?>

Plaktan dijitale radyoculuğun dönüşümü

Türkiye'de 6 Mayıs 1927'de ilk resmi yayınla başlayan radyoculuk hikayesi, ilk dönemlerde kullanılan plaklardan bantlara, kasetlerden CD'lere ve günümüzde dijitale geçişin yaşandığı bir dönüşüm geçirdi.

Kültür Sanat - 6 yıl önce

Ankara

Türkiye'de, 6 Mayıs 1927'de yapılan ilk resmi yayınla başlayan radyoculuk hikayesi, ilk dönemlerde kullanılan plaklardan bantlara, kasetlerden CD'lere ve günümüzde dijitale geçişin yaşandığı bir dönüşüm yaşadı.

Birleşmiş Milletler (BM) Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütünce (UNESCO) 2011 yılında Paris'te alınan karar ile BM Radyosunun 1946'daki kuruluş tarihi 13 Şubat, "Dünya Radyo Günü" ilan edildi.

Ülkemizde radyo yayıncılığının öncüsü Türkiye Radyo Televizyon Kurumunda (TRT) 21 yıldan bu yana prodüktör olarak görev yapan Filiz Arıcıoğlu, bu sene "Çeşitlilik" temasıyla kutlanan gün kapsamında,  radyoculuğun dönüşüm hikayesini anlattı.

Radyo yayıncılığının ilk dönemlerinde sunumların ve müziklerin çoğu zaman canlı icra edildiğini belirten Arıcıoğlu, radyoculuğun ilk dönem yayınlarında program açılışlarında sazendelerin hazır bulunduğunu ve İstiklal Marşı'nın bile sazla çalınıp koro üyeleri tarafından seslendirildiğini söyledi.

Radyo yayınının başlamasıyla yurt dışından getirilen plakların da kullanıldığını kaydeden Arıcıoğlu, "O dönemde elde kullanılacak başka bir teknoloji yoktu. Canlı yayınlar ve plak kullanılıyordu.

1930'lu yılların sonunda plak üzerine kayıt teknolojisinin radyoda kullanılmaya başlanmasıyla plak üzerine kayıtlar da başladı ve radyoda plak kullanımı arttı." diye konuştu.

Plaktan bantlara geçiş süreci

1950 ve1960'lı yıllara gelindiğinde Türkiye'nin bantlarla tanıştığını ifade eden Arıcıoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

"Bantlar o döneme göre yeni bir teknoloji. Kullanımı ise plaklara göre çok daha kolay çünkü bantı, teypler de çalabiliyor ve üzerine başka bir kayıt yapılabiliyor. Yaptığınız kayıtta bir hata olduğunda silip yeniden kayıt yapma imkanı veriyor.

Bantlar için, bilinen kasetlerin daha büyük olanı da diyebiliriz."

TRT'de göreve başladığı 1999 senesinde TRT radyosunda hala bant kullanıldığını aktaran Arıcıoğlu, "Özellikle reklam yayınları o bantlar üzerinden yapılıyordu.

Bazı programlarımızı bantlara kaydediyorduk, yayına bantlardan veriliyordu. Bantlar uzun süre kullanıldı çünkü çok sağlam bir teknolojiydi. Şu anda arşivimizde bulunan bant kayıtlarını hala temiz bir sesle dinleyebilirsiniz, plaktaki gibi çıtırtı da olmaz." şeklinde konuştu.

Kaset teknolojisinin 1970'li yılların sonunda kullanılmaya başlandığını anlatan Arıcıoğlu, "Radyoda kasetin kullanımı bant teknolojisi kadar uzun sürmedi.

1990'lı yılların başında özel radyoların açılmasıyla kasetlerin kullanımı da arttı ama TRT radyolarında kasedin kullanımı kısa sürdü." ifadelerini kullandı.

1990'lar dönüşüm yılı oldu

Gelişen teknolojiyle 1990'lı yılların ortasında CD kullanımına geçildiğini hatırlatan Arıcıoğlu, sözlerine şöyle konuştu:

"CD kullanımı önce bölge radyolarında denenmeye başlandı. 2005'ten sonra da TRT'de müzik kullanımı tamamen dijital ortama geçti.

Günümüzde canlı yayınlarda CD kullanmıyoruz. Arşivimizdeki CD'lerde bulunan müziklerin tamamı dijitale aktarıldı. TRT'nin kendi mühendislerinin yaptığı bir sisteme yüklendi.

Biz de yayın sırasında o sistemden müzikleri seçip e-Radyo dediğimiz bir sistemde teknisyen arkadaşımızın da görebileceği bir platforma yüklüyoruz.

Bazı arkadaşlarımız ise canlı olmayan bant kayıtlarında özellikle klasik müzik programlarında hala CD kullanıyor."

Radyodaki değişimin olumlu ve olumsuz yönleri olduğuna değinen Arıcıoğlu, "Bazı gelişmelerin çok hızlı olması, uyum süreci anlamında bizi biraz zorlayabiliyor. Emeklilik yaşı gelmiş arkadaşlarımız burada dijital montaja geçtiğimiz zaman epey zorlanmıştı." dedi.

"Radyoda çeşitlilik olmazsa olmaz"

Radyo yayıncılığının Türkiye'de uzun süre tek radyo üzerinden devam ettiğini vurgulayan Arıcıoğlu, şu bilgileri verdi:

"1990'ların başında özel radyoların çıkışı ile çok seslilik meydana gelmeye başladı.

Her konuda olduğu gibi radyoculukta da çok seslilik olması iyi bir şey. Radyoda çeşitlilik olmazsa olmaz. Ülkemizde çeşitliliğin olması da çok güzel.

Daha önce hiçbir şekilde sesini duyuramayan bölgelerin, halkın, ilçe ve köylerin farklı radyolar aracılığı ile bir şekilde sesini duyurabilmesi, bu çeşitliliği sağlaması çok değerli."

Kaynak: AA

dikGAZETE.com

Haftanın Öne Çıkanları

Meteorolojiden çığ, buzlanma ve don uyarısı

2020-02-11 11:37 - Gündem

Türkiye'nin jokeyleri bu okulda yetişiyor

2020-02-09 15:57 - Çevre-Hayat

Fenerbahçe Kulübünün borcu 2 milyar 190 milyon lira

2020-02-08 17:51 - Spor

Meteorolojiden çığ tehlikesi uyarısı

2020-02-10 23:39 - Çevre-Hayat

Plaktan dijitale radyoculuğun dönüşümü

2020-02-13 14:32 - Kültür Sanat

Huawei Topluluk kullanıcılara açıldı

2020-02-06 19:32 - Genel

Meteorolojiden çığ tehlikesi uyarısı

2020-02-10 22:57 - Gündem

Mehmetçiğe destek için kardan tank yaptı

2020-02-11 19:17 - Gündem

İletişim Başkanı Altun'dan PKK/YPG'li teröristleri ağırlayan Avrupa Parlamentosu'na t

2020-02-06 22:02 - Gündem

Karla beyaza bürünen Kapadokya hayranlık uyandırıyor

2020-02-12 18:17 - Gündem

İlgili Haberler

Türk Edebiyatının Milli Sesi: Yavuz Bülent Bakiler

17:50 - Kültür Sanat

Devlet Tiyatroları, yeni sezonda 12 bölgede 21 yeni oyun sahneleyecek

18:53 - Kültür Sanat

Yavuz Bülent Bakiler, memleketi Sivas'ta son yolculuğuna uğurlandı

17:22 - Kültür Sanat

Yavuz Bülent Bakiler, son yolculuğuna uğurlandı

19:52 - Kültür Sanat

Farklı sanat dallarının birleşimiyle ortaya çıkan 'neva' ile ahşap eserler üretiyor

11:42 - Kültür Sanat

Günün Manşetleri

Anket: ABD'de halkın yüzde 59'u İsrail'e karşı olumsuz görüş taşıyor

00:27 - Dünya

İstanbul'da bazı bölgelerde sağanak etkili oluyor

23:58 - Gündem

ABD’de yaşayan Türklerin cenaze hizmetlerini kolaylaştırmak amacıyla fon kuruldu

23:52 - İslam-Hayat - Rebiülahir 1447

Hamas, Trump'ın planını kısmen kabul ederken bazı maddelerde müzakere istedi

23:32 - Dünya

Özgürlük Filosu Koalisyonu Türkiye Temsilcisi Songür: 3-4 gün içinde Gazze sınırlarına ulaşacağız

23:02 - Gündem