İstanbul
Sultanbeyli'de çarptığı otomobildeki 3 kişinin ölümüne, 2 kişinin yaralanmasına neden olan kamyonun şoförü 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
İstanbul Anadolu 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın karar duruşmasına, tutuklu sanık Nadir Akıntı cezaevinden getirildi. Maktullerin aileleri ile tarafların avukatları da duruşmada hazır bulundu.
Müştekiler ve avukatları, sanığın üst sınırdan cezalandırılmasını talep etti.
Sanık Nadir Akıntı ise olay esnasında alkollü olmadığını ve aracı hızlı kullanmadığını savunarak, "Böyle olmasını istemezdim. Tutukluluğum nedeniyle ailem ve ben oldukça mağdur olduk. Tahliyemi ve beraatimi talep ederim." dedi.
Sanık avukatı Taha Enes Yasul, bilirkişi raporunda müvekkiline salt kusur yüklenerek hata yapıldığını ve hukuktan uzaklaşıldığını öne sürerek, 1 yıldır tutuklu olan sanığın tahliye edilmesini istedi.
Kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanığı "taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma" suçundan 10 yıl hapis cezasına çarptırarak, tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Cezada takdiri indirim uygulanmayan heyetin kararında, sanığın kusur durumu karşısında eylemli pişmanlığının görülemediği belirtildi.
Kararda ayrıca, suçun işleniş biçimi, suç nedeniyle 3 kişinin ölümü, 2 kişinin de yaralanması şeklindeki neticenin ağırlığı ve sanığın asli kusura bağlı kusur yoğunluğu dikkate alındığında, sanığa verilen cezada alt sınırdan belli oranda uzaklaşıldığı kaydedildi.
"Adalet adına önemli bir karar"
Kazada ölenlerden Tekin Çoban'ın eşi Aynur Çoban, kararın ardından yaptığı açıklamada, olay günü lojistik firmasında çalışan eşinin işe gitmek için evden ayrıldığını ve kamyonun çarptığı araçta hayatını kaybettiğini söyledi.
Kazayı haber aldıktan sonra eşine ulaşamadığını, karakolda eşinin vefat haberini aldığını anlatan Çoban, "Öğrenince dünya başıma yıkıldı. Şu hayatta herhalde en zor şey ani ölümlerdir. Sonraki süreçte morgta benden eşimi teşhis etmem istendi. Uyuyor gibiydi, sarıldım, öptüm, seslendim ama beni duymadı." diye konuştu.
Çoban, bilirkişi raporunda sanığın şerit ihlali yaptığı ve asli kusurlu olduğunun belirlendiğine işaret ederek, "10 yıllık ceza benim için yeterli değil. Çünkü o nefes alıyor, benim eşim yok, 2 metre yerin altında. Ben eşimin sesini duyamayacağım, göremeyeceğim, kuru bir toprağa sarılıp ağlayacağım." ifadelerini kullandı.
Sanığın yakınları tarafından sözlü saldırılara maruz kaldıklarını savunan Çoban, bu konuda şikayetçi olacaklarını belirtti.
Maktulün kızı Zelal Çoban da sürecin kendileri için yıpratıcı olduğunu, sanık yakınlarının sözlü saldırıları nedeniyle tedirginlik yaşadıklarını bildirdi.
Çoban ailesinin avukatı Elif Eylem Dedeoğlu ise sanığın pişmanlık göstermediği ve vicdani rahatsızlık duyduğuna dair somut bir belirti bulunmadığı gerekçesiyle mahkemenin cezada takdiri indirim uygulamadığını vurgulayarak, "Bu, adalet adına önemli bir karardır." dedi.
İddianameden
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 19 Nisan 2024'te Sultanbeyli'de sanık Nadir Akıntı'nın idaresindeki kamyon ile maktullerden Tekin Çoban'ın kullandığı, diğer maktuller ve mağdurların da yolcu olarak bulunduğu otomobile çarptığı anlatılıyor.
Sanık Akıntı'nın maktullerin ölümüne, mağdurların ise basit bir müdahale ile giderilemez ve kemik kırığı oluşacak şekilde yaralanmalarına sebebiyet verdiği kaydedilen iddianamede, sanığın objektif dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareket ederek trafik ihlali yaptığı, bilirkişi raporuna göre de olayda sanığın asli kusurlu olduğu belirtiliyor.
İddianamede, sanık hakkında "taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası talep edilmişti.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com