?>

Uzmanından pandemi sonrası ruhsal durum değerlendirmesi

Prof. Dr. Özçetin,"İnsanlar sosyal varlıklar olduğundan birbirine ne kadar ihtiyaçları olduğunun, birine dokunmanın, eşine, çocuğuna, arkadaşına, yakınına sarılmanın ne kadar temel insani ihtiyaç olduğunu daha iyi anlamaya başladılar" dedi

Sağlık - 5 yıl önce

Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Özçetin, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sona erdikten sonra insanların, mutluluğun sadece ekonomik anlamda bir şeylere sahip olmak değil, bireyin kendisine yakın, kendisini seven, iletişim kurabildiği, özlediği, kavuştuğu, dokunduğu, sarıldığı diğer insanların varlığıyla ilişkili olduğunu daha çok fark edeceğini bildirdi.

Prof. Dr. Özçetin, yaptığı açıklamada, Türkiye'de bu hastalığın üzerine basılarak anlatılmasına rağmen yaş seviyesine göre sınırlandırılan bir durum ortaya çıktığını belirterek, bu durumun farklı duyarlılıklara ve farklı riskli tutumlara yol açtığına işaret etti.

Özellikle sağlıklı çocuk, genç ve erişkinlerde "Bizde hastalık yok, bize bir şey olmaz." düşüncesinin hakim olduğuna, bu gruptaki bireylerin büyük bir kısmının kontrolsüz ve rahat bir şekilde yaşamlarını sürdürmek istediğine değinen Özçetin, "Daha yaşlı ve ek hastalıkları olan bireyler ise çok daha endişeli olup korkuyla davranma eğilimi içinde olmaktadırlar. Bireylerin bu zıt tutumları hastalığın bulaşma riskini çok daha fazla artırmaktadır. Elbette bazı bireylerin mevcut durumu öğrenip anlayarak oldukça sorumlu davrandıklarını da biliyoruz." ifadelerini kullandı.

Özçetin, koronavirüs tedbirleri kapsamında uygulanan "sosyal mesafe" kuralını da anımsatarak, "İnsanlar sosyal varlıklar olduğundan birbirine ne kadar ihtiyaçları olduğunun, birine dokunmanın, eşine, çocuğuna, arkadaşına, yakınına sarılmanın ne kadar temel insani ihtiyaç olduğunu daha iyi anlamaya başladılar. Bu salgının sona ermesinden sonra da insanlığın oldukça önemli bir kısmında bu temel insani özellikler kalıcı hale gelecek ve insanlar mutluluğun sadece ekonomik anlamda bir şeylere sahip olmak değil, bireyin kendisine yakın olan, kendisini seven, iletişim kurabildiği, özlediği, kavuştuğu, dokunduğu, sarıldığı diğer insanların varlığıyla ilişkili olduğunu daha çok fark edecekler." değerlendirmesinde bulundu.

Bu tür salgınların kişilik yapılarına göre farklı etkiler oluşturabileceğini vurgulayan Özçetin, şunları kaydetti:

"Kaygılı insanların endişelerinin artması sonucu panik bozukluklar, anksiyete bozuklukları, uzun süre yalnız, kimsesiz kalma sonucu çeşitli derecelerde depresyonlar, güvenlikli ve sağlıklı yaşam hakkını kaybettiğini düşünenlerde hastalık hastalığı (hipokondriazis), özellikle bir tanıdığı ya da yakınını kaybedenlerde yas tepkileri gelişebilir. Saplantı-zorlantı bozukluğu olanların önemli bir kısmının aşırı titiz, düzenli, kontrolcü özelliklerinin koruyucu olduğunu düşünerek başladıkları ve sürdürdükleri tedavilerinden vazgeçebilir ve bu tür hastalıklar şiddetlenebilir."

"Bu salgın biyolojik zeminden kaynak alan psikolojik bir savaş"

Yaşamı tehdit eden, yaşam kalitesini düşüren her şeyin birey için var olma kaygısını artıracağını kaydeden Özçetin, "Bu salgın aynı zamanda biyolojik zeminden kaynak alan psikolojik bir savaş. Tüm canlılarda olduğu gibi insanlık için de en temelde canlılığı koruma ve yaşamı sürdürme motivasyonu vardır. İnsanlar için varlığa tehdit oluşturan her durum psikolojik savaş alanıdır. Nasıl bir durum ya da sorunla karşılaştığımız hakkında yeterli ve doğru bilgiye sahip isek vücudumuzun vereceği tepki de özellikle endişe ve korkunun hakim olmaması nedeniyle daha gerçekçi olacak ve gücümüzü artıracaktır. Tehdit ya da tehlikeyi nasıl algılarsak duygu ve düşünceler öncülüğünde tepkimiz ve dolayısıyla direnç ve bağışıklığımız da değişecektir." ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com

Haftanın Öne Çıkanları

Rusya hatırlattı: Atatürk bundan tam 100 yıl önce Lenin'e mektup gönderdi

2020-04-26 20:47 - Özel Haber

Türkiye'den Cibuti'ye gıda yardımı

2020-04-24 21:32 - Dünya

TBMM Başkanı Şentop: Gazi Meclisi'miz Milli Mücadele'nin bizzat merkezi ve karargahıdır

2020-04-23 19:16 - Politika

Sokağa çıkamayan kız öğrencilere drone ile tablet ve gül gönderildi

2020-04-26 18:17 - Çevre-Hayat

Bundesliga'da futbolcuların maske ile sahaya çıkma olasılığı inceleniyor

2020-04-24 18:02 - Spor

SETA uzmanları Kovid-19 kriz yönetimi stratejilerini değerlendirdi

2020-04-25 00:02 - Gündem

İYİ Parti Genel Başkanı Akşener'den 23 Nisan mesajı

2020-04-22 20:02 - Siyaset

Boyner Grup’ta üst düzey atama

2020-04-24 16:17 - Genel

Günün Sesi: Abdurehim Heyit’in sesi ve sazıyla “Karşılaşınca"

2020-04-22 15:07 - Günün Sesi

İçişleri Bakanı Soylu'dan fırıncılara teşekkür

2020-04-26 00:12 - Gündem

İlgili Haberler

Sosyal medyadaki "muhteşem hayatlar" gençlerde yetersizlik hissini tetikliyor

12:47 - Sağlık

Hastalığını atlatarak 13 ay sonra okuluna kavuşan öğrenciye duygulandıran karşılama

11:58 - Sağlık

Türkiye'de her 18 kadından biri ömrü boyunca meme kanserine yakalanma riski taşıyor

11:53 - Sağlık

Lazer ve LED akupunkturu, beyni uyararak ağrıyı dindiriyor

11:47 - Sağlık

Riskli gruplar için grip aşısı önerisi

12:53 - Sağlık

Günün Manşetleri

Limanlarda elleçlenen konteyner ve yük miktarı eylülde arttı

14:12 - Ekonomi

Rusya: Putin ve Trump'ın Alaska'daki zirvesinin ivmesi canlı

14:07 - Dünya

Çiftçilere 320,6 milyon lira destekleme ödemesi bugün yapılacak

14:02 - Ekonomi

Yatırım Danışma Komitesi yarın İstanbul'da toplanacak

13:52 - Ekonomi

Gazze'de ateşkese dünyadan tepkiler

13:42 - Dünya