?>

Sultan II. Mahmud: Kime göre gâvur padişah?

Osmanlı tarihinin hakkında en çok konuşulan, hizmetleri hakkıyla takdir edilememiş bir şahsiyet Sultan II. Mahmud… Kimine göre "gâvur padişah", kimine göre "büyük ıslahatçı"dır...

Kültür Sanat - 8 yıl önce

Memleketin en buhranlı zamanında tahta çıkan Sultan II. Mahmud, uzun süren saltanatında pek çok gailelerle uğraştı.

Zaman zaman sert icraatıyla devletin çözülmesine mâni olmak kudretini gösterdi. Her sahadaki ıslahat faaliyetleriyle imparatorluğa hayatiyet kazandırdı.

Cahil ve mutaassıp bir kesimin reaksiyonunu çekmekle beraber, aklıselim sahipleri tarafından hizmetleri şükranla anıldı; Garb menbalarında bile hürmetle anıldı.

Millî bünye...

Sultan II. Mahmud, sadece harbler ve isyanlarla uğraşmadı.

Zamanında binlerce bina yapıldı veya tamir edildi. Yollar açıldı veya genişletildi.

Köprüler, kuruldu. Buharlı gemi ve makineler alındı. Harbiye ve tıbbiye mekteplerini; ayrıca memur yetiştiren mektepler kurdu.

Tophane’de Nusretiye ve Bahçekapı’da Hidâyet; Arnavutköy sahilinde Tevfikiye; Üsküdar Şemsipaşa’da Adliye Câmilerini; Bayezid Kulesi’ni, Mahmudiye, yani Unkapanı Köprüsü’nü, muhtelif yerlerde çeşmeler yaptırdı. Eyüp Sultan türbesi dâhil, İstanbul’daki bütün sahabe kabirleri, hep Sultan II. Mahmud tarafından yaptırılmıştır.

Resulullah’ın kabri üzerine yeşil kubbeyi yaptıran O’dur.

Zamanında ilk gazete neşredildi. Modern posta, karantina, nüfus sayımı, rüşdiye adıyla orta mektep teşkilatı, memurların fes ve setre giymesi gibi yenilikler onun zamanına tarihlenir.

Klasik Osmanlı siyasî müesseselerinin çoğu başka isimlerle devam etmiş; artık fonksiyonu kalmayanlar kaldırılmıştır. Mesela defterdar, mâliye nâzırı; reisülküttâb, hâriciye nâzırı adını almıştır.

Bu devirdeki ıslahatla, Jön Türk inkılapları asla birbirine kıyas edilemez.

Sultan II. Mahmud’un ıslahatı hep millî bünyeye muvafık olarak cereyan etmiştir. Şer’î hükümlerin ve siyasî an’anelerin haleldar olmamasına hususi ihtimam gösterilmiştir.

Fes ile şapkanın, kabil-i kıyas olmadığı âşikârdır. Fes, Anadolu’da asırlardır giyilen, Osman Gazi’den beri Türklerin de giydiği kırmızı keçe külahın tekâmül etmiş hâlidir.

İbâdet değil de âdete dair işlerde gayrimüslimlere benzemeyi İslâmiyet yasak etmemektedir.

Bürokratların inat ve muhalefetini kırmak adına, devlet dairelerine resmini astırması garip karşılanmakla beraber, zaten az zaman sonra terk edilmiştir. Yeniçerilere duyulan alerji, mehterin de kaldırılmasına sebebiyet vermiş; yerine Mızıka-ı Hümâyun kurulmuştur.

Kurduğu sistem, şekil itibariyle günümüze kadar gelmiştir. Şu anda işleyen ne müessese varsa, Osmanlı’ya, ezcümle Sultan II. Mahmud devrine aittir.

Dinî hassasiyet...

Alman müşavir Helmuth von Moltke hatıralarında şöyle der:

“Sultan’ın dinî hissiyatı o kadar kuvvetliydi ki, vefatından birkaç gün önce, hemen hemen ölüm hâlindeyken, cuma namazı için kendisini Bayezid Câmii’ne taşıtması bunu ispat eder...”

Vefatından 2 sene evvel çıkarttığı bir fermanla, Osmanlı memleketinin her yerinde 5 vakit namazda cemaate devam edilmesini emretmiştir. Es’ad Efendi’nin yazdığı Dürr-i Yektâ isimli Türkçe ilmihali bütün şehir, kasaba ve köylere yollatmıştır. İlkmektep tahsilinin bütün Osmanlı vatandaşlarına mecbur kılınması da onun fermanıyla olmuştur.

Kışlada her birliğe cemaatle namaz için tabur imamı ve dinî müşkillerin halli için alay müftüleri tayin etmiştir. Battal Gazi Destanı, Hayber Kalesi Cengi gibi hurafe cinsinden kitaplara alışmış askerlerin okuması için, Hanefî mezhebinin kurucularından İmam Muhammed’in harb hukukuna dair Siyer-i Kebir kitabını Türkçe’ye tercüme ettirmiş; kışlalarda okunmasını emretmiştir.

Hekimbaşı Abdülhak Molla der ki: “Yeni süvari birliklerinin teşkili esasında, iki seneye yakın bir müddet Râmi Kışlası’nda bulunan padişah, her geceyi başta kışla câmii olmak üzere, Eyüp, Davud Paşa, Topçular gibi câmilerde zikir, dua ve ilim sohbetiyle geçirmiştir.”

Kendisi evvelce amcazâdesi Sultan III. Selim’in tesiriyle Mevlevî muhibbi idi. Mevlevî Halet Efendi’den kurtulunca, muhtemelen temayülü değişmiş ve ağabeyi Sultan IV. Mustafa gibi, Nakşibendî tarikatine girerek, Yahya Efendi tekkesi şeyhi Mehmed Nuri Efendi’ye bağlanmıştır.

Hepsi evlâdımdır...

“Ben teb’amdan Müslümanları ancak câmide, Hristiyanları kilisede, Musevileri havrada tanımak isterim. Aralarında başka gûna bir fark yoktur. Cümlesi hakkındaki muhabbet ve adaletim kâvidir ve hepsi hakikî evlâdımdır” diyecek kadar da, İslâmî müsamahaya sahipti.

“Herkes kendi içinde yaşasın; ama kanun önünde eşittir” manasına gelen bu sözü, şimdiki tabirle demokrat şahsiyetine delildir.

Kendisine "Gâvur Padişah" diyenler, Yeniçeri Ocağı ile beraber tekkelerini kapattığı münharif Bektaşîlerdir. 1837 senesinde bir cuma namazına giderken Galata Köprüsü üzerinde atının önüne çıkan Saçlı Şeyh adında bir meczup, Bektaşi tekkelerini kapattığı için bu şekilde hitap etmiştir.

Hâdiseyi ilk nakleden Ubicini, bu kişinin Bektaşi meczubu olduğunu söylerken; bilahare hâdiseyi nakledenler sözün sahibini “şeriatçı bir hoca”ya dönüştürmüşlerdir.

Padişah, tasavvuf erbabı, bütün Osmanlı padişahları gibi, dini bütün bir şahsiyettir. Ancak Bektaşîlerin başlattığı bu aleyhte propaganda, her kesimden insana tesir ederek bugüne kadar gelmiştir.

Bektaşîlerin, Osmanlılara ve Nakşibendîlere olan aleyhtarlığı bununla başlar. Meşrutiyetten sonra ikisinden de intikam alma imkânı bulmuşlardır.

Şefaat ya Resûlallah!..

Hücre-i Saadet’e hediye gönderdiği altın şamdan münasebetiyle yazdığı ve Resûlullah’a sevgisini terennüm ettiği na’t pek içlidir:

Şamdan eyledim ihdâya cür’et yâ Resûlallah. Muradım dergâh-i ulyâya hizmet, yâ Resûlallah!

Değildir ravdaya şâyeste, destâvîz-i nâçizim. Kabulünde kıl ihsân inayet, yâ Resûlallah!

Kimim var hazretinden gayri, hâlim eyleyem ilâm. Cenâbındandır ihsân, mürüvvet, yâ Resûlallah!

Dahîlek, el-emân, sad el-amân, dergâhına düştüm, Terahhum kıl, bana eyle şefâat yâ Resûlallah!

Dü âlemde kıl istishâb, Hân Mahmûd-ı Adlîyi, Senindir evvel ü âhirde devlet yâ Resûlallah!

.

dikGAZETE.com

Haftanın Öne Çıkanları

Mor beyin mağduru gazeteci Ömer Faruk Aydemir serbest bırakıldı

2017-12-29 17:32 - Asayiş

İstanbul'da son 4 ayda DEAŞ'la bağlantılı 714 kişi yakalandı

2017-12-27 00:02 - Asayiş

Yunanistan'a kaçmak isteyen FETÖ şüphelileri yakalandı

2017-12-31 14:02 - Gündem

Oğlunun çalınan yüzüğüne kavuşmayı bekliyor

2017-12-30 16:32 - Çevre-Hayat

Önce arabasını yakmak istedi, sonra gazetecilere saldırdı

2017-12-29 12:32 - Asayiş

Sultan II. Mahmud: Kime göre gâvur padişah?

2018-01-01 10:27 - Kültür Sanat

Kağıthane'de çatışma: 1 polis memuru yaralandı

2017-12-31 02:02 - Genel

Çalışma hayatı yoğun bir yılı geride bıraktı

2017-12-31 21:42 - Ekonomi

Alkollü sürücü yılın son saatlerinde dehşet saçtı: 3 yaralı

2018-01-01 06:02 - Asayiş

Hükümlü hırsızı ziyarete geldiler, hırsızlık yaptılar

2017-12-30 04:02 - Gündem

İlgili Haberler

AA foto muhabiri Jadallah, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü'ne layık görüldü

20:04 - Kültür Sanat

Dedesinin icadı temassız müzik aletini tanıtmak için dünyayı geziyor

12:13 - Kültür Sanat

2025 Necip Fazıl Ödülleri açıklandı

20:44 - Kültür Sanat

Filistinli sanatçı, Gazze halkının saldırılarla değişen hayatlarını heykellere yansıtıyor

14:27 - Kültür Sanat

Bitpazarlarından topladığı 5 binden fazla kahve fincanıyla koleksiyon yaptı

12:32 - Kültür Sanat

Günün Manşetleri

Samsun'da geri dönüşüm fabrikasında çıkan yangın kontrol altına alındı

02:03 - Asayiş

MHP Genel Başkanı Bahçeli'den Cumhurbaşkanı Erdoğan'a anlamlı hediye

00:08 - Siyaset

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Cumhuriyet'in 102. yaşını tebrik eden ülkelere teşekkür

23:42 - Siyaset

Bakü’nün simge yapıları Türk bayrağının renkleriyle aydınlatıldı

23:38 - Dünya

Guardian: İsrail, Google ve Amazon’dan verileri incelendiğinde 'uyarı' talep etti

23:33 - Medya