İstanbul
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Öğretim Üyesi ve İslam Ülkeleri Akademisyenler ve Yazarlar Birliği (AYBİR) Başkanı Ebubekir Ceylan, Suriye ziyaretinde gerçekleştirdiği akademik görüşmelere dair açıklamada bulundu.
Akademisyen Ceylan, "Suriye 2011 yılından beri iç savaşın devam ettiği bir coğrafyaydı. Aralık ayından beri de burada yeniden bir inşa süreci var. Dolayısıyla biz de AYBİR olarak Suriye'deki bu yüksek öğretimin yeniden inşasına nasıl katkıda bulunuruz sorusuyla harekete geçtik." dedi.
????Suriye'deki yüksek öğretimin son durumunu tespit etmek ve problem alanlarını araştırmak için ziyarette bulunduklarını söyleyen Ceylan, "Türkiye'nin yüksek öğretimdeki tecrübesini nasıl paylaşabiliriz, hangi alanlarda işbirlikleri yapılabilir, bunu tespit etmek ve bir rapora dönüştürmek amacıyla dört kişilik bir heyetle gittik ve ziyaretimizi tamamladık." diye konuştu.
Ceylan, söz konusu raporunun yakın zamanda hazırlanıp paylaşılacağını belirterek ziyarete kara yoluyla Hatay'dan geçerek başladıklarını, Halep, İdlib, Azez, Hama, Humus ve Şam'da akademisyenler ve üniversitelerin rektörleriyle görüştüklerini, Şam'da ise Suriye Yüksek Öğretim Bakanı ile bir araya geldiklerini aktardı.
Suriye'deki izlenimlerine ilişkin Ceylan, şunları kaydetti:
"Öncelikle 2011'de Arap Baharı'yla beraber bu ülkede bir iç savaş başlayınca akademisyenlerden ve öğrencilerden çok ciddi sayıda yurt dışına doğru bir kaçma oldu. Dolayısıyla yüksek öğrenim bu noktada ciddi anlamda olumsuz şekilde etkilendi.
Eğitimini bir şekilde yarıda kesmiş binlerce öğrenci bulunuyor. Bunların tekrardan Suriye'ye dönmesi, öğrenimlerine devam etmesi, akademisyenlerin geri dönmesi gibi meseleler var."
"Suriye'nin yüksek öğretimi yurt dışı ile akreditasyonlara ihtiyaç duyuyor"
AYBİR Başkanı Ceylan, Suriye yüksek öğretiminin şu anda en fazla ihtiyaç duyduğu meselenin yurt dışı ile akreditasyon meselesi olduğunu ve bu konuda da Türkiye'den destek istediklerini dile getirdi.
Ceylan, "Suriye üzerindeki yaptırımların kaldırılmasıyla beraber, Türkiye ile ve belki başka ülkelerle yapacakları işbirlikleri ile bu akreditasyonun da hızlıca tamamlanacağını ya da sürecin olumlu bir şekilde ilerleyeceğini düşünüyoruz." dedi.
Ziyarette ana gündem maddelerinin başında "öğrenci değişimleri, akademisyen değişimlerinin" de geldiğini aktaran Ceylan, Suriye'deki akademisyenlerle kuvvetli bir iletişim ağı kurmak istediklerini ifade etti.
AYBİR Başkanı Ceylan, temasları kapsamında ayrıca Türk öğrencilere Suriye'de Arapça kurslarının verilmesinin de ele alındığını dile getirdi.
Suriye ve Türkiye arasında özellikle ilahiyat gibi alanlarda ortak lisans programlarının gerçekleştirilebileceğini aktaran Ceylan, şunları ifade etti:
"Yani bir Suriyeli öğrenci ya da bir Türk öğrenci ilahiyat eğitiminin iki yılını Suriye'de alabilir, iki yılını Türkiye'de alabilir. Dolayısıyla Türkiye'nin tecrübesi, bir yandan paylaşılırken, Türk öğrencilerin de Arapçalarını geliştirme gibi bir imkanı söz konusu olur."
Türk-Suriye Üniversitesi kurulacak gibi görünüyor
Ceylan, iki ülke arasında ortak üniversite kurulması meselesinde ise "Türk-Suriye Üniversitesi gündeme geldi. Bizim ziyaretimizden sonra YÖK Başkanımız ve rektörler de gittiler. Bu konu tekrardan gündeme geldi ve yakın zamanda böyle bir projenin gerçekleştirilmesi de söz konusu. Yani bir Türk-Alman Üniversitesi gibi bir Türk-Suriye Üniversitesi kurulacak gibi görünüyor." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'de okuyan ve mezun olan çok sayıda Suriyelinin durumuna dikkati çeken Ceylan, "Bunlar Suriye'ye döndüklerinde sisteme nasıl entegre olacaklar? Yani denklik, geçiş problemleri de masadaki diğer konular arasında." ifadelerini kullandı.
Ceylan, sözlerine şu şekilde devam etti:
"Bizim arzumuz, Türkiye'de özellikle Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklarının burslarıyla Türkiye'de yüksek lisans ve doktora yapmış Suriyeli öğrenciler var. Bunların bir kısmı Suriye'de hükümette bakan olarak ya da çeşitli bürokrasinin kademelerinde görev aldılar.
Biz bu öğrencilerin aslında Suriye'deki yüksek öğretim sistemine entegre olarak onların da akademik kariyerlerine orada devam etmesi ve öğretim üyesi olmasını da gönülden arzu ediyoruz. Bu noktada her türlü desteğimiz de var. Bu yönüyle gerek denklik, gerek nakil konusu da yine yakın zamanda çözüme kavuşturulması gereken meseleler arasında duruyor."
Türkiye'de yüksek öğretim alan akademisyen adayları Suriye'nin yeniden inşasına katkı sağlayacak
Nitelikli Suriyelilerin ülkelerine dönüşünün oradaki eğitim kapasitesini artıracağını vurgulayan Ceylan, "Türkiye'nin bu konuda bir tecrübesi, birikimi var. Dolayısıyla Türkiye'de yüksek lisans, doktora yapmış Suriyeli akademisyen adaylarının Suriye'deki bu süreçte yeniden inşa sürecinde katkısının yüksek olacağını söyleyebiliriz." dedi.
Suriye'de yapılacak projelere dair Ceylan, bu konuda çalışmaların sürdüğünü Milli Eğitim Bakanlığından heyetlerin Suriye'yi ziyaret ederek saha araştırması yaptığı ve okulların durumu ile ilgili rapor hazırladığını belirtti.
Ceylan, hem devlet kanalları hem sivil toplum kuruluşları aracılığıyla Suriye'de bir açılımın söz konusu olduğuna dikkati çekerek, "Biz, AYBİR olarak bu konuları rapor haline getireceğiz. Dolayısıyla bunların önümüzdeki süreçte bir eylem planı içerisinde de gerçekleştirileceğini düşünüyoruz açıkçası." diye konuştu.
Türkiye'nin Suriye'ye verdiği destekten müteşekkirler
Ebubekir Ceylan, Suriyelilerin Türkiye'nin yeniden inşa sürecine desteğinin farkında olduklarına dikkati çekti.
Ceylan, "Görüştüğümüz insanların o gözlerindeki ümit ve Türkiye'ye dair samimi görüşler bizi sevindirdi. Yani bir müteşekkir vaziyetteler, Türkiye'nin Suriye'deki bu yeniden inşa sürecinde vermiş olduğu desteğin onlar da farkındalar. Yüksek öğrenim noktasında da beklentilerinin olduğunu ifade edelim." diye konuştu.
Şam Üniversitesi, Osmanlı Araştırmaları Merkezi kurulmasını talep etti
Suriye'de yüksek öğretim kesiminin bazı teklif ve talepleri olduğunu da belirten Ceylan, şunları aktardı:
"Bizden talep edilen bir husus da Türk Dili ve Edebiyatı bölümlerinin açılması ve bu bölümlere Türkiye'den uzman hocaların görevlendirilmesiydi. Özellikle tarih bölümlerinde son sınıflarda yazma eserler okunuyor.
Bunlar tabii ki Osmanlıca eserler. Bu konuda uzmanlara ihtiyaç olduğunu belirttiler. Yazma eserlerin envanterlerinin çıkartılması gibi destekleri bizden talep ettiler. Şam Üniversitesi, bir Osmanlı araştırmaları merkezi kurulmasını talep etti. Bunlar Türkiye'nin çok kolay şekilde yapabileceği, verebileceği destekler."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com