İstanbul
Kentte son yıllarda artan trafik yoğunluğu sadece sürücülerin değil, can ve mal kurtarmak için saniyelerle yarışan itfaiye ekiplerinin de önüne engel olarak çıktı.
????İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) İtfaiye Daire Başkanlığının verilerine göre, itfaiye ekiplerinin yangınlara ortalama varış süresi son 8 yılda belirgin şekilde uzadı.
Ekiplerin yangınlara ortalama varış süresi 2010'da 6 dakika 2 saniye, 2011'de 6 dakika, 2012'de 6 dakika 5 saniye, 2013'te 6 dakika, 2014'te 5 dakika 49 saniye, 2015'te 5 dakika 46 saniye, 2016'da 5 dakika 46 saniye olarak ölçüldü.
2017 yılında 5 dakika 28 saniye ile en iyi ortalama varış süresi yaşanırken, bu yılın ardından sürenin her geçen yıl uzadığı görüldü.
Ekiplerin yangın yerine ulaşma süresi 2018'de 5 dakika 29 saniyeye, 2019'da 5 dakika 38 saniyeye, 2020'de 5 dakika 41 saniyeye, 2021'de 6 dakika 10 saniyeye, 2022'de 6 dakika 30 saniyeye, 2023'te 6 dakika 40 saniyeye, 2024'te 6 dakika 46 saniyeye yükseldi. Bu yıl ise bu süre 7 dakika 3 saniyeye kadar çıktı.
İtfaiyenin son 8 yılda yangınlara ortalama varış süresi, 1 dakika 35 saniye uzayarak yaklaşık yüzde 29 arttı.
"İstanbul'da ortalama sürüş hızı hafta içinde saatte 29,5 kilometre olarak ölçüldü"
İstanbul trafiğindeki sorunların çözülmesiyle ilgili çalışmalar yapan Yeditepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Turizm İşletmeciliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Murat Yücelen, İstanbul başta olmak üzere birçok şehirle ilgili "Dataritim Veri Araştırmaları Grubu" tarafından "İstanbul Trafik Otoritmi" analitik raporları yayınlandığını söyledi.
Bu raporlardaki verilere değinen Yücelen, "İstanbul trafiğinde hafta sonları saatte 40 kilometre olan ortalama sürüş hızı, hafta içinde saatte 29,5 kilometre olarak ölçüldü. Bunun sebebi de hafta içinde özellikle işe gidiş geliş saatleri olan 07.00-10.00 ile 17.00-20.00 saatlerinde yaşanan yoğunluktur. Bu yoğunluk nedeniyle hafta içindeki sürüş hızı, hafta sonlarına oranla yüzde 35 daha düşük oluyor." bilgisini paylaştı.
İstanbul trafiğindeki yoğunluktan bahseden Yücelen, "Raporda, İstanbul trafiğinde zamanın yüzde 44'ü 'neredeyse durma noktasında', yüzde 22'si 'çok yoğun', yüzde 13'ü 'durma noktasında' kategorilerinde geçiyor. Yüzde 7'si 'hafif yoğun', yüzde 1'i 'hafif açık', yüzde 1'i 'neredeyse açık' kategorilerinde yer alıyor. Bu tespitler, hafta içi ortalama sürüş hızının saatte 29,5 kilometre olduğu hız verisini doğrudan açıklıyor." ifadelerini kullandı.
Trafik sıkışıklığına paralel yakıt tüketiminin arttığını, zaman kaybı yaşandığını ve operasyonel performans verimliliğinin düştüğünü anlatan Yücelen, trafik durma noktasına geldiğinde ise verimin yüzde 80'e kadar azaldığını kaydetti.
Yücelen, "Verim kayıpları, itfaiye, ambulans, afet yönetimi ve müdahalesi gibi acil durum araçları için 'kritik erişim gecikmesi' anlamına gelir. Saatte 30 kilometre altı ortalama hızda seyir etmek, müdahale sürelerini 1, 2 dakika uzatabilir. Bu da İBB verilerindeki 'yangınlara varış süresi artışı' ile bire bir ilişkili görünmektedir. Bu fark, acil durum araçlarının da aynı fiziksel altyapıyı paylaşmak zorunda oldukları düşünüldüğünde, doğrudan müdahale süresi kaybına dönüşerek can ve mal kayıplarının artmasını direkt etkiler." diye konuştu.
İtfaiye aracının sirenle ilerlerken bile trafik davranışının, yol geometrisinin ve park ihlalleri nedeniyle müdahale hızının gecikmesi gerçeğinin de göz ardı edilemeyeceğine dikkati çeken Yücelen, "İstanbul'da artan araç trafiği, artık sadece bir ulaşım sorunu değil, acil müdahale kapasitesini sınırlayan bir güvenlik riski haline gelmiştir. Şehrin büyümesi ama hızlanmaması, yol, köprü, tünel ve viyadüklerin çoğalması ama akmaması, İstanbul'un itfaiyesini artık yangınla değil, zamanla yarıştırıyor. 1 dakika 35 saniye, bir binanın tamamen yanıp kül olmasına, bir canın geri dönmemesine yetecek kadar uzun bir zaman." değerlendirmesinde bulundu.
Bilimsel araştırmalar ışığında trafik için meselenin yalnızca yolları genişletmek olmadığını dile getiren Yücelen, asıl meselenin veriyi anlamak, davranışı yönetmek ve sistemi dönüştürmek olduğunu belirtti.
"Yangınlara giden yolları dijital olarak açmak artık teknik olarak mümkün"
Yücelen, "Günümüzde trafik akışının her metresi, yüzlerce sensör, kamera ve veri noktasıyla ölçülebilir. Ancak asıl mesele ölçmek değil, ölçülenden öğrenmek ve öğrendiklerimizi uygulamak. Bu bağlamda itfaiyenin gecikmesini azaltacak şey, asfalt değil, algoritmadır. Gerçek zamanlı trafik verilerini acil durum araçlarına öncelik tanıyan yapay zeka sistemleriyle birleştirmek, yangınlara giden yolları dijital olarak açmak artık teknik olarak mümkün." ifadelerini kullandı.
Bugün İstanbul'un ihtiyacının yeni bir kavşak olmadığını, yeni bir kavrayış olduğunu kaydeden Yücelen, kentleri yönetirken artık asfaltı değil, akışı yönetmek gerektiğine işaret etti.
Yücelen, "Eğer bu sistemi kurmazsak, her dakika biraz daha yanacağız ve her yangında biraz daha geç kalacağız. İtfaiyenin her bir dakikalık gecikmesi, yangının büyüme katsayısı göz önüne alındığında müdahale alanında yüzde 15-20 daha fazla zarar anlamına gelebilir." şeklinde konuştu.
Somut çözüm önerileri olarak belirli unsurların göz önüne alınması gerektiğine değinen Yücelen, bu kapsamda, acil durum koridoru bilinci için sürücü eğitimlerinin ve cezai düzenlemelerin güçlendirilmesi gerektiğini dile getirdi.
Akıllı trafik sistemlerinin, itfaiye araçlarının rotalarını dinamik olarak açacak şekilde yeniden yapılandırılması gerektiğini belirten Yücelen, ayrıca itfaiye istasyon dağılımının, yeni yerleşim alanlarına göre yeniden planlanması gerektiğini ve gerçek zamanlı yoğunluk analizlerinin, belediye trafik yönetimi ile eş güdümlü kullanılması gerektiğine dikkati çekti.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com