Hanım ile 1956'da evlenen Can Yücel'in bu evlilikten kızları Güzel ve Su ile oğlu Hasan dünyaya geldi. Türkiye'ye 1958'de dönen Yücel, bir süre Bodrum'da turist rehberi olarak çalıştıktan sonra bağımsız çevirmen ve şair olarak yaşamını İstanbul'da sürdürdü.

Yalın dili ve farklı tarzıyla beğeni kazandı

İlk şiirlerini, 1950'de yayımlanan ''Yazma'' kitabında toplayan Yücel, 1945-1965'te "Yenilikler", "Beraber", "Seçilmiş Hikayeler", "Dost", "Sosyal Adalet", "Şiir Sanatı", "Dönem", "Yöne", "Ant", "İmece", "Papirus" adlı dergilerde yazdı.

Usta şairin, 1962'de İngiltere'deyken, 1709 yılından kalma, Latin harfleriyle taş baskısı olarak basılmış bir Türkçe dilbilgisi kitabı bulması geniş yankı uyandırdı.

1965'ten sonra siyasal konularda da eserlere imza atan Yücel, "Yeni Dergi", "Birikim", "Sanat Emeği", "Yazko Edebiyat" ve "Yeni Düşün" dergilerinde yayımladığı şiir, yazı ve çeviri şiirleriyle tanındı.

Can Yücel, çoğunda sevdiği insanları tarif ettiği şiirlerinde eşine, çocuklarına, torunlarına ve babasına olan sevgisini yansıttı. "Maaile" isimli bir eseri de bulunan Yücel'in, "Küçük Kızım Su'ya", "Güzel'e", "Yeni Hasan'a Yolluk", "Hayatta Ben En Çok Babamı Sevdim" adlı şiirleri, ailesine yazdığı şiirler arasında yer aldı.

Lorca, Shakespeare, Brecht'in oyunlarını da çeviren şair Yücel, Shakespeare'in "Olmak ya da olmamak" anlamındaki "To be or not to be" cümlesini, "Bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin" şeklinde Türkçeleştirmesiyle de dikkati çekti.

Hapiste olduğu dönemde "Bir Siyasinin Şiirleri" adlı kitabını yayımladı

Che Guevara ve önceki Çin Komünist Partisi Başkanı Mao Zedong'dan çeviriler yaptığı gerekçesiyle 12 Mart 1971'de 15 yıl hapse mahkum olan Yücel, 1974'deki genel afla dışarı çıktı. Dışarı çıkışının ardından hapiste yazdığı "Bir Siyasinin Şiirleri" adlı kitabını yayımladı.

Can Yücel'in 12 Eylül 1980 sonrasında kaleme aldığı "Rengahenk" isimli kitabı, müstehcen olduğu iddiasıyla toplatıldı. 1998'de dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e hakaret ettiği gerekçesiyle Ankara 14. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanan Yücel, bir yıl iki ay hapis cezasına mahkum edilirken, Yargıtay 9. Ceza Dairesi bu hükmü, "cezanın ertelenmesi gerektiği" görüşüyle bozdu.

Kendine özgü samimi ve yalın dili, muhalif bakış açısı, derin mizah duygusuyla kaleme aldığı eserleriyle Türk edebiyatının özgün şairleri arasındaki yerini alan Yücel, ünlü dünya şairlerinden çevirdiği şiirleri bir araya getirdiği ''Her Boydan'' adlı eserini 1959'da yayımladı.

Yücel, yapıtlarını "Yazma", "Sevgi Duvarı", "Bir Siyasinin Şiirleri", "Ölüm ve Oğlum", "Şiir Alayı", "Rengahenk", "Gökyokuş", "Canfeda", "Çok bi Çocuk", "Kısadevre ve "Kuzgunun Yavrusu" adlı kitaplarda topladı.

İnsanlar kendi adlarına değil, kainat adına yazarlar

Zeynep Oral'ın "Sözden Söze" kitabında yayınladığı Can Yücel röportajında, Yücel şiir hakkında düşüncelerini şöyle ifade ediyor:

"Şiir gürültüden müziğe geçmektir. Şiir evrenin -bak kainatın demiyorum- içinde büyük seslerin, molekül ve atomlardan başlayan bütünlüğü, bu bütünlüğün müziğidir. Şairin görevi bu musikiyi kurmaktır. Kozmostan aşağı şiir yazılmaz. Üst tarafı minördür... Harika o ki, insanlar kendi adlarına değil, kainat adına yazarlar. Bütünselliğin dışında şiir yoktur. Hayat ve ölüm de bütündür. Şiir bu bütünden çıkan büyük çılgınlıktır."

Nebil Özgentürk'ün hazırladığı "Bir Yudum İnsan" belgeselinde ikiz kardeşi Canan Yücel Eronat ise bir anne karnında iki minik yavrunun bir dünyayı paylaşmasını müthiş bir tesadüf olarak tanımlayarak, "Kardeşlik, paylaşmak, kucaklaşmak oradan başlıyor. Tesadüflerin en güzeli bence. Daha sonra kendimi bildim bileli beraber giderdik. Hatta erkek kardeş olduğu için koruma ve himaye göreviyle yüklüydü bana karşı." yorumunda bulunuyor.

Geçtiğimiz yıllarda Buca Belediyesi'nin "Babalar ve Kızları" söyleşisine katılan Can Yücel'in kızı Güzel Yücel, "Babam yaşarken de seviliyordu, şimdi daha çok sevilme nedeni daha iyi anlaşılması." ifadelerini kullanıyor.

Babasının kendilerine de aşıladığı deniz tutkusunu, yaptığı muhteşem yemekleri ve ailesine olan sevgisini aktaran Güzel Yücel, "Babam için ailesi çok önemliydi. Bizlerle olan sevgi dolu yaşamını şiirlerine de yansıttı. 'Küçük Kızım Su'ya', 'Güzel'e', 'Yeni Hasan'a Yolluk', 'Hayatta Ben En Çok Babamı Sevdim' bu sevgi şiirlerinden bazıları. Yokluğuna alışmak çok zor, hasreti hiç dinmiyor." sözleriyle özlemini dile getiriyor.

İstanbul'da Kuzguncuk'ta yaşayan ve ömrünün son dönemlerinde Muğla'nın Datça ilçesine yerleşen usta şair, İzmir'de Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde bademcik kanseri tedavisi görürken 12 Ağustos 1999'da, 73 yaşında hayata gözlerini yumdu. Can Yücel en sevdiği günebakan çiçekleriyle uğurlanarak Datça'da toprağa verildi.

Şairin vefatından sonra Datça Belediyesi ve ailesi tarafından, anısına edebiyat ve kültür-sanat şenlikleri düzenlenirken, Datça'daki evi müze haline getirildi.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
Haftanın Öne Çıkanları

Spor spikeri Emre Gönlüşen son yolculuğuna uğurlandı

2020-08-10 19:57 - Gündem

Kırgızistan'ın cazibe merkezi: Çunkurçak Vadisi

2020-08-05 14:32 - Dünya

TESK'ten 'Kantinlerden 1 yıl kira alınmasın' talebi

2020-08-06 14:02 - Gündem

Konya'da iş yerinde patlama

2020-08-09 18:12 - Asayiş

Fenerbahçe'nin unutulmaz isimlerinden Selçuk Yula

2020-08-06 16:43 - Spor

Altın fiyatlarında rekorlar devam ediyor

2020-08-05 13:42 - Ekonomi

ASKON Başkanı Aydın: Güçlü ekonomik yapımızla pandemi sürecini atlatacağız

2020-08-09 18:07 - Ekonomi

Kuzey Kore lideri Kim'den 5 yıl sonra ilk kez bir sel bölgesine ziyaret

2020-08-07 13:32 - Dünya

Kasımpaşa'dan TFF'ye harcama limiti tepkisi

2020-08-05 01:12 - Gündem

Fenerbahçe'nin unutulmaz isimlerinden Selçuk Yula

2020-08-06 16:43 - Spor

İlgili Haberler

Türkiye, sanatçı Halise Karakaya'nın eseriyle Londra Tasarım Bienali 2025'te yer aldı

23:57 - Kültür Sanat

Bursa'da 400 öğrenci Shakespeare'den ilhamla gösteri düzenledi

13:48 - Kültür Sanat

İshak Paşa Sarayı'nda savaş ve göçe zorlanmış çocukları konu alan fotoğraf sergisi açıldı

19:36 - Kültür Sanat

İspanyol edebiyatçılar ortak bildiriyle İsrail'in Gazze'deki katliamını kınadı

18:17 - Kültür Sanat

Sinema ve tiyatro seyirci sayısı salgına rağmen 5 yılda 150 milyon kişiyi aştı

11:47 - Kültür Sanat

Günün Manşetleri

Wagner, Mali'den çekildiğini duyurdu

05:52 - Dünya

Kurban Bayramı'nın ilk gününde 14 bin 372 kişi sağlık tesislerine başvurdu

03:23 - Gündem

Elektrik akımına kapılan Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Zeyrek, hastaneye kaldırıldı

03:18 - Gündem

Milli futbolcu Merih Demiral: Bir ABD deneyimi yaşıyoruz, Dünya Kupası'nın provası

03:12 - Spor

A Milli Futbol Takımı Teknik Direktörü Montella: Buradayız seneye de burada olmak istiyoruz

03:07 - Spor