?>

Depremde 5 yakınını kaybeden çiftin acısı hala taze

Merkez üssü Kocaeli'nin Gölcük ilçesi olan 17 Ağustos 1999'daki Marmara Depremi'nde kızı, damadı, iki torunu ve dünürünü kaybeden Veysel ve Mihriban Tokat, 19 yıldır yakınlarının acısıyla yaşıyor.

Çevre-Hayat - 7 yıl önce

SAKARYA - Emre Ayvaz

Sakarya'da, 17 Ağustos 1999'da meydana gelen Marmara Depremi'nde 5 yakınını kaybeden Veysel ve Mihriban Tokat'ın acısı tazeliğini koruyor.

Merkez üssü Kocaeli'nin Gölcük ilçesi olan, 17 Ağustos 1999'da saat 03.02'de meydana gelen ve 45 saniye süren "asrın felaketi" olarak nitelendirilen 7,4 büyüklüğündeki Marmara Depremi'nde kızı, damadı, 5 yaşındaki ve 5 aylık torunları ile dünürünü kaybeden Tokat çifti, 19 yıldır yakınlarının acısıyla yaşıyor.

Röportaj esnasında gözyaşlarına hakim olamayan Veysel Tokat, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 17 Ağustos'ta 03.00 sıralarında namaza kalktığında depremin başladığını söyledi.

Sarsıntı ve gürültüyle evdekilerin ayağa kalktığını belirten Tokat, "Ben dondum kaldım, başıma koydum ellerimi. O sırada artık ne düştüyse başımdan kan geliyordu. Kapıya çıktım, çocuklar sokağa fırlamışlardı aklıma pek bir şey gelmedi. Komşular seslendi, 'Bir şey var mı?' diye yok dedim. O an yurt dışında yaşayan kızım var, ona telefon açtık deprem olduğunu ve bir şey olmadığını söyledim." diye konuştu.

Tokat, o an akıllarına hiçbir şey gelmediğini, herkesin şaşkın olduğunu ve sokağa döküldüğünü, bir oğlunun çalıştığı fabrika bölgesinde dumanlar çıktığını gördüğünü aktararak, şunları anlattı:

"O geldi aklıma, eyvah çocuk gitti dedim, merkezdekiler aklıma gelmiyor. Sabah olduktan sonra merkeze indik. Her taraf yıkık dökük, içimde bir sıkıntı geldi. Çıracılar Caddesi'ne girdiğimde bir baktım bina yok olmuş, 4-5 katlı bina çökmüş. 'Ayten, Yavuz' diye bağırıyorum ses seda yok. Biraz içeriye doğru girdim, dönüyorum oralarda, biri geldi yanıma 'Neyin oluyor?'dedi, 'Kızım oluyor.' dedim. 'Onlar akşam bize çaya geldiler, kaynanası biraz rahatsızdı, belki Kuzuluk'a kaplıcalara gitmişlerdir.' dedi. Biraz ferahladım çünkü depremden bir gün önce onlara gitmiştim ama bulamamıştım."

Birbirine sarılan babaanne torun aynı kabre konuldu

Eve döndükten sonra tekrar kızının evinin olduğu yere gittiğini dile getiren Tokat, "Oğullarım yıkıntının üzerinde bağırıyorlardı 'Ayten, Yavuz' diye. Meğer oğlum söylememiş bana damadım arabasını arka sokağa bırakmış. Yıkıntıda dolaşırken bir ses geldi, kızımın kayınpederinin ayağı boştaymış kanepeye vurmuş, duvarla kanepe arasında sıkışmış. Hacı amca duyuyorsan ses ver diye bağırıldı, tekrar ses geldi ve yardım çağırdım." ifadelerini kullandı.

Tokat, depremden iki gün sonra dünürünün çıkartıldığını belirterek, önce Bilecik'e, daha sonra Eskişehir'e tedaviye gönderildiğini söyledi.

Depremden 4 gün sonra cuma günü kızı, damadı, iki torunu ve dünürünün enkaz altından çıkarıldığını anlatan Tokat, 5 aylık torunu ile babaannesinin birbirlerine sarılmış vaziyette aynı kabre konulduğunu kaydetti.

Tokat, aradan uzun zaman geçmesine rağmen yakınlarının acılarını unutamadığını belirterek, "Mümkün değil. Mezarlığa kadar bizimle devam eder çünkü kolay bir şey değil. Bizim için 19 yıl hep aynı taze, o günün acısından daha taze. Her geçen yıl benim için daha daha acı, unutamıyorum, acaba diyorum bir çırpındılar mı 'Bizi kurtarın diye bağırdılar mı?' Cenabıallah inşallah böyle bir acıyı kimseye vermez. 19 sene oldu, Rabb'im bir daha göstermesin." dedi.

"Ayten'im gitti dedim"

O günleri anlatırken gözyaşlarına hakim olamayan Mihriban Tokat da deprem olduğunu anladıktan sonra dışarıya çıktıklarını söyledi.

Deprem anında vefat eden kızıyla oğlunun aklına geldiğini belirten Tokat, "Ayten'im gitti dedim. Hep diyordum ona 'Bu ev çok şey. Her zaman diyordum bir an evvel çıksanız.' Meğersem çıkacaklarmış, ev tutmuşlar işte mezar oldu." diye konuştu.

Mihriban Tokat, kendisine vefat haberlerinin verilmediğini dile getirerek, şu ifadeleri kullandı:

"Bana hiç söylemiyorlardı, yolda oturuyordum, geliyorlardı 'Ne oldu?' diye soruyordum 'Yok.' diyorlardı, bir su içtim. Başka hiçbir şey yemedim 4 gün. Allah kimseye yaşatmasın, evlat acısı hiçbir şeye benzemiyor ama bizim inancımız büyük, Rabb'imden geldi, insandan değil. Bu süreçte nasıl dayanacağız, dayandık. Onun yanına gidene kadar yanacağız. Allah diğer evlatlarımın ömrünü uzun etsin. Hep korkuyorum çocuklarıma bir şey olur diye, hiç kıyamıyorum."

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
Haftanın Öne Çıkanları

Fukuşima sakinlerinden 'Güneş Çocuk' tepkisi

2018-08-14 17:02 - Dünya

'Oyunculara filmin konusunu söylemem'

2018-08-13 20:32 - Kültür Sanat

Kuyumcu gibi dolandırıcılar

2018-08-09 21:32 - Asayiş

Abbas Yüzyılın Anlaşması’na karşıtlığını yineledi

2018-08-16 07:02 - Dünya

Sağlık Bakanlığından 'zika virüsü' açıklaması

2018-08-09 22:32 - Sağlık

Caretta carettalar denizle buluştu

2018-08-15 13:02 - Çevre-Hayat

Ramil Guliyev'den büyük başarı

2018-08-10 01:32 - Spor

'ABD, Uzay Kuvvetleri Komutanlığı kuracak'

2018-08-10 10:22 - Dünya

Karain'e UNESCO düzenlemesi

2018-08-10 22:02 - Kültür Sanat

Mavi yumurtaya talep artıyor

2018-08-09 16:32 - Çevre-Hayat

İlgili Haberler

Elazığlı çiftçi meteor olduğunu düşündüğü yüzlerce taşı evinin bir odasında biriktirdi

16:52 - Çevre-Hayat

Bursalı devdah, yoğun efor isteyen sanatını ömrünün sonuna kadar yaşatmak istiyor

14:38 - Çevre-Hayat

Kırklareli'nde belediye işçileri mesai sonrası mehteran oluyor

13:07 - Çevre-Hayat

Vadiler arasındaki "Uçarsu Şelalesi" alternatif turizm rotası olmaya hazırlanıyor

12:52 - Çevre-Hayat

Adana'da taksi sürücüsü aracında dünyaya gelen bebekle buluştu

12:43 - Çevre-Hayat

Günün Manşetleri

Trump, federal çalışanların işten çıkarılmasının "Demokrat odaklı" olacağını söyledi

07:58 - Dünya

ABD Başkanı Trump: Ateşkesin devam edeceğini düşünüyorum, herkes savaştan yoruldu

02:38 - Dünya

Filistinli STK: İsrail, 67'si çocuk 735 Filistinlinin naaşını alıkoyuyor

01:47 - Dünya

ABD Başkanı Trump, Çin'e yüzde 100 ek tarife uygulayacaklarını açıkladı

00:48 - Ekonomi

Türkiye'ye dönüşleri sağlanan 249 aktivistten 96'sı 'şikayetçi' olarak ifade verdi

23:37 - Gündem