?>

Mektup, telgraf ve mesajlardaki 27 Mayıs

Merhum Başbakan Menderes, Dışişleri Bakanı Zorlu ve Maliye Bakanı Polatkan'ın, 27 Mayıs 1960 darbesine giden süreçte ve darbenin ardından yaşadıkları duygular, ailelerine ve siyasetçi arkadaşlarına gönderdikleri mektuplar ve telgraflara yansıdı.

Genel - 7 yıl önce

ANKARA (AA) - 27 Mayıs 1960 darbesinin ardından idam edilen merhum Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın 27 Mayıs 1960 darbesine giden süreçte ve darbenin ardından kaleme aldığı mektuplar, Türkiye'nin yakın siyasi tarihine ışık tutuyor.

Demokrasi ve milli iradeye 27 Mayıs 1960'ta vurulan darbenin etkileri, yargılamalar sırasındaki ifadelerin ve tanıklıkların yanı sıra döneme ait mektuplar ve telgraflar ile de çarpıcı bir şekilde gözler önüne serildi.

Menderes, Zorlu ve Polatkan'ın gerek darbecilere, gerek aile üyelerine hitaben yazdığı mektuplarda, o dönemki siyasi ortam ile idam edilen üç ismin duyguları tüm açıklığıyla dile getirildi.

Merhum Adnan Menderes, idam edilmeden önce cuntacılara hitaben yazdığı mektupta onlara dargın olmadığını belirtti. Menderes, mektubunda şu ifadelere yer verdi:

"Kellemi onlara götürdüğünüzde deyiniz ki 'Adnan Menderes hürriyet uğruna koyduğu başını 17 sene evvel almadığınız için sizlere müteşekkirdir.' İdam edilmek için ortada hiçbir sebep yok. Ölüme kadar metanetle gittiğimi, silahların gölgesinde yaşayan kahraman efendilerinize acaba söyleyebilecek misiniz? Şunu da söyleyeyim ki milletçe kazanılacak hürriyet mücadelesinde sizi ve efendinizi yine de 1950'de olduğu gibi kurtarabilirdim. Dirimden korkmayacaktınız ama şimdi milletle el ele vererek Adnan Menderes'in ölüsü ebediyete kadar sizi takip edecek ve bir gün sizi silip süpürecektir. Buna rağmen duam sizlerle beraberdir."

Zorlu'dan "Allah memleketi korusun" duası

Dışişleri Bakanı Zorlu ise 16 Eylül 1961'de idam edilmeden önce annesi, ağabeyi ve eşi Emel Zorlu'ya hitaben yazdığı mektubunda, sakin ve huzurlu olduğunu, ailesinin de huzur içinde yaşamasının gönlünü daima rahat ettireceğini dile getirdi.

Zorlu mektubunda, "Bir ve beraber olun. Allah'ın takdiratı böyleymiş. Hizmet ettim ve şerefimi daima muhafaza ettim. Anne! Sevdiklerimi muhafaza edin ve Allah'ın inayetiyle onların huzurunu temin edin. Hepinizi Allah'a emanet eder, tekrar üzülmemenizi ve hayatta berdevam olarak beni huzur içinde bırakmanızı rica ederim. Allah memleketi korusun." ifadelerini kullandı.

"Vicdani kanaatlerimiz ve inançlarımız suçlandırılıyor"

Maliye Bakanı Polatkan'ın yargılamalardaki iddialara ilişkin duyguları Yassıada'daki mahkeme tutanaklarına yansıdı. Polatkan, 2 Ağustos 1961'de yazılı verdiği savunmasında, Demokrat Partililerin Anayasayı değiştirmek ve diktatör bir rejime zemin hazırlamakla değil aslında vicdani kanaatleri ve inançları nedeniyle suçlandığını belirtti ve buna karşılık ölüm cezası talep edildiğini vurguladı.

Dünyadaki bütün iyi niyetli insanların mahkeme heyetinin vereceği kararla ilgileneceğini, kararnamede ve iddianamedeki söz konusu maddelerin kendisini ilgilendiren bir yönü olmadığını dile getiren Polatkan, "Bu kararınızı da kendisine inanan insanlara has, tam bir huzur ve imanla karşılamaya amadeyim. Tanrı kararlarınızda size yardımcı olsun ve sizi kararlarınızda isabetli kılsın." ifadelerini kullandı.

Devlet arşivlerindeki belgeler

Mektuplar dışında telgraflar ve mesajlar da Yassıada yargılamalarının seyrine ilişkin fikir verdi.

Yassıada yargılamaları sırasında 29 Ağustos 1955'te yapılan Londra Konferansı'na Türkiye'yi temsilen katılan Zorlu'nun, Menderes'e "Kıbrıs konusunda hükümetin elinin güçlenmesi için gerekli tedbirlerin alınmasını talep ettiği" bir telgraf gönderdiği belirtildi ve bu telgraf, "6-7 Eylül olaylarının hükümet tarafından tertip edildiği" iddialarına dayanak gösterildi. Ancak yargılamalar sırasında bahsi geçen telgraf bir türlü bulunamadı.

Zorlu, duruşmalarda bu telgrafı yalanlamadı, "tedbirler"den kastının diplomatik önlemler olduğunun altını özellikle çizdi ancak mahkeme heyetini ikna edemedi.

Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğünde yer alan belgeye göre Menderes, Zorlu'nun bu telgrafına karşılık 27 Ağustos 1955'te gönderdiği mesajda, Kıbrıs konusunda hükümetin asla taviz vermeyeceğini belirterek, "Memleketin büyük bir heyecanla ve yekvücut olarak üzerinde durduğu Kıbrıs davasının görüşülmesinde nokta-i nazarımızı liyakatla müdafaa edeceğinizden emin bulunuyorum." yazdı.

Darbeci Gürsel'den Adnan Menderes'in Cumhurbaşkanı olması teklifi

Darbeden yaklaşık üç hafta önce 3 Mayıs 1960'ta darbeci Cemal Gürsel, Kara Kuvvetleri Kumandanı sıfatıyla dönemin Milli Savunma Bakanı İbrahim Ethem Menderes'e bir mektup gönderdi.

Devlet Arşivlerinde yer alan mektupta Gürsel, Kayseri'nin Yeşilhisar ilçesinde darbeden 3 ay önce yaşanan ve darbeye zemin hazırlayan olayların vatandaşın ruhunda derin tesir ve hükümete karşı telafisi güç duygular yarattığını, bu durumun küçümsenemeyeceğini, cebir ve şiddetle geçiştirilemeyeceğini belirtti.

Mektupta, "Ülkenin huzur ve istikrarı için alınması gereken tedbir ve kararları arz etmeyi milli ve vatani bir vazife bildiğini" kaydeden Gürsel, Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın istifa etmesi, Cumhurbaşkanlığı görevine ise Başbakan Menderes'in getirilmesi gerektiğini ifade etti.

Gürsel, Menderes'i her şeye rağmen milletin büyük çoğunluğunun sevdiğini, bu sevgiden yararlanıp, kırılan gönüllerin alınması ve millete yeniden güven telkin edilmesi gerektiğini anlattığı mektubunda, yeni kabinenin kurulması, ordunun meseleleri hızlı bir şekilde halletmesi ve din istismarcılığından vazgeçilmesi uyarısında bulundu.

Milli Birlik Komitesine "darbe" için teşekkür mesajı

Darbenin ardından Gürsel'in öncülüğünde kurulan hükümet tarafından, darbeyi yapan Milli Birlik Komitesi'ne (MBK), Bakanlar Kurulu kararınca bir teşekkür mesajı gönderildi. Devlet Arşivlerinde yer alan belgede, "Devlet Başkanı ve Başbakan Orgeneral Cemal Gürsel" imzasıyla gönderilen mesajda, iktidara gelince önceki hükümet döneminde memleket ve milletin nasıl bir karanlığın, felaketin ve kabul edilmez bir utancın eşiğinde olduğunun görüldüğü belirtildi.

Mesajda, MBK, ordu ve üniversitelerin "anlayış ve fedakarlığı kahramanlık mertebesine yükselten bir hareketle faciaya son verdiği ve bunu emsali görülmemiş bir asaletle gerçekleştirdiği" dile getirilerek, "Bu tarihi intikal devresinde vazifeye davet edilmiş olmaktan şeref duyduğumuzu, memleket ve milletin selameti için bütün varlığımızla çalışmaya kararlı bulunduğumuzu Milli Birlik Komitesine bildirmekle bahtiyarız." ifadelerine yer verildi.

Haftanın Öne Çıkanları

Monet'nin tablosu 110,7 milyon dolara satıldı

2019-05-15 14:12 - Dünya

Fransa'da zafer Marquez'in

2019-05-19 19:20 - Spor

Ağrı’da Korkutan Yangın

2019-05-19 06:07 - Asayiş

Modern çağın nostaljik adası Küba

2019-05-19 14:42 - Dünya

Gizemli kayaların sırrı çözülüyor

2019-05-17 16:22 - Gündem

Sarıyer’de salyangoz zehri dehşeti

2019-05-17 13:49 - Asayiş

Bakan Çavuşoğlu: 'Caminin kundaklanması İslam düşmanlığının yeni örneği'

2019-05-14 04:42 - Gündem

Devrim Muhafızları Komutanı: “Savaştan korkmuyoruz”

2019-05-19 14:51 - Dünya

Türkiye'nin en hızlı büyüyen 100 şirketi açıklandı

2019-05-19 18:27 - Ekonomi

Galatasaray şampiyonluğu Ankara’da kutlanıyor

2019-05-20 01:28 - Spor

İlgili Haberler

Balıkesir'de art arda depremler meydana geldi

23:58 - Genel

'77', Gazze'de yaşanan dramı 'sessiz bir çığlık' olarak gözler önüne seriyor

16:01 - Genel

Günün Manşetleri

Esirler Cemiyeti: İsrail ordusu Batı Şeria'da her hafta yüzlerce Filistinliyi gözaltına alıyor

01:27 - Dünya

NYT: Trump, geçen hafta Venezuela lideri Maduro ile telefonda görüştü

01:13 - Medya

Lafarge davasında firmanın eski çalışanları dinlendi

23:37 - Dünya

TCMB Başkanı Karahan: Fiyat istikrarı sağlanana kadar sürecek sıkı para politikası duruşu dezenflasyonu güçlendirecek

23:35 - Ekonomi

Türkiye ile Umman arasındaki ticarette hedef 5 milyar dolar

23:33 - Ekonomi