?>

Murat Bardakçı'dan Nobelli Pamuk'a: Çüş Orhan oha!

Habertürk yazarı Murat Bardakçı, bugünkü yazısında Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk hakkında adeta açtı ağzını yumdu gözünü.

Gündem - 10 yıl önce

Habertürk yazarı Murat Bardakçı, bugünkü yazısında Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk hakkında adeta açtı ağzını yumdu gözünü. Bardakçı, Orhan Pamuk'un son kitabında Türkiye'yi yanlış anlatığını, kötülediğini ve bunun bir suç olduğunu belirterek "Çüş Orhan çüş' yazısını kaleme aldı.

İŞTE MURAT BARDAKÇI'NIN O YAZISI

Önce bir-iki haftadan buyana hemen her yerde, hattâ ATM’lerde bile reklâmı yapılan, bahsi daha açılır açılmaz hayranlık krizlerine girilen ve yüceltile yüceltile göklere çıkartılan bir romandan aynen aldığım şu paragrafı okuyun:

“...Bir dönem skandal ve cinayet haberlerini öne çıkaran gazeteleri Oidipus ve Rüstem benzeri hikâyelere çok rastladığım için okudum. İstanbul’da iki çeşit hikâye okur tarafından çok seviliyor, ucuz gazetelerde çok yayımlanıyordu. Birincisi; oğlu askerde, hapiste, uzaktayken babanın, genç ve güzel geliniyle yatması, olayı fark eden oğulun babayı öldürmesiydi. Çok işlenen ve sayısız çeşitlemeleri olan ikinci cins cinayet ise, cinsel açlık içindeki oğulun, bir cinnet anında zorla anasıyla yatmasıydı. 

Bu oğulların bazıları kendilerini durdurmaya ya da cezalandırmaya çalışan babalarını öldürüyordu. Toplum tarafından en çok nefretle karşılanan oğullar bunlardı: Ama toplum onlardan babalarını öldürdükleri için değil, zorla analarıyla yattıkları için nefret ediyor, adlarını bile anmak istemiyordu. Baba katili bu oğulların bazıları bir pisliği temizleyerek nam yapmak isteyen hapishane ağaları, kabadayılar veya kiralık katil adayları tarafından öldürülüyordu. Bu cinayetlere devlet, hapishane yönetimi, gazeteciler, hatta toplum karşı çıkmıyordu...”.

İÇİNİZ KALKTI DEĞİL Mİ!

Okuyanın âsabını lâçka eden, özellikle de “ana-oğul” bahsine gelince artık ikrah ettiren bu ifadeler hangi romanda mı geçiyor?

Başlıktan zaten anlamışsınızdır: Orhan Pamuk’un yere-göğe konamayan son kitabında, “Kırmızı Saçlı Kadın”ın 114. sayfasında!

Tamam, kayınpederin geline tecavüze kalkışması maalesef nadiren de olsa yaşanan hadiselerdir ama bu rezaletlerin haberleri gazetelerde hiçbir şekilde yeralmaz ve yayınlanmamalarının başta gelen sebebi de, yazılmalarının kanunen yasak olmasıdır.

Üstelik aynı yasak sadece bizde değil, birçok Avrupa ülkesinde de mevcuttur. İsmini vermeyeyim, Avrupa’nın en çok okunan yazarlarından birinin birkaç sene önce yayınladığı kitabında benzer bir hadiseyi değil yazması, üstü kapalı biçimde de olsa ima etmesi yüzünden hapse düşmekten son anda kurtulmuş olduğunu edebiyat çevreleri gayet iyi bilirler.

Hele diğer iddia! Çocuk annesine tecavüz edecek, bunu farkeden babasını öldürecek, sonra hapse düşecek, orada öldürülecek, hadise basına aksedecek, gazetelerin üçüncü sayfalarında çarşaf çarşaf yazılacak ve hemen herkes “Herifi gebertmekle aman ne iyi etmişler, ellerine sağlık” diyecekler, İstanbul gazetelerinde bu haberlere sık sık rastlanacak, üstelik okur da bunlara bayılacak!

Neredeyse kırk senelik gazeteciyim, ucuz yahut pahalı hiçbir gazetede “oğulun anası ile yatmasını” ve ardından gelen cinayetler zincirini konu alan tek bir haber bile görmedim; üstelik bu hadiselerin “ucuz gazetelerde çok -Nobelli yazar herhalde ‘sık sık’ demek istiyor- yayınlandığına” da hiç tesadüf etmedim!Gazetelerde böyle bir sapıklıklar silsilesine tesadüf eden varsa buyursun, göstersin!

İŞTE, BÖYLE BİLİNECEĞİZ!

İlgi çekmek ve romanın kurgusunu güçlendirmek maksadıyla yazılan iğrenç bir hayâlin, yani “anaoğul ilişkisi” ve arkasından gelen cinayetler zinciri palavrasının neticesini hayâl edebiliyor musunuz? Bu roman da senelerdir devam eden bildiğimiz pazarlama çabalarının neticesinde mutlaka yabancı dillere tercüme edilecek, yayınlandığı memleketlerde tabîi bol bol reklâmı yapılacak ve yabancı okuyucunun hatırında öncelikle malûm iddia kalacak: Oğulların annelerine tecavüz edip babalarını öldürmelerinin ve hain evlâdın da hapishanede ortadan kaldırılmasının Türkiye’de sık sık rastlanan, sıradan bir hadise olduğu!Başlıkta kullandığım “Çüş” ibaresi için affınızı rica ediyorum... Aslında daha değişik bir başlık düşünmüştüm ama arkadaşlar “Ana-oğul üzerine kurulu böylesine menfur bir hayâlin başlıkta kullanılması bile yakışıksız olur” dediler ve dolayısı ile “Çüş” ile yetinmek zorunda kaldım.

Ama bu “Çüş”ün yanına arzu ederseniz “Yuh”, “Ohaaaa!” vesaire gibi ünlemler de koyabilirsiniz. “Kırmızı Saçlı Kadın”daki bu utanç verici hayâli yorumlamakta zaten bu ünlemler ile daha nice sıfatlar bile kifayetsiz kalır.

dikgazete.com
Haftanın Öne Çıkanları

PES Ligi Türkiye Finalleri Başladı

2016-02-12 12:53 - Teknoloji

Cinayet zanlıları adliyeye sevk edildi

2016-02-13 19:03 - Gündem

Hırsızların domuz bağı ile bağladığı kadın dehşet anlarını anlattı

2016-02-13 15:54 - Asayiş

Kırmızı ete rakip çıktı

2016-02-12 11:41 - Genel

14 Şubat Sevgililer Günü nedir? Neden kutlanır?

2016-02-14 12:22 - Genel

İstanbul Emniyeti’nden Figen Yüksekdağ açıklaması

2016-02-14 13:56 - Asayiş

Arkas Spor, İtalyan rakibine 3-0 mağlup oldu

2016-02-16 23:46 - Spor

Türkiye - Rusya ticaret hacminde büyük düşüş

2016-02-11 19:05 - Ekonomi

Kaza mı cinayet mi!

2016-02-11 19:16 - Asayiş

Kız arkadaşına helikoterde evlenme teklifi etti

2016-02-14 18:26 - Genel

İlgili Haberler

Türkiye'den Nepal'e yönelik güvenlik ve seyahat duyurusu

00:12 - Gündem

Kızılay'dan Kerkük'teki Türkmenlere gıda yardımı

21:47 - Gündem

İlk "Türk demiri" üretiminin 86. yılı

21:42 - Gündem

ASELSAN'ın "dron avcısı" yurt dışında ilk kez sergilendi

21:27 - Gündem

Roketsan yeni nesil savunma sistemlerini Londra'da sergiliyor

21:17 - Gündem

Günün Manşetleri

Küresel Sumud Filosu'na yeni bir İHA saldırısı düzenlendi

02:32 - Dünya

ABD'li Senatör Sanders, Netanyahu hükümetinin "kontrolden çıktığını" belirtti

01:43 - Dünya

İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan, Katar Emiri Al Sani ile telefonda görüştü

01:32 - Dünya

Trump, ABD ve Hindistan'ın ticaret müzakerelerine devam ettiğini belirtti

01:13 - Dünya

İngiltere Başbakanı Starmer, Katar Emiri Al Sani'yle telefonda görüştü

01:03 - Dünya