?>

Diyarbakırlı tasarımcı Hollywood ve Netflix yapımlarının 'Hüseyin Usta'sı oldu

Diyarbakırlı takı tasarımcısı Hüseyin Sağtan'ın tasarımları, Hollywood yapımlarından sonra Netflix'te ilgi gören diziler "The Witcher" ile "Black Sails"da dikkati çekti.

Magazin - 6 yıl önce

İSTANBUL

Aralarında "Boleyn Kızları", "VI. Henry", "Truva", "Eragon", "Hobbit" gibi yabancı yapımların yanı sıra "Muhteşem Yüzyıl", "Diriliş Ertuğrul", "Kuruluş Osman" ve "Kösem Sultan" adlı yerli yapımlarda takı ve obje tasarımları büyük ilgi gören Sağtan'ın göz alıcı taç, küpe ve kolyeleri, Netflix yapımlarında yer aldı.

Hüseyin Sağtan, tasarladığı takıların ilk olarak Oscarlı oyuncu Brad Pitt ile Bafta ödüllü Orlando Bloom'un rol aldığı "Truva" filminde yer aldığını söyleyerek, "Sonra Boleyn Kızı, Eragon, Muhteşem Yüzyıl, Pamuk Prenses ve diğer yabancı filmlerle yurt dışında tanındık. Dönem filmi olduğunda ilk önce bize geliyorlar. İstedikleri her şeyi bulabiliyorlar dönem filmi çalıştığım için. Eksik olanları da tasarımlarımla tamamlıyorum" dedi.

Tarihi yapımlar için talep geldiğinde öncelikle o dönemi araştırmakla işe başladığını dile getiren sanatçı, "Bir dönem işi bana geldiğinde, ilk o dönem kılıçlar nasıl kullanılırdı ve ne şekilde asılırdı, bunun araştırmasını yapıyorum. (Kılıçların) Eskilerine de merakım vardı zaten. Aynısını da yapmaya yeteneğim oldu. Ecdat yapmış ben niye yapmayayım bunları?" ifadelerini kullandı.

Sağtan, yeteneğinin henüz ilkokul birinci sınıftayken öğretmeni tarafından keşfedildiğinin altını çizerek, "Yaptığım resimleri astı. Çamurdan obje yaptığımda hemen ayırdı. İlkokul birinci sınıftayken yeteneğim vardı. Telden arabalar yapar, ahşap boyardım. Takı işine de, 'Eğer bir gün bu işi yaparsam en iyisini yapacağım. Dünya beni tanıyacak.' diye başladım. Yaptım da. Başarılı oldum." diye konuştu.

Tasarladığı ürünler dünyanın her köşesinde

Bugünlerde yeni bir yabancı film için ürünler tasarladığını dile getiren sanatçı, takılarının dünyanın her köşesine gittiğine işaret ederek, şu bilgileri verdi:

"Bir dizi seyrediyorum. Bir bakıyorum benim kolyem kadının boynunda. Oscar ödül töreni vardı. Kadın arabadan indi, benim kolye boynundaydı. Dikkatimi çekiyor. Belediye otobüslerinin arkasındaki reklamlarda Boleyn Kızı'nın boynundaki kolye, kralın parmağındaki yüzük.

Kitaplara bakıyorum, yaptığım şeyler. Diriliş Ertuğrul'a yüzükler, kolyeler yaptım. Kuruluş Osman'a, Muhteşem Yüzyıl'a yaptım. Muhteşem Yüzyıl'da, Süleyman'ın başındakiler ve eliyle yapmak için uğraştığı yüzüğe kadar. O yapıyormuş gibi dizide yer aldı. Süleyman aslında tarihte kuyumculuğuyla biliniyor."

Hüseyin Sağtan, ilkokulu bitiremeden okuldan ayrıldığını ancak her fırsat bulduğunda tarihi kitaplarla antika ve müzayede kitapları okuduğunun altını çizerek, "Onlar zaten seni besliyor. Ben hafta sonları sabah 6.00'da bit pazarında olurum. Hastalık gibi, belki 10 yıldır her pazar bit pazarına giderim. Eski, kırık bir objeyi alıp yeniden, yeni bir döneme uygun şekilde tasarlarım. Çöpe atılmasınlar diye yeniden hayat veriyorum onlara. Bunlar beni besliyor. Kitaplarda gördüklerimden hoşuma gidenler oluyor. 'Ben daha iyisini, güzelini yapabilirim.' diyorum. Mesela kılıçlar görmüştüm. Mercanlı kılıç. En iyisini yapacağım diyerek yapıyorum. Objeler de bu şekilde çıkıyor." bilgisini verdi.

Özellikle tarihi araştırdığının altını çizen Sağtan, insanların kendi tarihini bilmesinin, yaptıkları işler için önemine değindi.

Sağtan babasının tarihi evlerin restorasyonunda çalışan bir usta olduğunu aktararak, "Bizim Diyarbakır'ın evleri tarihi evlerdir. Onların restorasyonunu yapardı babam. Ama hiçbir zaman da terazi kullanmazmış. O göz terazisi bende de var. Bir objeye baktığımda ne kadar santim kaydığını hissedebiliyorum. Ablalarım da yeteneklidir. Yani genetik olarak ailede var. Annem de öyleydi" dedi.

"Her bir parçayı üst üste koyarak ortaya çıkarıyorum..."

Başarılı sanatçı, eskiden üretilmiş kimi kırık dökük eşyaları alıp başka bir şeye dönüştürmesine olan sevgisine de işaret ederek, "O bir his meselesi. Seni çekiyor. Hissediyorsun. Yeniyi seven bir insana onu anlatamazsın. O obje seninle konuşuyor, baktığın zaman. Ben şimdi bir objeye baktığımda, 100 seneyi aşmış ya da 90 yıllık mı tahmin edebiliyorum. Araştırmalarıma göre de bakıyorum onlara." dedi.

Hüseyin Sağtan, yaptığı hiçbir eseri CNC gibi, çoklu üretime uygun makineler üzerinde yapmadığının altını çizerek, şunları kaydetti:

"Elimle yapıyorum. Her bir parçayı üst üste, kat be kat koyarak, o parçaları ortaya çıkarıyorum. Şimdi en büyük tasarımcılar, ünlü markalar bile bilgisayar üzerinde tasarlıyor.

Ben Allah'a çok şükür, bilgisayarı öğrenmek istemiyorum. Yönümü ona çevirmek istemiyorum. Çünkü el sanatı kaybolur. Ben detaya bakıyorum. Onlar her şeyi dört dörtlük ister. Ben, bir objenin üzerinde olan hatayı güzel görürüm. Çünkü o hata onun el sanatı olduğunu anlatıyor.

Bizde Süryaniler yaparmış, mesela şal ördükleri zaman bir tarafını hatalı bırakırmış. Hatasız olmaz, diye. Kul hatasız yapmaz yani. Yalnızca Allah (hatasız) yapar. Ondan dolayı o nişanı bırakırmış."

Osmanlı dönemine ait paşaların kullandığı bir kolluğu gösteren Sağtan, "Kavalalı İbrahim Paşa'nın ailesinden geldi bu. Nişantaşı'nda antikacı bir arkadaşım almıştı. Beni aradı, 'Sen böyle şeylere çok değer veriyorsun. Bir bakar mısın buna?' dedi. Ecdat öyle bir iş yapmış ki, kolun yedeğini bile düşünmüş. Yakanın bir tekini daha yapmış. O kadar düşünceli yani. Şimdi nerede böyle şeyler. Bir mağazadan elbise aldığınızda, bir kolunu verirler mi size, 'Bu yedeği' diye? Ama ecdat bunu yapmış zamanında. Usta iğneyle imzasını atmış arkasına. Çünkü sanat o" diye konuştu.

Sanatçı, bir ürünü tasarlama sürecinin tamamen o anki hislerine bağlı olduğunu dile getirerek, "Ruhum o gün onu istiyorsa, bir saatin içinde bir kolyeyi tasarlayıp bitirebilirim. Ama istemiyorsam, bir ay da geçse, yapamam onu. Yani o ruh meselesi ya da ilham. Bazı şeyleri akşam rüyamda görürüm. Sabah kalkar yaparım." dedi.

Yaptığı eserleri çoğaltmadığına vurgu yapan Sağtan her bir eseri en az 6 en fazla 10 adet ürettiğini kaydetti.

"Taklitler her zaman aslını yüceltir"

Tasarımcı Sağtan, bazen kendisinden çizimi yapılmış bir tasarımın istendiğini söyleyerek, doğaçlama çalıştığı için bu şekilde gelen talepleri kabul etmediğini sözlerine ekledi.

Gümüş, bronz, metal plaka gibi metalleri tezgahta döverek şekillendirdiğini aktaran sanatçı, süslemelerde ise yarı değerli taşlarla çalıştığını ifade etti.

Hüseyin Sağtan, zaman zaman tasarımlarının kopyalanması konusunda ise, "Taklitler her zaman aslını yüceltir. Sen ne kadar taklit ediliyorsan, o zaman iyi bir şey yaptığından emin olman lazım. İyi bir şey yapmasan zaten kimse seni taklit etmez." değerlendirmesinde bulundu.

İş stresini de hafta sonu "bit pazarı" diye nitelendirilen eski ve antika eşyaların satıldığı pazarlarda attığını vurgulayan sanatçı, "Kapalıçarşı dışında bir yerde benim bu hislerim (tasarım isteğim) yok. Bir obje yaparken, sanki buranın büyüleyici bir yanı var, burada alıyorum o ilhamı. Mesela beni Bakırköy'e götürün ya da ünlü bir markanın bir plazadaki yerine götürüp, 'Sana burayı verdik, bu işleri yap.' deseniz, yapamam. Ruhum oraya hitap etmiyor" şeklinde konuştu.

Eski olana değer verilmesi gerektiğini söyleyen Sağtan, şöyle devam etti:

"Eskiye değer vermezsen, anneye, babaya, aileye ve geçmişe de değer vermezsin. Geçmişi olmayan, geleceğini bilmez. Kimsin, kimlerden geliyorsun? Soyağacı araştırması yapıldı. Bizimkinde Kafkas kökenimiz çıktı.

Biliyorduk biz. Anneannemizin Kafkas olduğunu biliyorduk. Verdiği bir süt var. 5 kuşaktır, biz o sütü içiyoruz; Nogay Çayı. Anneannemiz bize Diyarbakır'da, 'balam' dediğinde onun ne demek olduğunu bilmiyorduk.

Sonra Orta Asya'yı dolaşıp, Orta Asya dillerini öğrendikten sonra balamın 'çocuğum' olduğunu öğrendim. Tabii ki geçmişi iyi bilmek lazım."

Kaynak: AA

.

dikGAZETE.com

Haftanın Öne Çıkanları

Millet Kütüphanesi'nin kapıları 7/24 açık

2020-02-22 17:27 - Kültür Sanat

Depremde hayatını kaybedenler için cenaze töreni düzenlendi

2020-02-24 14:17 - Gündem

Seramiksan, UNICERA fuarında yer alacak

2020-02-25 12:54 - Ekonomi

Almanya'daki ırkçı terör saldırısında oğlunu kaybeden baba: Selamlaştık 2 dakika sonra öldürdül

2020-02-22 16:37 - Dünya

MNP kurucularından, Nur talebesi Ahmet İhsan Genç vefat etti

2020-02-20 09:01 - Özel Haber

Tüketici güven endeksi 57,3 oldu

2020-02-20 15:00 - Ekonomi

Uzay temalı eğitim üssü ziyaretçilerini ağırlamak için gün sayıyor

2020-02-21 16:32 - Teknoloji

Afganistan Cumhurbaşkanı seçilen Eşref Gani mazbatasını aldı

2020-02-20 02:47 - Dünya

İsrail Doğu Asya'yı ziyaret eden yabancılara ülkeye giriş yasağı getiriyor

2020-02-18 16:22 - Dünya

IMF Başkanı Georgieva'dan koronavirüse karşı küresel iş birliği çağrısı

2020-02-24 01:09 - Ekonomi

İlgili Haberler

‘Kafirun’ beyazperde için gün sayıyor -Selçuk Aka, magazin dünyasından yazdı-

09:03 - Magazin

Hava sıcaklığı 28 derece ölçülen Antalya'da sahillerde hareketlilik yaşandı

16:03 - Magazin

Yapay zeka tabanlı Türk dizisi 'Castle Walls', Alamut Kalesi'nin gizemli hikayesini anlatıyor

17:10 - Magazin

'Aile Festivali' Yedikule Hisarı'nda başladı

16:48 - Magazin

'Ailemiz Geleceğimiz Fotoğraf Yarışması' başvuruları devam ediyor

15:03 - Magazin

Günün Manşetleri

İstanbul'da hayali işlemlerle suç geliri elde edildiği iddiasıyla 60 şüpheliye gözaltı kararı

09:57 - Asayiş

Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı temaslarda bulunmak üzere yarın Çin'e gidecek

09:32 - Ekonomi

Deprem bölgesinin ayağa kalkması için oluşturulan Afet Yeniden İmar Fonu faaliyete geçti

09:28 - Ekonomi

FETÖ'nün Hava Kuvvetleri Komutanlığındaki mahrem yapılanması soruşturmasında 16 gözaltı kararı

09:08 - Asayiş

‘Kafirun’ beyazperde için gün sayıyor -Selçuk Aka, magazin dünyasından yazdı-

09:03 - Magazin