?>

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Zulümler karşısında sorumluluk alıyor, barış ve adalet için elimizi taşın altına koyuyoruz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çevremizdeki çatışma, kriz, zulümler karşısında sorumluluk alıyor, kolayı olanı değil, zor olanı seçerek barış, adalet için elimizi taşın altına koyuyoruz" dedi

Siyaset - 8 saat önce

Ankara

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Vatikan Devlet Başkanı Papa 14. Leo ile heyetler arası görüşmenin ardından davetlilere hitap etti.

Papa 14. Leo ve heyetini Ankara'da ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Papa 14. Leo'nun göreve başladıktan sonra ilk yurt dışı seyahatini Türkiye'ye gerçekleştirmesini her bakımdan çok anlamlı bulduğunu söyledi.

Ziyaretin Türkiye ile Vatikan arasındaki köklü ilişkilerin dostluk, işbirliği ve karşılıklı anlayış temelinde güçlenmesine katkı sağlamasını temenni eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Başta bu salondan yansıyanlar olmak üzere ziyaret boyunca Türkiye'den verilecek mesajların Türk-İslam dünyasına, tüm Hristiyan coğrafyasına ulaşacağına, dünyada barış umutlarını daha da artıracağına yürekten inanıyorum." diye konuştu.

"Kıymetli misafirimizin ziyareti, bölgesel ve küresel bağlamında son derece kritik bir zamana tekabül ediyor" ifadesini kullanan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İnsanlığın yön arayışının hızlandığı, küresel düzeyde belirsizliklerin arttığı, Asya'dan Afrika'ya, Latin Amerika'dan Doğu Avrupa'ya gerilimlerin tırmandığı bir dönemde gerçekleşen ziyaretin tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını ümit ve arzu ediyorum. Nitekim bugün verimli geçen ikili görüşmemizde küresel barışın ve istikrarın tesisi konusundaki gözlemlerimizi ve ortak beklentilerimizi paylaştık.

İkili münasebetlerimizin yanı sıra insanlığın ortak vicdanını ilgilendiren güncel meseleleri ele aldık. Göçe zorlanan insanlara sahip çıkmak kadar insanları göçe zorlayan sebeplerin ortadan kaldırılmasının da önemine dikkati çektik.

Çatışmalar, insani krizler, yoksulluk, adaletsizlik ve iklim değişikliği gibi küresel sınamalar karşısında barışı savunan, adaleti önceleyen, merhameti esas alan bir yaklaşım etrafında buluştuğumuzu görmekten şahsen büyük bir bahtiyarlık duydum. Burada öncelikle bir hususun altını çizmek istiyorum. Türkiye olarak üç kıtanın kalbinde, Doğu ile Batı'yı birleştiren, farklı kültür ve inançlar arasında köprü olan istisnai bir konuma sahibiz. Biz her fırsatta vurguladığım gibi ilhamını çift başlı Selçuklu kartalından alan yüzü ve yönü hem Doğu'ya hem Batı'ya dönük bir ülkeyiz. Bin yıldır vatanımız olan bu topraklarda her ırka, dine, mezhebe, kökene mensup insanlar hiçbir endişe, hiçbir baskı olmadan özgürce yaşamıştır."

"Tek bir insanımızın dahi ayrımcılığa maruz kalmasına müsaade etmeyiz"

Türkiye'de birçok şehre gidildiğinde camilerle birlikte kilise ve sinagogların yan yana görüldüğünü hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İstanbul'da Aya İrini Müzesi ve Neve Şalom Sinagogu, Trabzon'da Sümela Manastırı, Van'da Akdamar Müzesi ve daha nicesi işte bu ortak yaşam kültürümüzün tanıklarından sadece birkaçı. Göreve geldiğimiz 2002'den bu yana 100'e yakın kilise, manastır ve ibadethanenin restorasyonunu tamamladık. Bunların bir kısmının açılışına bizzat iştirak ettik." ifadelerini kullandı.

Yıl sonuna kadar beş eseri daha ibadete açmayı hedeflediklerini söyleyen Erdoğan, "Kültürel, dini, etnik farklılıkları bir ayrışma unsuru olarak değil tam tersine bir zenginlik kaynağı olarak addediyoruz. Her bir insanımız dili, dini, mezhebi, etnik kökeni ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti'nin birinci sınıf vatandaşıdır. Tek bir insanımızın dahi ayrımcılığa maruz kalmasına müsaade etmeyiz." dedi.

Bunun temelinde ise "yaratılanı Yaradan'dan ötürü seven", kainata sevgi ve şefkat nazarıyla bakan medeniyet tasavvuru olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bakınız bundan 700 yıl önce Yunus Emre insanlığa nasıl sesleniyor? 'Cümle yaradılmışa bir göz ile bakmayan, halka müderris olsa hakikatte asidir.' Aynı şekilde Hazreti Mevlana da Divan-ı Kebir'inde şöyle diyor; 'Bütün insanlarda aynı ruh vardır. Fakat bedenler, tenler yüz binlercedir.' Dünyada çeşitli diller, lügatler var. Fakat hepsinin de anlamı birdir.' Kıymetli misafirimizin yüzyıllardır farklı inançlara ait ibadethanelerin, kandillerinin aynı semayı aydınlattığı Türkiye'yi ziyareti hem ülkemizin özel konumuna hem de ortak değerlerimize dikkati çeken anlamlı bir vesiledir.

Biz de farklı kültür ve medeniyetlerin bir arada yan yana ve huzur içinde yaşadığı bir tarihin mirasçıları olarak küresel barış ve istikrar ortamının serpilmesi için üzerimize ne düşüyorsa yapıyoruz ve yapacağız. Medeniyetler çatışmasının kışkırtıldığı bir dönemde Türkiye ve İspanya olarak ilk adımını attığımız, Birleşmiş Milletler çatısı altında ilerleyen Medeniyetler İttifakı Girişimi bu hassasiyetimizin en somut örneğidir.

20'nci yılını geride bırakan, 160'ı aşkın ülke ve kuruluşun mensubu olduğu Medeniyetler İttifakı'nın ulaştığı seviye sadece ülkemiz adına değil tüm insanlık adına çok sevindirici ve umut vericidir. Tıpkı 20 sene evvel olduğu gibi bugün de çevremizdeki çatışma, kriz ve zulümler karşısında sorumluluk alıyor, kolay olanı değil zor olanı seçerek barış, adalet ve istikrar için elimizi taşın altına koyuyoruz."

"Tarafları ortak bir zeminde buluşturan pek çok adım attık"

Türkiye'nin milli gelire oranla dünyada en fazla insani yardım yapan ülkelerden biri olduğunu hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

"13,5 yıl boyunca 3,6 milyonu aşkın Suriyeli kardeşimize ev sahipliği yaptık. Suriye'de olduğu gibi Ukrayna'da da savaştan kaçan mültecilere bilhassa savaş mağduru çocuklara kapımızı açtık. Karadeniz Tahıl Girişimi'nden esir ve cenaze takaslarına tarafları ortak bir zeminde buluşturan pek çok adım attık. Son günlerde Rusya-Ukrayna Savaşı'nı sonlandırmaya dönük hareketliliği yakından takip ediyor, gerekli desteği ve katkıyı sunmaya çalışıyoruz.

Saygıdeğer misafirimizin barış ve diyalog yönündeki çağrıları da diplomatik sürecin başarısı bakımından son derece kıymetlidir. Herkes için adalet, herkes için refah, herkes için barış, herkes için huzur. Bizim gayemiz ve başarmak istediğimiz işte bunlardır. Sadi Şirazi'nin, 'Baştan başa bütün dünya bir damla kanın yere dökülmesine değmez' sözündeki hikmetin rehberliğinde adil ve kalıcı bir barışın tesisi yolunda çalışmaya devam edeceğiz."

"İnsanlık ailesi olarak Filistin halkına en büyük borcumuz adalettir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgedeki kalıcı barış ikliminin kalbinde Filistin meselesi bulunduğunu, çoğu çocuk ve kadın 70 binden fazla Gazzelinin katledildiği iki yılı aşkın süren saldırılarda bu acı hakikate bir kez daha şahit olunduğunu belirtti.

"İsrail hükümeti aralarında kiliselerin, camilerin, hastanelerin, okulların da olduğu sivil yerleşim yerlerini aylardır bombalıyor. İsrail'in vurduğu ibadethanelerden biri de Gazze'deki tek Katolik kilisesi olan Kutsal Aile Kilisesi'ydi." diyen Erdoğan, bu vesileyle tekrar geçmiş olsun dileklerini iletti.

Vatikan Devlet Başkanı Papa 14. Leo ve seleflerinin, özellikle Filistin meselesine yönelik dirayetli duruşlarını daima takdirle karşıladıklarını dile getiren Erdoğan, "İnsanlık ailesi olarak Filistin halkına en büyük borcumuz adalettir. Bu borcu ödemenin yolu ise 1967 sınırları temelinde iki devletli çözüm vizyonunu bir an önce hayata geçirmektir. Bunun için öncelikle Gazze'de varılan ateşkesin tahkim edilmesi, sivillerin güvenliğinin teminat altına alınması ve insani yardımların kesintisiz biçimde Gazze'ye ulaştırılması gerekiyor." diye konuştu.

Erdoğan, şöyle devam etti:

"Aynı şekilde Kudüs-ü Şerif'teki tarihi statükonun korunması çok önemlidir. Doğu Kudüs'ün tarihi kimliğine zarar verecek her türlü mütecaviz eyleme karşı birlikte hareket etmeyi sürdüreceğimize inanıyorum. Burada şunu da ifade etmekte fayda görüyorum, Türkiye, vatandaşlarının yüzde 99'u Müslüman bir ülke olarak Hristiyan topluluklar dahil tüm inançlara saygıyı her yerde teşvik etmektedir. Ülkemizle birlikte tüm bölgemizde mabetlerin, tarihi eserlerin, kültür ve inanca dayalı kadim mirasın korunmasına büyük önem atfediyoruz. Komşumuz Suriye'nin uzun yıllardır süren çatışmaların ardından farklı inanç, kültür, mezhep ve etnik kökenlerin barış içinde yaşadığı bir ülke yolunda attığı adımları destekliyoruz. Saygıdeğer konuğumuzun uluslararası toplumun Suriye'yi yalnız bırakmaması yönünde yaptığı çağrıyı memnuniyetle karşıladık.

Şurası bir gerçek ki tahammülsüzlük çatışmayı, çatışma da ayrışmayı, nefreti ve şiddeti besler. Batı'da giderek tırmanan İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığı bu kısır döngünün birer tezahürüdür. Medya, sosyal medya ve popülist siyasetçiler Müslümanlara yönelik ırkçı ve ayrımcı algıyı bilerek ya da bilmeden körüklemektedir. Çoğu zaman politik kaygılarla görmezden gelinen bu hassas meselenin yarın daha vahim boyutlara ulaşma ihtimalini göz önünde bulundurmalıyız."

"Hangi inançtan olursak olalım hepimiz büyük insanlık ailesinin üyeleriyiz"

Türkiye'nin uzun süredir bu tehdit ve tehlikeye dikkati çektiğini belirten Erdoğan, Katolik kilisesinin İkinci Vatikan Konsili sonrasında diğer dinlerin mensuplarıyla iyi ilişkiler geliştirme anlayışını bu bakımdan önemsediklerini söyledi.

Erdoğan, müteveffa Papa Fransuva'nın soğuk savaşın dini çevreleri de etkileyen çatışmacı söylemlerine prim vermemesinin mühim olduğunu, vaktinde kaleme aldığı insani kardeşlik belgesinin yeni bir çığır açtığını ifade etti

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Vatikan Devlet Başkanı Papa 14. Leo'nun da selefi Papa Fransuva gibi bugün Diyanet İşleri Başkanlığını ve İstanbul'da Sultan Ahmet Camisi'ni ziyaretlerini Müslümanlarla yapıcı ilişkiler geliştirme iradesinin bir işareti olarak değerlendirdiğini aktardı.

Kendisinin artan tehditler karşısında ailenin korunmasına yönelik güçlü mesajlarını da büyük bir memnuniyetle takip ettiğini dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Cenab-ı Allah insanı bir erkek ve bir kadından yaratmıştır ve birbirleriyle tanışıp kaynaşmaları için soylar, toplumlar olarak var etmiştir. Dolayısıyla aileyi koruyamazsak bireyi koruyamayız. Bireyi koruyamazsak insan olma bilincini muhafaza edemeyiz. Bu anlamda hepimize çok önemli görevler düştüğünü bugün bir kez daha ifade etmek istiyorum.

Şüphesiz ortak yanlarımız, benzer yanlarımız, karşıtlıkların ve ayrımların fersah fersah ötesindedir. Hangi inançtan olursak olalım hepimiz büyük insanlık ailesinin üyeleriyiz. Üzerinde yaşadığımız dünya, biz Allah'ın kulları için bir imtihan vesilesi olmasının yanı sıra gelecek nesillerin de bize emanetidir. Bu emanete layıkıyla sahip çıkıp bizden sonraki kuşaklara teslim etmek gibi bir sorumluluğumuz bulunuyor.

Peygamber Efendimiz Aleyhissalatu Vesselam 'İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez' buyuruyor. Merhamet üzerinde her zamankinden daha fazla durmamız gereken bir sürecin içindeyiz. Çevremize, diğer insanlara ve dünyaya merhamet nazarıyla baktığımız ölçüde huzura, güvenliğe, barışa doğru yol alabileceğimize inanıyorum. Bu ziyareti ortak zeminimizi güçlendiren çok önemli bir adım olarak değerlendiriyorum."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Papa 14. Leo'ya nazik ziyaretleri için teşekkür ederken, bu anlamlı ziyaretin tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diledi. Erdoğan, Katolik dünyasına barış, huzur ve esenlik temennilerini de iletti.

Papa 14. Leo: Akdeniz'in ve tüm dünyanın hem bugünü hem de geleceğinde önemli bir yere sahipsiniz...

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a nazik karşılama için teşekkür eden Papa, Türkiye'yi ziyaret etmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Papa, Türkiye'nin doğal güzelliklerinin, insanları Tanrı'nın yarattıklarını korumaya davet ettiğini söyleyerek, "Ayrıca, yaşadığınız yerlerin kültürel, sanatsal ve manevi zenginliği bize, farklı nesiller, gelenekler ve fikirlerin bir araya geldiğinde gelişme ve bilgiliğin uyum içinde birleştiği büyük medeniyetlerin ortaya çıktığını hatırlatıyor." diye konuştu.

Papa 14. Leo, insanlık tarihinde yüzyıllarca süren çatışmalar olduğunu ve dünyanın hala adalet ve barışı ayaklar altına alan hırslar ve tercihler yüzünden istikrarsızlaştığını, öte yandan da zorluklarla karşı karşıya kalındığında, böylesine büyük bir geçmişe sahip bir halk olmanın armağan olduğunu belirtti.

Çanakkale Boğazı üzerindeki köprü görüntüsünün, yolculuğunun logosu olarak seçildiğine ve bunun Türkiye'nin özel rolünü açıkça ifade ettiğine dikkati çeken Papa, şunları dile getirdi:

"Her şeyin ötesinde sahip olduğunuz iç çeşitliliğe değer vererek, Akdeniz'in ve tüm dünyanın hem bugünü hem de geleceğinde önemli bir yere sahipsiniz. Bu köprü Asya'yı Avrupa'yla, Doğu'yu Batı'yla bağlamadan önce, Türkiye'yi kendi içinde birbirine bağlamaktadır. Ülkenizin farklı bölgelerini bir araya getirerek onu adeta bir 'duyarlılıklar kavşağı' haline getirmektedir."

Papa, insan topluluklarının giderek daha fazla kutuplaşmakta olduğunu, aşırı görüşler tarafından bölündüğünü ifade etti.

Selefi Papa Franciscus'un kendilerini başkalarının acısını hissetmeye ve yoksulların ve yeryüzünün feryadını dinlemeye çağırarak "kayıtsızlığın küreselleşmesine" karşı çıktığını hatırlatan Papa, böylece "merhametli ve şefkatli, geç öfkelenen ve sevgisi bol tek Tanrı'nın yansıması olan şefkatli eylemlere" teşvik ettiğini söyledi.

Papa, aynı şekilde, sevginin mahrem ve özel yönlerinin yanı sıra, görünür ve kamusal bir boyutunun da olduğunu dile getirdi.

Papa 14. Leo, adalet ve merhametin, güçlü olanın haklı olduğu anlayışına meydan okuduğunu, dayanışmanın ve şefkatin, kalkınmanın gerçek kriteri olarak düşünülmesi gerektiğini sorma cesaretini gösterdiğini ifade etti.

Yapay zeka "insanlığın kendi tercihlerini yeniden üretiyor"

Özellikle teknolojik gelişmelerin adaletsizliğe yardımcı olmak yerine onu daha da kötüleştirme riski taşıdığına değinen Papa, bunun, yerel politikaları ve uluslararası ilişkileri yeniden şekillendirmesi gereken büyük bir meydan okuma olduğunu vurguladı.

Papa 14. Leo, yapay zekanın dahi "insanlığın kendi tercihlerini yeniden ürettiğini ve makinelerin değil, insanlığın kendisinin eseri olan süreçleri hızlandırdığını" belirterek, bu nedenle kalkınmanın gidişatının değiştirilmesi gerektiğini söyledi.

"Aile, diğer ülkelere göre Türk kültüründe daha büyük önem taşıyor"

Ailenin, toplumsal yaşamın ilk çekirdeği olduğunu belirten Papa, "Gerçekten de, her birimiz için aile, toplumsal yaşamın ilk çekirdeğiydi ve 'öteki' olmadan 'ben'in olmayacağını öğrendik. Aile, diğer ülkelere göre Türk kültüründe daha büyük önem taşıyor ve ailenin merkezi konumunu destekleyen girişimlerde eksiklik bulunmuyor." ifadelerini kullandı.

Bireycilik ve tüketim kültürünün insanı yalnızlaştırdığına vurgu yapan Papa, gerçek kimliğin sevgi ve dayanışma içinde gelişebileceğini kaydetti.

Papa, kadınların eğitim, kültür, siyaset ve meslek hayatında artan katkısına değinerek, bu rolün toplumsal yaşamın güçlenmesine önemli katkı sağladığını dile getirdi.

"Türkiye, Doğu ile Batı, Asya ile Avrupa arasında bir köprü"

1967'de 6. Paul, 1979'da 2. Jean Paul, 2006'da 16. Benedict ve 2014'te Franciscus'un Türkiye'ye geldiğini hatırlatan Papa 14. Leo, bu ziyaretlerin, Vatikan'ın Türkiye Cumhuriyeti ile iyi ilişkiler sürdürdüğünü, aynı zamanda Doğu ile Batı, Asya ile Avrupa arasında bir köprü ve kültürlerin ve dinlerin kavşağı olan bu ülkenin katkılarıyla daha iyi bir dünya inşa etmek için işbirliği yapmak istediğini gösterdiğini kaydetti.

"İnsanlığın geleceği tehlike altında"

Papa, bugün, her zamankinden daha fazla, diyaloğu teşvik edecek ve bunu kararlı bir irade ve sabırla uygulayacak insanlara ihtiyaçlarının olduğunu belirterek, "İki dünya savaşının ardından, ekonomik ve askeri güç stratejileriyle beslenen, küresel düzeyde yüksek gerilimli bir çatışma dönemine tanıklık ediyoruz." ifadelerine yer verdi.

Bunun, egemen ekonomik ve askeri güç stratejileriyle beslendiğini kaydeden Papa 14. Leo, şunları söyledi:

"Bu, Papa Franciscus'un 'kademeli olarak yürütülen üçüncü bir dünya savaşı' diye adlandırdığı şeyin ortaya çıkmasına zemin hazırlamaktadır. Buna asla boyun eğmemeliyiz. İnsanlığın geleceği tehlike altındadır. Bu yıkıcı dinamiğin soğurduğu enerji ve kaynaklar, insanlık ailesinin bugün birlikte yüzleşmesi gereken gerçek sorunlardan, yani barış, açlık ve yoksullukla mücadele, sağlık ve eğitim ile yaratılışın korunmasından başka yöne sapmaktadır."

Konuşmasını uluslararası işbirliği çağrısıyla tamamlayan Papa, insanın bütüncül gelişimini hedefleyen devletlerle birlikte çalışmaya hazır olduklarını belirterek, "Öyleyse, Tanrı'nın yardımına alçakgönüllülükle güvenerek, hakikat ve dostluk içinde birlikte yürüyelim." çağrısında bulundu.

Papa, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, üzerinde aziz ve havariler ile ziyaret edeceği anıtsal mekanlardan Lübnan'ın Harissa bölgesindeki "Meryem Ana" heykeli, Lübnan'ın sembolü sedir ağacı, çan kulesi ve İstanbul'daki Sultanahmet Camii'nin tasvir edildiği bir hatıra madalyası kalıbı hediye etti.

Notlar...

Antakya Medeniyetler Korosu'nun dinletisinin olduğu programa, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya, Sayıştay Başkanı Metin Yener, Yargıtay Başkanı Ömer Kerkez, AK Parti Genel Başkanvekili Mustafa Elitaş, tarihçiler İlber Ortaylı ve Murat Bardakçı, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Hakkı Susmaz, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Burhanettin Duran, Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan, Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç, dini cemaatlerin temsilcileri ile bazı ülkelerin büyükelçileri ve sivil toplum kuruluşlarından temsilciler de katıldı.

Ayrıca, Papa 14. Leo'nun Türkiye ziyareti anısına hatıra pulu bastırıldı.

Kaynak: AA

.

dikGAZETE.com

Haftanın Öne Çıkanları

11. Dünya Helal Zirvesi ve Helal Expo Uluslararası Ticaret Fuarı ikinci gününde devam ediyor

2025-11-27 15:13 - İslam-Hayat - CemâziyelAhir 1447

Süper Lig'de 14. hafta heyecanı yarın başlayacak

2025-11-27 10:22 - Spor

TCMB Başkanı Karahan: Dezenflasyon sağlıklı bir şekilde sürüyor

2025-11-27 00:03 - Ekonomi

ABD'de Beyaz Saray yakınlarında 2 Ulusal Muhafız vuruldu

2025-11-27 01:38 - Dünya

UEFA Şampiyonlar Ligi'nde 5. hafta maçları sona erdi

2025-11-27 01:28 - Spor

Kocası ve oğlunun karşı çıkmasına rağmen dozer operatörü oldu

2025-11-27 12:52 - Çevre-Hayat

11. Yargı Paketi TBMM'de

2025-11-27 16:37 - Siyaset

Diyarbakır'da embriyo transferiyle doğan manda "Dicle" anne oldu

2025-11-27 12:57 - Çevre-Hayat

Mardin'de öğrenciler iklim şartlarına göre değişen trafik levhası tasarladı

2025-11-27 13:37 - Teknoloji

Bakan Tunç: 11. Yargı Paketi için 38 maddelik kanun teklifi hazırlandı

2025-11-27 14:32 - Gündem

İlgili Haberler

Dışişleri Sözcüsü Keçeli'den Irak'taki doğal gaz sahasına yapılan saldırı hakkında açıklama

20:32 - Siyaset

AK Parti Grup Başkanı Güler: Trafikte yol kesme eylemini müstakil bir suç olarak düzenliyoruz

17:27 - Siyaset

Bakan Bak, GSB Gençlik Merkezleri adına TEKNOFEST final yarışmalarına katılan gençlerle buluştu

16:48 - Siyaset

11. Yargı Paketi TBMM'de

16:37 - Siyaset

Bakan Göktaş, Nallıhan'da toplu açılış töreninde katıldı

14:53 - Siyaset

Günün Manşetleri

İstanbul Perakendeciler Derneği yıl sonuna kadar kırmızı et ve tereyağı fiyatlarını sabitledi

00:02 - Ekonomi

Lafarge'ın terör finansmanı davasında şikayetçi eski Suriyeli çalışan dinlendi

23:38 - Dünya

Başkentte gıda zehirlenmesi şüphesiyle 154 kişi hastanelere başvurdu

23:18 - Gündem

Sri Lanka'da şiddetli yağışların neden olduğu afetlerde 47 kişi öldü

23:13 - Dünya

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Enflasyon düşüş eğilimine girmiş durumda

23:08 - Ekonomi