?>

Başarısızlığın sonucu 'hadi'ler

Çocuk Gelişim Uzmanı Ayşenur Bekaroğlu, çocuklara sevgi sözcüklerinden bile fazla “hadi” söyleminin öne çıktığını söyledi.

Sağlık - 8 yıl önce

VM Medical Park Samsun Hastanesi Çocuk Gelişim Uzmanı Ayşenur Bekaroğlu, çocukların gelişim süreci hakkında bilgiler verdi. Uzman Ayşenur Bekaroğlu, “Günümüzde çok sık karşılaştığımız bir durumu iletmek isterim; öncelikle, ilk kelimeler dönemindeki bebeklerin (12.ay ilk kelimeler dönemi) ebeveynlerine, bebeklerinin ilk sözcükleri nelerdir dediğimizde sıklıkla; anne, baba, mama, dede, hadi gibi bir sıralamayla karşılaşmaktayız. Bu dönemde bebekler hazır bulunuşluklarının yanında, hayatında en çok ne duyuyorsa, neye, kime daha çok maruz kalıyorlarsa, doğal olarak ilk sözcüklere de onları dökmelerini bekleriz. İlk sözcüklerde duymak istediklerimizin yanında ‘hadi’ kelimesi de çoğunlukla bulunmaktadır.

Çocukluk dönemde ise aynı şekilde çocuklarla veya ergenlerle görüşmelerimizde, sıklıkla ebeveynlerle çatışma konularının içinde yetiştirememe, geç kalma, ‘sürekli hadi diyorlar’ gibi tanımlarla karşılaşabiliyoruz. Bebeklerin, erken çocukluk, çocukluk ve ergenlik; pek çok dönemde, çocukların maruz kaldığı ‘hadi’ kelimesi öne çıkmaktadır. Çocukların gelişim hızları, gelişim ve büyüme orantısızlıkları, düşünme hızları ile bedenlerini yönetme konusundaki değişimli süreçlerinin etkisiyle ve bir de buna ilaveten yetişkinlerin çabukçuluğu, aceleciliği, hayatın akışına yetişme hızı derken, bir de bakıyoruz ki çocuklarımıza sevgi sözcüklerinden bile fazla ‘hadi’ söylemi öne çıkabiliyor” dedi.

“Peki, bu ‘hadi’ neden bizi rahatsız etmektedir?”

Çocukların gelişim hızlarına göre hareket kabiliyetlerinin değişkenlik gösterebileceğine değinen Uzman Bekaroğlu, “Beyinlerinin de yeni gelişerek gelmesiyle, düşünme ve hareket hızları da yetişkinlerle aynı olamayacağından, ‘hadi’yi duymak çocukta yetersizlik, sürekli olarak geç kalma, başaramama güdüsü vermektedir. Buna ilaveten, bizler çocuklarımızın hayatı özümseyerek, anlayarak yaşamalarını beklerken, çocuğu acele ettirmek; anları kaçırabilmesine sebep olacaktır. Bir süre sonra amacı yaptıklarını içselleştirip olgunlaştırmak olmak yerine, sürekli önemli olanın yetiştirmek olması gibi bir amaca dönmektedir. Bir süre sonra yetişkinler için de sürekli hadi dedikleri için, tahammüllerinde azalma, çocuğu yetişememe/yetiştirememe, sürekli eksik olması, geç kalması gibi ithamlarda bulunmaya ve düşüncelerinin bu şekilde yön almasına, dolayısıyla da duygularında öfke, kızgınlık, vb. hislerin gelişmesine sebep olmaktadır.

Zaten ‘hadi’ye çok maruz kalan çocuklar bir süre denedikten sonra, sürekli başarısızlık hissi yaşadıklarından, bununla mücadele etmeyi bırakabilmekte, veya artık olması gereken çabaları da azalabilmektedir. Diğer türlü de hadi dedirtmemek için gayrete kapıldığından hayattan tat alması azalıyor, anlamsızlaşıyor, sürekli yeni arayışlara, hıza, tüketmeye, durağanlaşan hiçbir şeyin zevk vermemesine gibi durumlara yön alabiliyorlar. Bu sebepten, çocuğun normal hızına uygun olarak, sorumluluklarını elinden geldiği hızda yapabilmesine fırsat vermek, hızlanma yarışını, yetişkinle veya kişilerle değil, kendi kabiliyetleri doğrultusunda artırmasını öğrenmesini sağlamak, yaşadığı andan mutluluk duymayı öğrenmesi, çok daha elzem ve anlamlıdır. Ödevlerini çabucak yapması değil, anlayarak tamamlaması, yemeğini hemen yemesi değil, tatları fark ederek üzerinde sohbet ederek yemesi, yani her anı değerlendirerek, özümseyerek yaşaması mutlu bireyler olabilmeleri için kıymetli olacaktır” diye konuştu.

Uzman Bekaroğlu şu bilgileri verdi: “Günümüz hız dünyasında, elektronik, internet, ulaşım dünyanın her yerine çok kısa sürelerde ulaşabiliyor olmamıza rağmen sabrımızın azalması, hızımız artarken mutluluğumuzun azalması, sürekli yetişme hissi, geç kalma dürtüsünde olmak, yaşadığımız hayatın ve anın anlamlarını fark etmemizde bizi sınırlamaya yöneltmektedir. Hayatın içinde koşmaya çalışırken, yanından geçtiğimiz çiçek bahçelerini, türlü türlü güzellikleri kaçırmayalım. Her anın, iyiden de kötüden de öğreneceklerimiz var. Bu yarışın içinde kaybolmadan, kendimizi gerçekleştirmemiz, bunu yaparken de çocuklarımızı da kaybetmeden onlara yön vermek, yeni öğrenerek geldikleri hayatı özümseyerek yaşamaları, mutlu bireyler olabilmeleri için, ‘hadi’siz sağlıklı günler dilerim.”

dikGAZETE.com
Haftanın Öne Çıkanları

Antalya’da uyuşturucu operasyonu!

2017-09-04 18:17 - Asayiş

Kızılay'dan 33 ülkede 125 bin hisse kurban

2017-09-03 17:31 - Genel

Baykal'dan 'protokol' açıklaması

2017-09-02 16:12 - Siyaset

Denizli'de şiddetli yağış sel ve heyelana neden oldu

2017-08-31 02:37 - Gündem

'Kırmızı et yağıyla beraber en sağlıklı ettir'

2017-09-03 12:42 - Sağlık

Sahil Güvenlik Komutanlığının bayram mesaisi

2017-09-03 15:20 - Genel

'Türkiye yardımlarıyla dünyanın en cömert ülkesi oldu'

2017-09-01 19:32 - Gündem

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde kutlamaları kabul etti

2017-08-30 15:21 - Genel

Kültür ve Turizm Bakanlığından 399 tesise 'yeşil yıldız'

2017-09-04 16:52 - Ekonomi

Letonya, Büyük Britanya'yı 97-92 yendi

2017-09-04 20:03 - Spor

İlgili Haberler

Kilis'te 508 kişiye bağımlılıkla mücadele desteği verildi

12:33 - Sağlık

Van'ı "sağlık üssü" haline getirecek şehir hastanesi için çalışmalar başladı

12:17 - Sağlık

Gaziantep'te dar gelirli ailelere ücretsiz tüp bebek desteği

13:22 - Sağlık

Uzmanından "Kene riski şehirlerden çok kırsalda yüksek" uyarısı

13:18 - Sağlık

İhmal edilen gül hastalığı kalıcı damar sorunlarına neden oluyor

12:47 - Sağlık

Günün Manşetleri

Bakanlar Yerlikaya ve Göktaş, 15 Temmuz Şehitliği'ndeki anma törenine katıldı

11:48 - Gündem

İstanbul'da, 15 Temmuz gecesi darbecilere karşı verilen mücadele akıllara kazındı

11:43 - Gündem

İzmir'de 15 Temmuz gecesi darbedilen emekli müezzin Kuzgun, yaşadıklarını anlattı

11:38 - Gündem

MSB'den 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü mesajı

11:32 - Gündem

Ekonomi yönetiminden "15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü" mesajı

11:28 - Gündem