İstanbul
Elektronik Ticaret İşletmecileri Derneği (ETİD) Başkanı Çevikoğlu, e-ticaret sektöründe 2025 yılında yaşanan gelişmelere ve 2026 beklentilerine ilişkin Türkiye'de e-ticaretin son yıllarda güçlü büyüme ivmesi yakaladığını ve ülkenin dijital ekonomi yapısında stratejik bir konum edindiğini söyledi.
Ticaret Bakanlığı tarafından sağlanan destekler ve yürütülen koordinasyon çalışmalarının e-ticaret ekosisteminin sürdürülebilir ve dengeli biçimde büyümesine katkı sunduğunu dile getiren Çevikoğlu, "2024'te 90 milyar dolar seviyesine ulaşan e-ticaret hacminin, bu yıl 100 milyar doları aşması bekleniyor. Perakende tarafında her 5 üründen birinin dijital kanallar üzerinden satın alınması, e-ticaretin toplam perakende içindeki payının yüzde 20 seviyesine ulaştığını gösterirken, bu oranın orta vadede daha da artacağı öngörülüyor." ifadesini kullandı.
????Çevikoğlu, 2024'te e-ticaret hacminin yüzde 61,7'lik büyüme ivmesi yakaladığını belirterek, "E-ihracat hacminin de 8 milyar dolara yaklaşmasını bekliyoruz. 2026'da ise e-ihracatta çift haneli büyümenin devam etmesini, hem hacim hem de pazara yayılan Türk marka sayısı açısından daha dengeli ve sürdürülebilir bir genişleme yaşanmasını öngörüyoruz." diye konuştu.
"İndirim oranları, tüketiciler açısından tek başına belirleyici olmaktan çıktı"
Hakan Çevikoğlu, tüketicilerin çevrim içi alışveriş tercihlerinde belirgin bir dönüşüm yaşandığını dile getirerek şöyle devam etti:
"Artık plansız alışveriş yerine veriye dayalı, bilinçli ve karşılaştırmalı hareket eden dijital tüketiciler öne çıkıyor. Ürünler haftalar öncesinden favorilere ya da sepetlere ekleniyor, fiyat değişimleri yakından takip ediliyor ve satın alma kararları doğru zamanlama gözetilerek veriliyor. İndirim oranları, tüketiciler açısından artık tek başına belirleyici olmaktan çıktı. Marka güvenilirliği, teslimat hızı, iade kolaylığı, kargo ücreti ve kullanıcı yorumları, fiyat kadar kritik değerlendirme unsurları haline geldi. Özellikle mobil uygulamalara özel kampanyalar, sepette indirimler ve hızlı teslimat seçenekleri, platform tercihlerinde belirleyici bir rol oynuyor."
Çevikoğlu, hızlı ticaretteki yüksek büyüme ivmesinin 2025 verilerinde de görülmesini beklediklerini söyledi. Giyim, ayakkabı ve aksesuar kategorisinde ise kampanya odaklı ve mobil ağırlıklı alışveriş davranışlarının devam ettiğini belirten Çevikoğlu, bu segmentte büyümenin özellikle indirim dönemleri ve özel günler etrafında şekillendiğini ifade etti.
"İhracatı tabana yayan kapsayıcı bir yapı"
ETİD Başkanı Çevikoğlu, elektronik ürünler ve teknoloji ürünlerinde büyümenin mevcut eğilimlerle uyumlu şekilde, daha çok ihtiyaç ve yenileme temelli bir çizgide ilerlediğini, yüksek fiyatlı ürünlerde kontrollü, tamamlayıcı ürün gruplarında ise daha dengeli bir artış gözlemlendiğini söyledi.
E-ticaretin KOBİ'ler ve yerli üreticiler açısından artık yalnızca alternatif bir satış kanalı değil, markalaşmayı destekleyen, sürdürülebilir büyüme sağlayan ve dış pazarlara erişimi mümkün kılan stratejik bir kaldıraç olduğunu belirten Çevikoğlu, şu değerlendirmede bulundu:
"Ülkemizde e-ticaret ekosisteminin en önemli kazanımlarından birisi Anadolu'daki üretici ve esnafı dijital ekonomiye entegre ederek ihracatı tabana yayan kapsayıcı bir yapı oluşturması. Bu dönüşümle birlikte KOBİ'ler, pazar yeri altyapıları, dijital pazarlama araçları ve entegre lojistik çözümler sayesinde hem yurt içinde ölçek kazanmakta hem de e-ihracat kanalları aracılığıyla ürünlerini doğrudan küresel tüketiciyle buluşturabiliyor."
"En güçlü talep Avrupa pazarından"
Hakan Çevikoğlu, Türk ürünlerinin en güçlü talebi Avrupa pazarından gördüğünü belirterek şunları ifade etti:
"Avrupa'yı sırasıyla Amerika, Orta Doğu ve Körfez ülkeleri, Orta Asya ve Türk Cumhuriyetleri ile Asya-Pasifik izliyor. Bu pazarlarda talebin güçlü olmasında, Türk ürünlerinin fiyat-kalite dengesi, lojistik erişim avantajı ve kültürel yakınlık önemli rol oynuyor. Toptan satış ağırlıklı geleneksel ihracat yaklaşımı, e-ihracat sayesinde perakende ve doğrudan tüketiciye uzanan bir yapıya evrilirken, Türk üreticileri ve ihracatçıları ürünlerini kendi markalarıyla doğrudan nihai tüketiciyle buluşturabiliyor. Bu dönüşüm, markalaşmayı hızlandırırken üreticilerin iş ve operasyon modellerini de daha esnek, daha ölçeklenebilir ve daha sürdürülebilir bir yapıya taşıyor."
Çevikoğlu, e-ihracatta Türk markalarının en çok talep gördüğü ürün gruplarının tekstil ve hazır giyim, kozmetik ve kişisel bakım, gıda, takı ve aksesuar, mobilya ve ev dekorasyonu olduğunu, belirli pazarlarda otomotiv yedek parça ve yapı market kategorilerinin öne çıktığını kaydederek, bu alanların Türk üreticisinin hem tasarım hem de kalite-fiyat dengesi açısından rekabet avantajı yakaladığı başlıca kategorileri oluşturduğunu söyledi.
"Her Masaya Bir Türk Ürünü" vizyonu
ETİD Başkanı Çevikoğlu, Türkiye ile özdeşleşen ve kültürel değeri yüksek ürünlerin e-ihracatta ayrı bir görünürlük kazandığını belirterek, "Zeytinyağı, gül suyu ve doğal bakım ürünleri, kurutulmuş meyveler, baklava ve geleneksel tatlılar ile el dokuması halı ve kilim gibi el sanatları Türk markalarının uluslararası pazarlarda farklılaşmasını sağlayan seçili örnekler arasında yer alıyor." diye konuştu.
Çin'de sınır ötesi e-ticarette sağlıklı beslenme ve cilt bakımı segmentlerinin öne çıktığını dile getiren Çevikoğlu, Körfez ülkelerinde hazır giyim ve geleneksel üretime yönelik ilginin daha güçlü olduğunu, otomotiv yedek parça segmentinde ise talebin ağırlıklı olarak Avrupa, Doğu Avrupa ve belirli Orta Doğu pazarlarında yoğunlaştığını anlattı.
Çevikoğlu, e-ihracatın şirketlere katkısına işaret ederek sözlerini şöyle tamamladı:
"E-ihracat, Türk ürünleri açısından pazara giriş maliyetlerini düşüren, marka görünürlüğünü artıran ve coğrafi sınırların etkisini azaltan güçlü bir kaldıraç işlevi görüyor. Ürünün doğru hedef pazara, doğru platform üzerinden ve uygun lojistik ve operasyonel yapıyla ulaştırılması, KOBİ'ler dahil olmak üzere daha geniş bir üretici kitlesinin küresel ticarete etkin biçimde katılımını mümkün kılıyor. Bu kaldıraç etkisi iki temel boyutta değerlendirilebilir. Tüm süreçlerin uçtan uca yönetilebilir hale gelmesi e-ihracatı ölçeklenebilir bir ticaret modeli haline getiriyor. Stratejik boyutta ise e-ihracat, Türk markalarının yalnızca ürün satan aktörler olmaktan çıkarak güven, kalite ve yenilik algısı etrafında kalıcı marka kimlikleri inşa etmesini sağlıyor. Bu dönüşüm, 'Her Masaya Bir Türk Ürünü' vizyonumuzla orantılı olarak, Türkiye'nin dijital ticaretteki konumunu ve küresel rekabet gücünü uzun vadede güçlendiren bir etki yaratıyor."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com