Zonguldak
4 çocuk, 5 torun sahibi 83 yaşındaki Gürsoy, çocuk yaşta babasının kendisi için diktirdiği pantolona arka cep eklemesi için terziye yeniden gitti. İsteğinin kabul edilmemesi üzerine cep dikmeyi öğrenmek için ilkokul eğitiminin ardından 13 yaşında, bir terzinin yanında çırak olarak işe başlayan Gürsoy, zamanla meslekte kendini geliştirdi.
Gürsoy'un aile dostu, 5 çocuk, 17 torun sahibi 75 yaşındaki Ağaryılmaz da 13 yaşında çırak olarak bir terzinin yanında çalışmaya başladı. Ağaryılmaz, 62 yıldır iğne ve ipliği elinden düşürmedi.
????Uzun yıllar kendi dükkanlarında ekmek paralarını kazanan, son 26 yıldır da aynı iş yerinde çalışan emektar terziler, 20 metrekarelik dükkanı her sabah birlikte açıyor.
Ustalıkları ve çalışma azimleriyle gençlere örnek olan Gürsoy ve Ağaryılmaz, hazır giyim sektörü nedeniyle eskisi gibi rağbet olmasa da mesleklerini aynı titizlikle yapıyor.
"Birbirimizi hiç kırmadık, üzmedik"
İsmail Gürsoy, mesleğin inceliklerini ustalarından öğrendiğini söyledi.
Eskiyle karşılaştırıldığında mesleğin bitme noktasına geldiğini belirten Gürsoy, bu durumun kendilerini üzdüğünü anlattı.
Gürsoy, mesleğin kendisi için tutku haline geldiğine değinerek, şöyle devam etti:
"Mesleğimi sevdiğim için hala bırakmıyorum, hayattan da kopmak istemiyorum. Terziliği bıraksam hayattan kopacağım, bir anda sağlığım bozulacak. Ben onu görüyorum. Mesleğim sayesinde hareket halindeyim, insanlarla bir arada olmayı da seviyorum. Terzilik benim için yemek, içmek, nefes almak kadar önemli. Terziliğe başladığımda hiçbir şeyim yoktu. Gece gündüz demeden çalıştım, çocuklarımı okuttum. 83 yılın nasıl geçtiğini hala anlamış değilim. Fırtına gibi geldi, geçti."
Ağaryılmaz'ın kendisi için ayrı bir yeri olduğunu dile getiren Gürsoy, "Osman kardeşimle dünya, siyasi ve ahiret görüşümüz hepsi bir. Osman kardeşimin rahmetli babası benim çok yakın bir dostum, ağabeyimdi. Oradan kaynaklanan bir sıcaklığımız var. Ailesi, çocukları beni öz amcadan daha üstün tutar. Ben de onları kendi çocuklarım, torunlarım gibi seviyorum. Her yere birlikte gideriz. 26 yılın nasıl geçtiğini ben de bilmiyorum. Birbirimizi hiç kırmadık, üzmedik. Birbirimizi çok iyi anlıyoruz." diye konuştu.
Gürsoy, gençlerin boşa geçirdikleri zamana çok üzüldüğünü, bir insanın mutlaka zanaat öğrenmesi gerektiğini, zanaatkar insanın ekmeğini mutlaka kazanacağını kaydetti.
"Dükkana bastonla da gelsem mutlaka hizmet etmek istiyorum"
Osman Ağaryılmaz da mesleğe çocuk yaşta büyük bir heyecanla başladığını ve aynı heyecanla devam ettiğini söyledi.
Ayakları kendisini götürdüğü sürece mesleğini bırakmayacağını belirten Ağaryılmaz, "Mesleğimi çok seviyorum. Bu işte artık gençler kalmadı. Bizlerden sonra bu işi yapacak yok gibi, çok üzücü. Zanaatkar yetişmiyor, zanaatlar ölüyor. El birliğiyle bu işi mutlaka yaşatmamız lazım çünkü üretim meselesi çok önemli." dedi.
Ağaryılmaz, her müşterinin kendileri için özel olduğunu anlatarak, "Kişinin durumuna göre davranıyorum. Onlar 'Allah razı olsun.' deyip memnun oluyor. Ben de bu duruma seviniyorum. Herkesi memnun etmeye çalışıyorum. Dükkana bastonla da gelsem mutlaka hizmet etmek istiyorum. Kesinlikle bu işi bırakmak istemiyorum. Allah bana ne kadar ömür verirse hizmet etmek istiyorum. Bu işi hep sevdim. Başka iş yapmak gibi imkanlarım oldu ama hiç ona tenezzül etmedim. Başka bir iş kesinlikle düşünmedim." ifadelerini kullandı.
İsmail Gürsoy ile 26 yıldır omuz omuza emek verdiklerini dile getiren Ağaryılmaz, Gürsoy'un, kendisine hem bir ağabey hem de usta olarak yol gösterdiğini belirtti.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com