
Ankara
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında çıkarılan tutuklama emirlerinin ardından ABD'nin UCM'ye yönelik yaptırımları gündemdeki yerini koruyor.
ABD, şubatta UCM Başsavcısı Kerim Han, ağustosta ise Fransız yargıç Nicolas Guillou, Fijili Başsavcı Yardımcısı Nazhat Shameem Han ve Senegalli Başsavcı Yardımcısı Mame Mandiaye Niang dahil 4 UCM yetkilisini yaptırım listesine aldı ve bu yetkilileri "İsrail'e karşı UCM'nin eylemlerini desteklemekle" suçladı.
????ABD'nin yaptırımlarına karşı AB'nin bu konuda atabileceği adımlar da merak ediliyor. Zira AB, üye ülkelerden firmaları Washington'ın yetki alanı dışında uyguladığı yaptırımlara karşı koruyan "engelleme yasasını" güncelleme seçeneğine sahip. Ancak AB tarafından henüz böyle bir adım atılmadı.
İtalya'daki Molise Üniversitesinden Uluslararası Hukuk Doçenti Luigi Daniele,
"AB'nin henüz bu yasa dışı ABD yaptırımlarını engelleme yasasına dahil etmemesi şaşırtıcı." yorumunu yaptı.
Daniele, AB'nin, "soykırımla ve uluslararası adalet yetkililerini sindirmek ve zayıflatmaya yönelik yaptırımlarla karşı karşıyayken" UCM yetkilileri için bu yasayı kullanmakta tereddüt etmesinin savunulamayacağını vurguladı.
AB'nin tutumunun yalnızca hukuki açıdan değil siyasi ve ahlaki açıdan da kabul edilemez olduğunu belirten Daniele, "AB'nin en büyük ekonomik güçlerinin, bu yasa dışı yaptırımların etkilerini kasıtlı olarak koruduğu apaçık. Bu nedenle, kasıtlı eylemsizlik tutumu nedeniyle hem halka hem de uluslararası hukuk kurumlarına hesap vermeliler." diye konuştu.
Daniele, engelleme yasası konusunda harekete geçilmemesinin, uluslararası adaletin ABD'nin rakip güçlerine karşı bir "savaş aracına indirgenmesi" anlamına geldiğinin altını çizerek, şunları kaydetti:
"AB'nin bu utanç verici eylemsizliği, hepimizi bir arada tutan, mevcut ve gelecekteki savaşlarda hepimizi koruyan asgari yasal standartların eşi benzeri görülmemiş bir şekilde ortadan kaldırılmasını meşrulaştırıyor."
Daniele, AB'nin geçmişte bu yasaya çok daha "az trajik ve ağır" durumlar için başvurduğunu dile getirerek, daha önce ABD'nin Küba'ya yönelik yaptırımlarını aşmak ve İran'a yönelik benzer yaptırımlarından Avrupa şirketlerini korumak için bu yasayı güncellediğine dikkati çekti.
"Engelleme yasası" nedir?
Hollanda'daki Open Üniversitesinden Uluslararası Hukuk Profesörü Sergey Vasiliev, AA'ya yaptığı açıklamada, AB'nin "engelleme yasasının", ABD yaptırımlarının Avrupalı şirketlere işlemesini engelleyen ana araç olarak görüldüğünü söyledi.
Bu yasayla ABD yaptırımlarının bir bakıma AB topraklarında engellenmiş olduğunu anlatan Vasiliev, UCM veya yetkililerine bankacılık, sigorta veya danışma gibi alanlarda hizmet veren firmaların, ABD baskısından doğrudan etkilenen kuruluşlar olduğunu belirtti.
Tüm üye ülkelerde doğrudan uygulanabilirliği olan bu yönetmeliğin, AB'nin "egemenliğinin yanı sıra vatandaşları ve işletmeleri bloğun çıkarlarına zarar veren yabancı kanunlardan koruma" amacını taşıdığını ifade eden Vasiliev, "Engelleme yasası, AB şirketlerine yasal koruma sağlayarak, AB içinde bu tür sınır ötesi tedbirlerden korkmamalarını temin ediyor." dedi.
Vasiliev, AB'nin UCM'ye ilişkin aynı adımı atmaması için hiçbir neden bulunmadığını vurgulayarak, Brüksel'in konuya dair sessizliğinin, UCM'nin bağımsızlığını desteklediğine dair açıklamaları zayıflattığını söyledi.
"Durumun vahameti açıkça harekete geçilmesini gerektiriyor. Tüm kürsünün üçte biri olan altı yargıç ve Savcılık Bürosundaki en üst düzey üç yetkili halihazırda yaptırıma tabi tutuldu." diyen Vasiliev, AB'nin en azından Konsey Tüzüğü'nü değiştirerek korumaları UCM yetkililerini de kapsayacak şekilde genişletebileceğini savundu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com