USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Muhalefet neden Cumhurbaşkanı adayını belirleyemiyor?

Muhalefet neden Cumhurbaşkanı adayını belirleyemiyor?
08-11-2022

Muhalefet partileri (6’lı masa) iktidar olduklarında ülkemizi İngilizlerin mi yoksa Amerikalıların mı istek ve görüşleri doğrultusunda yönetecekleri konusunda anlaşamıyorlar.

Aksi halde aday, bugüne kadar çoktan belli olmuştu.

KİM NEREYE DÜŞÜYOR?

Ülkemizi İngiliz siyaseti istikametinde yönetmek isteyenlerin adayı A. Gül’dür.

Geçmişinde Kraliçe’nin ritüellerine ne kadar çok uyum sağladığını ispatlamıştır.

Ancak Sayın Gül’ü aday göstermek hem Kılıçdaroğlu’nun nefsine ağır geliyor hem de 367 rezaletini çılgınca alkışlayan tabanına kabul ettirmesi pek kolay görünmüyor.

Amerikan siyaseti istikametinde Ülkemizi yönetmek isteyenlerin adayı ise K. Kılıçdaroğlu’dur.

Kılıçdaroğlu, defalarca yardımcısını Amerika’ya gönderip Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’a karşı verdiği mücadelede yardım istediği bilinmektedir.

Amerika için de Kılıçdaroğlu mükemmel bir aday ama ah şu ayağına dolanan beceriksizlikleri olmasa… Türk halkı böyle birine oy vermeyeceğini bildikleri için ona soğuk davranıyorlar.

Kılıçdaroğlu da son ziyaretinde bunun farkına vardığı için şimdi İngilizlerin desteğini almak için çırpınıyor.

SİYASETTE BİR ORAYA BİR ORAYA ATLAMAK OLUR MU?

CHP için olur.

Bunun örneği çok…

Malum olduğu üzere 1945’e kadar İngiliz yanlısı bir politika izleyen CHP, ABD’nin 2. Dünya Savaşından galip çıkıp süper güç olduğunu görünce ani bir manevra ile dümeni Amerika’ya kırmış ve açık - gizli bir sürü askeri anlaşmalar imzalamıştı.

SADECE ASKERİ ANLAŞMALAR MI İMZALADI?

Ne gezer!

Keşke sadece askeri anlaşmalar imzalasaydı.

Çünkü 15 Temmuz’dan sonra o anlaşmaların pek bir hükmü kalmadı.

Ama…

Fulbright anlaşması gibi bir ucubeyi imzaladı ki, onun hükmü hala devam ediyor. Bu anlaşma ile eğitim müfredatımızı ABD’lilere teslim etti.

Ayrıca…

Marshall yardımları var ki!.. Utanç verici.

ABD’den aldıkları süt tozunu, ilkokul çocuklarına içirerek onları bir nevi zehirlemişlerdi.

CHP’NİN BAŞKA HANGİ DÖNÜŞLERİ OLDU?

1950’den sonra CHP baktı ki, Amerika’dan kendisine hayır yok dümeni tekrar İngilizlere çevirdi.

Çünkü…

Amerika, DP iktidarından memnundu. Niye at değiştirsin ki…

Bunun üzerine…

1960’ta yapılan İngiliz yanlısı darbeye CHP ses çıkarmadı ve koalisyon da olsa muradına ererek iktidar oldu.

Bu arada İnönü;

10 yıl iktidardan uzak kalmanın verdiği hınçla!..

Ve İngilizlere güvenerek Amerika’ya:

Dünya yeniden kurulur Türkiye orada yerini bulur!” dedi.

Buna karşılık;

Johnson ona öyle bir cevap verdi ki İnönü, eşekten düşmüşe döndü. Özürler diledi…

Ve…

Özrünü vicahiye çevirmek için ABD’ye gitmeye karar verdi

Ama…

Türkiye’de o zaman Atlantik’i aşacak güçte uçak yoktu.

Bunun üzerine…

Amerikan Başkanı uçağını göndererek İnönü’yü aldırdı…

Ki, yüz karası bir hal.

Neyse…

İNGİLİZ YANLISI SOL ÖRGÜTLER…

27 Mayıs 1960 askeri darbesinden sonra İngiliz ritüellerinin etkisinde hazırlanan Anayasa, Sol örgütlerin neşvü nema bulmasını sağladı ve ortalık yine karıştı.

Çünkü…

1965’te iktidara gelenler ABD yanlısı iken sol örgütlerin hakim olduğu sokaklar, medya ve sermaye İngiliz yanlısı idi.

O zamanlar…

Sovyetler Birliği güçlü olduğu için halkın üzerinde bu sol örgütlerin komünizmi getireceği endişesi vardı.

Hâlbuki…

TKP hariç (Hangi TKP? Çünkü şu anda üç tane TKP var) bütün sol örgütlerin İngiliz yanlısı olduğu bilinmiyordu.

(Bu gerçeği acı bir itiraf olarak 1990’lı yıllarda içişleri bakanlığı yapan Mehmet Ağar ifade etmişti. Üstelik Sayın Ağar, daha önce Emniyet Genel Müdürü olduğu halde bu gerçeği görememişti.)

İNGİLİZLER’İN İKİNCİ SEFER DARBEYE KALKIŞMASI!..

Sokak ve üniversitelere hakim olan sol örgütlerin lider takımı, arkalarındaki medya ve sermaye gücüne güvenerek tekrar darbe yapmaya kalkıştılar.

Ama başaramadılar.

9 Mart 1971 darbesi, tabir caizse direkten döndü.

İşin vahametini gören ABD yanlıları, 3 gün sonra 12 Mart Muhtırası’nı mecliste okudular.

Bu arada;

Kapı arkasında hangi pazarlıklar olduysa CHP’li Nihat Erim Başbakan oldu.

Oldu ama…

12 Eylül 1980 askeri darbesi olana kadar Türkiye’ye gün yüzü göstermediler.

Günde 15-20 kişinin öldüğü o sokak ve üniversite çatışmalarında İngilizlerin tuzu-biberi yoktu diyemeyiz.

Yani İngilizler

9 Mart darbesinde başarısız olmasının acısını bizden fena çıkardılar.

Konu uzadığı için…

28 Şubat...

27 Nisan...

15 Temmuz’da ne dolaplar çevrildi!.. İnşallah başka bir yazıda değinirim.

CHP TEKRAR BAŞA DÖNDÜ…

Şimdi Kılıçdaroğlu, Amerika ve Büyük Britanya arasında mekik dokuyarak onlardan medet umuyor.

Derin CHP ise dünyanın değiştiğini…

Ülkemizin önemli bir güç olduğunu bir türlü görmek istemiyor.

Hâlbuki;

İngiltere, kaç zamandır hükumeti kuramıyor (Bizim 70’li yıllardaki gibi) Meslek grupları, grev kararı için hazır bekliyor.

Bunların içinde…

Hemşirelerin grevi konuşuluyor ki,

Böyle bir grev olursa sağlık sistemleri çökecek.

Amerika ise;

Kaptansız gemi gibi yoluna devam ediyor.

Başkan Biden’in varlığı ile yokluğu belli değil…

Ama Kılıçdaroğlu…

Halkına güvenmiyor

Hala bu ülkelerden medet umuyor.

Yazık!

.

Emin Batur, dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
mustafa
mustafa 1 yıl önce
beter olsunlar abi, ingilizcisi amerikancısı kafa kafaya tokuşup paralansınlar, Allah cc milletimizin yardımcısı olsun