Ankara
Kutluk, Orta Doğu'daki gelişmelere ve ateşkes tartışmalarına ilişkin değerlendirmede bulundu.
20 yıldır bölgenin kalbi konumunda olan Dubai'de yaşadığını, bu süre zarfında hem kriz anlarını hem de kalkınma süreçlerini yakından gözlemleme şansı olduğunu dile getiren Kutluk, "Son gelişmeler sadece bölgede değil, küresel ölçekte de ciddi bir tedirginlik yaratmıştı. Gerilimin şimdilik sona ermesi piyasalarda bir rahatlama sağladı ancak bu rahatlamayı 'kalıcı bir istikrar' olarak değil, 'beklemeye alınmış bir risk' olarak görüyorum." diye konuştu.
????Enerji arz güvenliğindeki belirsizliklerin "şimdilik" ortadan kalktığını, bununla birlikte özellikle gelişmekte olan ülkeler açısından enflasyon baskılarında hafifleme beklenebileceğini vurgulayan Kutluk, küresel ekonomi için asıl kırılganlık testinin henüz bitmediğini anlattı.
"Finans sektöründe farklı bir tablo gözlemledik"
Bu gibi jeopolitik sarsıntıların ilk yansımasının enerji sektöründe yaşandığına işaret eden Kutluk, Hürmüz Boğazı'nın taşıdığı stratejik önem göz önünde bulundurulduğunda, buradaki her gelişmenin petrol fiyatlarını doğrudan etkilediğine dikkati çekti. Enerji maliyetlerindeki artışın ise sanayiden ulaştırmaya, tarımdan lojistiğe kadar geniş bir alanda zincirleme etki oluşturduğunu belirten Kutluk, şöyle devam etti:
"Finans sektöründe bu defa farklı bir tablo gözlemledik. Körfez borsaları bu kez geçmiş dönemlere kıyasla çok daha dirençli davrandı. Bu da bana göre, yatırımcıların artık bölgeyi yalnızca bir 'risk bölgesi' olarak değil, aynı zamanda 'risk yönetebilen' bir merkez olarak da gördüğünü gösteriyor. Türkiye açısından bakıldığında ise bu durum önemli. Türk şirketlerinin, özellikle enerji, inşaat ve savunma gibi sektörlerde bölgedeki etkinliği arttıkça, risklerin yanında fırsatlar da büyüyor."
"Körfez Bölgesi, sadece enerjiyle değil, çeşitli sektörlerle büyüyor"
Kutluk, bu gerilimin bölge ekonomisine etkileri dikkate alındığında, kalkınma ve büyümenin orta ve uzun vadede benzer süreçlere karşı dirençli olacağını dile getirerek, yaşanan kısa ama yüksek tansiyonlu süreçte Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) sergilediği diplomatik refleks ve ekonomik dirayetin bölge ekonomisinin dayanıklılığını somut olarak ortaya koyduğunu söyledi. Sadece hükümetlerin değil, özel sektörün ve uluslararası yatırımcıların da tepkisiz kalmasının, buradaki altyapının ve yönetim kapasitesinin güven verdiğini gösterdiğine dikkati çeken Kutluk, şunları kaydetti:
"Körfez Bölgesi bugün artık sadece enerjiyle değil, finans, teknoloji, sağlık ve turizm gibi çok çeşitli sektörlerle büyüyen, daha karmaşık ama daha dengeli bir ekonomik modele sahip. BAE'nin 'yeni Singapur' olma hedefi de bu çeşitliliğe ve istikrara dayanıyor. Türkiye açısından bu tablo hem stratejik ortaklık hem de yatırımcı güveni açısından önemli bir fırsat sunuyor. Zira Orta Doğu'nun dönüşümünde rol almak isteyen her ülke için artık sadece diplomasi değil, ekonomik dayanıklılık da belirleyici bir faktör."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com