Çevre-Hayat

Japon şef Türk zeytinyağlarını harmanlayarak Uzak Doğu'ya tanıtıyor

Japon şef ve zeytinyağı tadım uzmanı Hiromi Nakamura, Türk zeytinyağlarını "ChefBlend" ismiyle karıştırarak Uzak Doğu'da tanıtıyor.

Japon şef Türk zeytinyağlarını harmanlayarak Uzak Doğu'ya tanıtıyor
07-11-2025 12:18
Balıkesir

Biri Türkiye'de, diğeri Japonya'da zeytinyağını dünya mutfaklarına taşımayı amaçlayan girişimci kadınlar Bahar Alan ve Hiromi Nakamura bir araya gelerek kültürler arası işbirliği sağlıyor.

????

2017'de kurduğu NovaVera markasını dünya birinciliğine taşıyan girişimci Bahar Alan, zeytinlik alarak başladığı yolculukta, zeytin yetiştirmeye, üretmeye ve çıkardığı marka ile ödüller almayı başardı.

Japon şef ve zeytinyağı tadım uzmanı Hiromi Nakamura, Bahar Alan'ın daveti üzerine Memecik, Ayvalık, Trilye ve diğer türlerdeki zeytin yağlarını karıştırarak kendi yağını oluşturmak ve bunu dünyaya tanıtmak üzere Balıkesir'in Ayvalık ilçesine geldi.

Japon mutfağı ve tatları üzerine çalışan bir tadım uzmanı olan Nakamura,
Japonya'da genellikle susam yağı ve soya yağı kullanılsa da sağlıklı beslenme ve Akdeniz diyetiyle zeytinyağına olan ilginin son yıllarda çok arttığını söyledi.

Bu ilgiyi profesyonel anlamda geliştirmeye karar verdiğini belirten Nakamura, "Uluslararası tadım yarışmalarında jüri üyeliği yaparak farklı bölgelerin zeytinyağlarını değerlendirme fırsatı buldum. Bu markanın üretim anlayışı ve uluslararası yarışmalarda aldığı ödüller dikkatimi çekti. Zeytinyağı tadım jürisi olarak katıldığım bazı organizasyonlarda Türkiye'den gelen yağlarla karşılaşmıştım ve NovaVera'nın tat profili gerçekten etkileyiciydi. Sonrasında marka ile iletişime geçtik ve 'Chefs Blend' projesi ortaya çıktı. Bu projede, Japon mutfağına da uyum sağlayabilecek dengeli ve çok yönlü bir zeytinyağı oluşturmayı hedefledik." ifadelerini kullandı.

Nakamura, "ChefBlend'in özel zeytinyağını oluştururken Trilye, Ayvalık ve Memecik zeytinlerini bir araya getirdik. Her biri farklı özelliklere sahip. Trilye'nin yoğun meyvemsiliği, Ayvalık'ın dengeli yapısı ve Memecik'in baharatlı karakteri birleşerek çok katmanlı bir tat profili oluşturdu. Bu yağ, hem Japon hem de Akdeniz mutfağında rahatlıkla kullanılabilecek şekilde tasarlandı." dedi.

"Japon tüketiciler genellikle yüksek polifenollü zeytinyağlarını tercih ediyor"

Japonya'nın dünyanın en büyük zeytinyağı ithalatçılarından biri haline geldiğini belirten Nakamura, ülkesindeki zeytinyağı kullanımını şu sözlerle anlattı:

"Japon mutfağında geleneksel olarak susam yağı kullanılsa da, zeytinyağının sağlık açısından sunduğu faydalar ve hafif aroması onu Japon mutfağına daha uyumlu hale getirdi. Son yıllarda Japon mutfağında zeytinyağı kullanımı da oldukça çeşitlendi. Geleneksel tariflere eklenerek yeni tatlar keşfediliyor. Örneğin, sashimi ve deniz ürünlerinde, soya sosunun yerine hafif bir zeytinyağı gezdirerek daha rafine bir tat elde ediliyor. Tempurada, kızartmalar için genellikle kanola, susam yağı kullanılırken, daha hafif bir doku için zeytinyağı tercih edilmeye başlandı. Ramen ve çorbalarda birkaç damla natürel sızma zeytinyağı eklenerek aroma derinliği artırılıyor."

"Türk mutfağı derin aromalarıyla öne çıkıyor"

Nakamura, Türkiye'yi çok sevdiğini ve Türk zeytinyağlarını beğendiğini belirterek, "Türkiye dünyadaki en büyük zeytin üreticilerinden biri ve çok değerli yerel zeytin çeşitlerine sahip. Trilye, Memecik, Ayvalık gibi çeşitler gerçekten benzersiz aromalar sunuyor." ifadelerini kullandı.

Japon ve Türk mutfağı arasında bir gastronomik köprü kurulabileceğini belirten Nakamura, "Zeytinyağı, iki mutfağı da birleştiren harika bir unsur. Japon mutfağı saflık ve sadeliğe önem verirken, Türk mutfağı derin aromalarıyla öne çıkıyor. Bu iki yaklaşım birleştiğinde gerçekten benzersiz tatlar ortaya çıkabilir. Önümüzdeki yıllarda bu iki mutfak arasında daha fazla işbirliği olacağını düşünüyorum. Zeytinyağı, global mutfaklarda daha fazla yankı uyandırıyor." değerlendirmesinde bulundu.

"Türk zeytinyağını dünyada tanıtmak önemli"

New York Uluslararası Zeytinyağı Yarışması ve uluslararası pek çok yarışmada altın madalya alan Bahar Alan, 5 yıldır Hiromi Nakamura ile yarışmalarda tanıştığını söyledi.

Tanışma sonrası firmalarının en çok beğendiği yağları seçtiğini, ülkesindeki yemek okulunda 5 yıldır bu yağları kullandığını belirten Alan, "Geçen yıl Chef Blend'i yapmaya başladık. Kendi sevdiği zeytinyağları ile Japonların tat profiline uygun bir karışım yaptı. Türk zeytinyağını dünyada tanıtmak önemli. Maalesef İtalyan ve İspanyolların gerisindeyiz, Türk zeytinyağı hak ettiği değeri bulamıyor. Son 10 yılda güzel zeytinyağları da üretiliyor. İyi ve kaliteli Türk zeytinyağları, markalaşmalarına verilecek desteklerle çok daha iyi noktaya taşınacaktır." dedi.

Başarılarını korumak istediklerini ve dünya yarışmalarına katılarak öncü bir rol üstlendiklerinin altını çizen Alan, daha katma değerli ürünleri üretmek konusunda çabalarını sürdüklerini kaydetti.

Alan, "Türkiye'de 100 civarında zeytin çeşidi var, fakat ülkemizde ticari olarak kullanılmayan zeytin çeşidi çok daha fazla. Firmamız olarak tüm çeşitlerin isimlerini şişelere taşıdık. Bu önemli bir fark yarattı. Zeytinyağı kullananlar hangi zeytinyağının neden yapıldığını bilmiyordu. Her yıl yeni çeşitleri de kullanıyoruz ve farkındalık yaratmaya çalışıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

"Kuşlara zarar verirsek zeytin ağacı da kendiliğinden çimlenmeyecek"

Zeytinin ayrı bir ekosistemi olduğuna ve korunmasının önemine dikkati çeken Alan, şunları kaydetti:

"Zeytini ağaç olarak korumak yetmiyor. Zeytin ağacı kendi içinde bir ekosistem oluşturuyor. Bunun içinde kuşu, solucanları, çevresindeki otları var. Dolayısıyla zeytinin ekosisteminin korunması çok önemli. Zeytin ağacı, bir kuşun zeytini yiyip çekirdeğinin midesinden geçmesi süreciyle oluyor. Siz birey olarak çekirdeği toprağa ekseniz ve 100 yıl bekleseniz de o çekirdekten zeytin ağacı çıkmıyor. Kuşlara zarar verirsek, zeytin ağacı da kendiliğinden çimlenmeyecek. Toprağı kirletecek kimyasallar kullanmayalım. Zehirsiz, tertemiz bir tarım yapmamız lazım, herkesin buna uğraşması lazım. Biz doğayla bir bütün olmak istiyoruz.

Antioksidan deposu bir meyve olan zeytinyağında polifenol değerinin 100 gramda en az 250 mg olmasının faydalı olduğunu, 8 yıllık üretim sürecinde bu sene rekor kırarak 1054 polifenol değerini gördüklerini ve çok mutlu olduklarını sözlerine ekledi.


Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER