İstanbul
Gazeteci Nagehan Alçı, Kanal 7 Haber Sunucusu Esra Ketenci moderatörlüğündeki canlı yayında Gazze'de yaşanan katliamı bir anne olarak değerlendirdiğinde, yaşanan acının boyutunu tarif etmekte zorlandığını söyledi.
????Gazze'deki çocukların annelerinin gözleri önünde öldürüldüğünü aktaran Alçı, "Çocuklar açlıktan ölüyorlar. Gazze hala kapalı olduğu için dışarıdan gelen bilgilerle tabloyu anlamaya çalışıyoruz. Bu katliam, soykırım sona erdiğinde yaşananların çok daha vahim bir boyutta tüm detaylarıyla ortaya çıkacağına inanıyorum. Umarım insanlık bundan utanır. Bu dram karşısında öylesine büyük bir körlük ve ikiyüzlülük var ki. Kanser tedavisi yapılan hastaneleri dahi hedef alan bir canavar mekanizmadan söz ediyoruz. Tarihte pek çok katliam ve insanlık suçu yaşandı, ancak Gazze'de olanlar tüm bunların aynı anda ve yeni boyutlarda nasıl ortaya çıkabileceğini bize gösterdi." ifadelerini kullandı.
Alçı, bu katliam karşısında halkların sessiz kalmadığını, üniversitelerde, sokaklarda yapılan protestolarla ortak insanlık vicdanının harekete geçtiğini belirtti.
Türkiye'nin Gazze'de yaşanan katliama karşı sessiz kalmadığını vurgulayan Alçı, uluslararası toplumun ve BM'nin girişimlerinin siyasi olarak sonuç getirici bir boyuta yükselmesi gerektiğini kaydetti.
"Bilgilendirmek de savaşın bir cephesidir"
Gazeteci Ahmet Varol, Gazze'de yaşananlara karşı herkesin ortak tavır alması gerektiğini belirterek, "Filistin halkının mücadelesini sahiplenmek sadece onların değil, tüm insanlığın ortak davası olarak görülmeli. Zulme karşı daha duyarlı ve kararlı bir duruş sergilemek zorundayız." dedi.
Dünyadaki hiçbir savaşta Gazze'deki soykırımda olduğu kadar gazeteci öldürülmediğini vurgulayan Varol, "Öldürülen gazeteci sayısı 220'yi geçti. Siyonist ırkçılık niçin öldürüyor bu gazetecileri? Çünkü gazeteciler onların gerçek yüzünü ifşa ediyor. Onların kim olduklarını dünyaya tanıtıyor. İşte bundan rahatsız oluyorlar. Bizim bu yaptığımız yayından da rahatsız oluyorlar. İnsanlığı uyandırıp harekete geçirmemiz ve bilgilendirmemiz gerekiyor. Bilgilendirmek de savaşın bir cephesidir." diye konuştu.
İsrail'in 2010'da yaptığı Mavi Marmara katliamının bugün Gazze'deki katliamın bir prototipi olduğunu aktaran Varol, "Mavi Marmara'daki siyonist ırkçılığı ve saldırganlığı dünyaya yeterince tanıtamadık. Bu katliamcı ruhun ne olduğunu dünyaya tanıtabilseydik belki bugünkü Gazze katliamının önüne geçilmesi mümkün olabilirdi. İnsanlık en azından bu konuda bilgilendirilmiş ve uyarılmış olurdu." görüşünü dile getirdi.
Sabah Gazetesi yazarı Mahmut Övür, Gazze'de insanlık dramı ve vahşet yaşandığını kaydederek, sadece gazetecilerin ölümünden bakıldığında bile dehşet verici bir tabloyla karşılaşıldığını vurguladı.
İsrail'i ayakta tutan dinamiklere yönelik tepkinin yükselmesi gerektiğini belirten Övür, "İslam coğrafyası, Arap ülkeleri, büyük laflar eden küresel güçleri tabii eleştirmemiz gerekiyor ama en başında bu işin sorumlusu ABD'dir. Eğer ABD bomba göndermezse, para vermezse bu işler olmaz. Kınadığımız kişinin sadece faşist Netanyahu'yu aşması gerekiyor." dedi.
"Mazlumlar için Türkiye'de nöbet tutmaya devam edeceğiz"
Türkiye Basın Federasyonu Genel Başkanı Sinan Burhan ise 24 saat süren canlı yayının kapanışındaki konuşmasında ulusal ve uluslararası çok sayıda gazetecinin yayına destek verdiğini söyledi.
Burhan, "Amacımız şu; Filistin'deki gazeteciler uçakların, bombaların altında ölüyor, tankların altında eziliyor. Roketlerin altında ölüyor, kurşunlanıyor, aç ve susuzlar. Biz de İsrail rejimine diyoruz ki Filistin'deki gazetecileri öldürseniz bile biz burada nöbetteyiz, ayrılmıyoruz, insanlık için buradayız. Biz kimsenin dinini, dilini, ırkını sormayız, bizim için önemli olan mazlumiyettir. Bu mazlumlar için Türkiye'de nöbet tutmaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com