?>

Geleneksel okçuluğa katkı için üniversitedeki atölyesinde eski usulle yay üretiyor

Bursa Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Salih Parlak, hazırladığı yaylar için tutkal olarak balıklardan elde edilen jelatini kullanıyor, boynuzları ise Güneydoğu Asya'dan temin ediyor.

Çevre-Hayat - 5 yıl önce

Bursa

Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Salih Parlak, geleneksel Türk okçuluğuna katkıda bulunmak amacıyla üniversitedeki küçük atölyesinde eski yöntemlerle yay üretiyor.

Parlak, 10 yıl önce başladığı geleneksel yay yapımı için malzemelerini organik ürünlerden seçiyor.

Tutkal olarak balıklardan elde edilen jelatini kullanan Parlak, ham madde için boynuzları ise Güneydoğu Asya'dan temin ediyor.

Doç. Dr. Parlak, AA muhabirine, BTÜ Rektörü Prof. Dr. Arif Karademir'in de desteğiyle üniversite bünyesinde kendisine atölye tahsis edildiğini söyledi.

Geleneksel Türk okçuluğunu öğrencilere sevdirmek, tanıtmak ve kültürün devam etmesi için akademik olarak açtıkları sosyal seçmeli derslere yoğun ilgi gösterildiğini belirten Parlak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yayın tarihi çok eski. İlk çıkan arkeolojik kayıtlara göre İskitler dönemine kadar gidiyor. İskitler de Türklerin bir kolu sayılıyor, daha sonra dönem dönem şekli de biraz da olsa farklılaşarak Selçuklular ve Osmanlılar döneminde de kullanılmış. Osmanlı'da 1800'lerin sonuna kadar yay yapımı devam etmiş ve atalarımız hakikaten severek kullanmışlar, savaş silahı olarak mükemmel hale getirmişler. Bir yayın yapılması ahşabın seçilip kesilmesinden sonra hemen hemen 2,5 yılı buluyor. Türk yaylarında akçaağaç kullanılıyor. Bunun sebebi, tutkalı çok iyi emmesi, sinir ve boynuzla çok iyi uyum göstermesi, çok dayanıklı ve işlenmesinin kolay olması."

Geleneksel Türk yayında manda boynuzu kullanıldığını ifade eden Parlak, modern cihazlar yardımıyla boynuzları işlediğini anlattı.

Balıklardan elde edilen jelatinlerin çok güçlü bir yapıştırıcı olduğunu vurgulayan Parlak, yayın dış bölümüne boynuz, içine ise sinir döşediğini söyledi.

Yay yapımında, büyükbaş hayvanların arka ayak dokularındaki sinirlerden yararlandığını dile getiren Parlak, "Sinirler çok sağlam organik malzemeler ama yüzde 8 gibi bir esneme katsayısı var. Türk yayları rekör dediğimiz geriye büküm yaylar. Geriye büküldüğünde boynuz iç kısımda, sinir dış kısımda kaldığı için lastik gibi esneyerek güç, enerji depolamasını sağlıyor." dedi.

"İyi bir yay 200 yıl kadar kullanılabilir"

Parlak, Türk yaylarının gücünün geriye doğru kıvrılmalarından, boynuzun ve sinirin esneme katsayılarından geldiğine dikkati çekti.

Osmanlı'da savaş yaylarının 80 libreden (yarım kilogramlık ağırlık ölçü birimi) başlayıp 240 libreye kadar çıktığını anlatan Parlak, "240 librenin çekilmesi bir insan gücüyle çok afaki gibi gözüküyor ama tabii o zamanlar çok küçük yaşlarda başlandığı için çok rahatlıkla bu yaylar kullanılabiliyordu." diye konuştu.

Doç. Dr. Parlak, Osmanlı döneminde İstanbul'da şimdiki Okçular Vakfının olduğu alanın çevresinde geleneksel yay imal eden ustalar bulunduğunu belirtti.

Ünsal Yüce'nin bir kitabında, Okçular Vakfının etrafında, orduya yay üretmekle görevli 220'ye yakın esnaf olduğundan bahsettiğini aktaran Parlak, "Yetmediğinde de sivil esnaftan yay satın alınırmış. Günümüzde maalesef bu işi yapanlar bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda." bilgisini paylaştı.

Akademik olarak yay dersleri vermesinin yanı sıra yapımı ve ölçümleriyle ilgili çalışmalar yürüttüğüne değinen Parlak, şunları kaydetti:

"İzmir'de bu yay yapımını öğrendiğim hocam var, Süleyman Cem Dönmez. Dünyada ise en iyi yay yapan, Dönmez'in de hocası Adam Karpowicz adında Kanadalı bir sanat restoratörü var. Ben de dolaylı olarak onun öğrencisi sayılırım. İyi bir yay 200 yıl kadar kullanılabilir. Tabii organik malzemeler olduğu için saklama koşulları daha titiz, daha özen gösterilmesi gereken yaylar. Daha üst makamlardaki vezirlerin, padişahların yayları daha tezyinatlı, doğal mineralli boyalarla boyanmış yaylar."

Geleneksel Türk yayıyla menzil atışında rekorun 846 metreyle Tozkoparan İskender'de olduğunu bildiren Parlak, öğrencilerinin yay yapımına ilgi göstermesinde, TRT'de yayımlanan tarihi dizilerin de etkili olduğunu sözlerine ekledi.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
Haftanın Öne Çıkanları

AB'nin Batı Balkanlar'a ilgisi son dönemde yeniden arttı

2020-10-15 17:07 - Genel

Hecenin beş şairinden biri: Enis Behiç Koryürek

2020-10-18 18:36 - Kültür Sanat

Avrupa'nın 5 büyük liginde görünüm

2020-10-19 17:11 - Spor

Ürdün'de Kovid-19 vakalarında günlük en yüksek artış kaydedildi

2020-10-13 23:41 - Dünya

Toyota'da “mobilite“ mottosuyla tarihi dönüşüm başlıyor

2020-10-15 21:32 - Genel

Türkiye yapay zekayla uçacak

2020-10-20 15:11 - Teknoloji

Azerbaycanlı ressamın en büyük hayali Karabağ'da sergi açmak

2020-10-18 20:06 - Çevre-Hayat

Vietnam'da aşırı yağışların yol açtığı sel ve toprak kaymalarında 84 kişi öldü

2020-10-19 16:26 - Dünya

Bakan Manturov'a göre, rublenin dolar karşısındaki düşüşü iş dünyası için "mükemmel" fırsat

2020-10-19 07:20 - Ekonomi

Yargıtay, Gültan Kışanak'ın 'örgüt propagandası'ndan beraatini bozdu

2020-10-20 13:11 - Gündem

İlgili Haberler

Dalışseverlerin önemli duraklarından Thistlegorm batığı 84 yıllık tarihe ışık tutuyor

13:12 - Çevre-Hayat

Şanlıurfalı genç 105 gündür çevreyi temizliyor

12:48 - Çevre-Hayat

Elazığ'dan ihraç edilen kurutulmuş domates dünya sofralarına lezzet katıyor

12:37 - Çevre-Hayat

Gezgin kırkımcılar Trakya'da yoğun mesaide

12:33 - Çevre-Hayat

Ümraniye Belediyesinin Çocuk Festivali'ne yaz tatilinde 44 bin 500 kişi katıldı

12:28 - Çevre-Hayat

Günün Manşetleri

Norveç Futbol Federasyonu, İsrail maçının gelirlerini Sınır Tanımayan Doktorlar'a bağışlayacak

13:17 - Dünya

Ulaştırma yatırımlarının 3 yıllık rotası çizildi

13:13 - Gündem

Trabzonspor, kalesinde kolay geçit vermiyor

13:07 - Spor

AJet'ten yurt içi uçuşlarda iki ve üzeri yolcu için indirimli bilet kampanyası

13:02 - Ekonomi

Fransa'da belediyelerde Filistin bayrağının dalgalandırılması teklifi tartışılıyor

12:58 - Dünya