İstanbul
Real Madrid'de forma giyen milli futbolcu Arda Güler, Türk futbolunun yeni nesline yol göstermek istediğini ifade etti.
Arda Güler, medya platformu The Players' Tribune için kaleme aldığı mektupta, "Her şeyden önce, Türk futbolunun yeni nesline yol göstermek istiyorum. Türk futbolunun büyük umudu olduğumu biliyorum ama tek olmak istemiyorum. Herkesin önünü açmak istiyorum. Bu mektubu okuyan sizleri kastediyorum. Eve döndüğümde, beni gördüğünüzde ne kadar mutlu olduğunuzu görmek beni duygulandırıyor. Tezahüratlar hala kulaklarımda çalıyor. Sevginizi Madrid'den hissedebiliyorum." ifadelerini kullandı.
Fenerbahçe'de fazla forma şansı bulamadığı bir dönemde, 2023'teki depremde çekilen bir videonun tüylerini diken diken ettiğini vurgulayan Arda, "Kurtarma ekiplerinden iki adam, enkazdan yeni çıkartılmış küçük bir çocukla birlikte. Çocuk yatıyor, vücudu örtülmüş ama kafası dışarıda. Sirenler duyuluyor. Çocuk, neredeyse beş gün boyunca beton blokların altında kalmış, öleceğini düşünmüş ve benim için bir mesajı var. O kelimeleri asla unutamam. Arda Güler Abi. Seni çok seviyorum. Fenerbahçe'yi kurtarmaya devam et. Abi hocaya söyle seni de oynatsın. Sonra iki kahramandan birisi şöyle diyor: Biz pes etmedik sen de pes etme. Bu sözleri duyduktan sonra nasıl pes edebilirim ki? Yani bir PlayStation ve bir hayali olan Türkiye'deki her çocuğa söylemek istediğim şu: Bir top kapın ve dışarıya koşun. Kendinizi dünyanın sahibi gibi hissedeceksiniz." yorumunu yaptı.
"Doğduğum andan itibaren Fenerbahçeliydim"
Babasının futbol tutkusundan bahseden Arda Güler, "Daha yeni yürümeye başladığımda, şut çekmem için sol ayağımın önüne balonlar yerleştirirdi. Solak bir futbolcu olmamı istiyordu. O sadece bir Fenerbahçe taraftarı değildi, adeta Fenerbahçe ile yaşıyordu. Hep, 'Bizim damarlarımızdaki kan sarı-lacivert akar' derdi. Babam sayesinde doğduğum andan itibaren Fenerbahçeliydim." değerlendirmesinde bulundu.
Sahip olduğu futbol sevgisinin büyüklüğüne değinen genç futbolcu, "Gerçek bir saha, gerçek bir kale ya da yeni bir PlayStation'a ihtiyacım yok. Ben taşlardan yapılmış kale direkleriyle bile mutluyum. Türk zihniyeti böyledir. Ben varlıklı bir ailede büyümedim. Bir futbolcunun oğlu değilim. Ankara'da bir apartman binasının birinci katında büyüdüm. Annem ev hanımıydı ve babam da yeni iflas etmiş bir dükkan işletiyordu. Niye mi iflas etti? Aslında Türkiye'de sorulan 100 sorudan 99'unun cevabı bu. Futbol." şeklinde görüş belirtti.
"Hayalim Fenerbahçe'de oynamaktı"
Okuldaki beden eğitimi öğretmeninin önerisiyle Gençlerbirliği Akademisine başladığını aktaran Arda Güler, babasının iflasının ardından Fenerbahçe'ye uzanan hikayesini şöyle anlattı:
"Babam beni her gün idmana götürmeye başladı, bu onun için saatler süren bir işti. Bu sırada dükkan, ortağına emanetti. Ne olduğundan emin değilim ama bir gün babam beni kenara çekti ve 'Oğlum dükkanı kapatmamız gerekiyor' dedi. İflas etmiştik. O dükkan bizim tek gelir kaynağımızdı. O dönemlerde arkadaşlarımın beni waffle yemeye çağırdığını hatırlıyorum. Bu durumda 'Kusura bakmayın param yok' diyemiyorsunuz. Ya hep çok yorgun olurdum ya da 'yetişemeyeceğim' derdim. Neyse ki her zaman sofrada yemeğimiz olurdu. Biliyorum; uyuyacak bir evi, sığınacak bir çatısı olmayan birçok çocuk var. Çok şükür, şanslı olduğumuzu biliyordum. Bir süre sonra, babamlar yeni bir dükkan açtı. Bu durumumuzu hafifletti ama birkaç sene sonra Fenerbahçe beni istediğinde, aklımızda sadece futbol vardı diyemem. Paraya ihtiyacımız vardı. Karar vermemiz üç ay sürdü. 13 yaşındaydım, annem ve babam evden uzaklaşmamı istemiyordu. Hayalim Fenerbahçe'de oynamaktı ama bunun aynı zamanda çok riskli ve büyük bir karar olduğunun farkındaydık. İleride profesyonel bir futbolcu olacağımdan kimse emin olamazdı. Sonunda babam 'Boğulacaksan büyük denizde boğul' dedi. Bu da İstanbul demekti."
"O formayı giydiğimde kendimi yenilmez hissediyordum"
Hayallerini, Fenerbahçe'de A takımda oynamak, frikik golü atmak, 10 numaralı formayı giymek ve Real Madrid'de oynamak olarak sıralayan Arda Güler, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Mesut Özil, 2022'de Fenerbahçe'den ayrıldığında, formanın yeni transferlerden birine verileceğini düşündüm. 17 yaşındaydım ve bir kral tacı nasıl isteyemezse, 10 numarayı da isteyemezdim. Ama yönetim kurulu üyeleri bana, 'Arda, forma senin ama sadece onu giymeye cesaretin varsa...' dediler. Bunu düşünmek tam tamına bir saniyemi aldı. 'Alıyorum'. Neredeyse kupa kazanmak gibiydi. O formayı giydiğimde kendimi yenilmez hissediyordum. Bazen Fenerbahçe'de yedek olduğumda, karşı takımın taraftarları bile teknik direktörden beni oynatmasını isterdi. Böyle bir şey hiç görmemiştim. Ne diyebilirdim ki? Sadece teşekkür ederim. Ondan sonra her şey çok hızlı gelişti. Mart ayında yine Türk Milli Takımı'na çağrıldım. Sonraki aylarda, transfer teklifleri art arda gelmeye başladı."
"Real Madrid... Dördüncü hayalim"
Arda Güler, babasının Real Madrid'den gelen teklifi kendisine ilettiğinde yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Real Madrid... Dördüncü hayalim. Bu kadar hızlı olmuş olmasına inanmak gerçekten zordu. O yaz, babamla ben, gitmem için çok erken olup olmadığı konusunda uzun uzun konuştuk. Aslında olay çok karmaşıktı çünkü başka birçok teklif de vardı ve ne yapacağıma karar vermek zordu. Sonra Sayın Carlo Ancelotti ile görüntülü bir görüşmem oldu. Detayları hatırlamakta zorlanıyorum ama sanırım Hawaii gömleklerinden birini giymişti, güneş gözlükleri vardı ve galiba bir puro içiyordu. 'Arda, burada büyük bir geleceğin olacak. Belki ilk yıl değil ama fırsatların olacak. Modric ve Kroos çok yaşlanıyor, seni orta sahada oynatabiliriz' dedi. Adımı Modric ve Kroos ile yan yana duymak gerçeküstüydü. Konuşamadım. Sonra dedi ki 'Arda, Madrid'e geleceğine söz ver' Ben de dedim ki, 'Tabii ki efendim'. Telefonu kapattığımda babama baktım ve karar verdik. 'Eğer boğulacaksan büyük denizde boğul..." Burada olmak için o kadar çok şeyden vazgeçmiştik ki ve şimdi hayalimiz gerçek olmuştu. PlayStation'da Alex Hunter olarak oynamak için param yoktu. O yüzden gerçekte ona dönüşmek zorunda kaldım."
"İlk baştan beri Ancelotti, benim için bir baba gibi oldu"
Real Madrid Teknik Direktörü Carlo Ancelotti'nin kendisi için önemini vurgulayan milli futbolcu, "İlk baştan beri Ancelotti, benim için bir baba gibi oldu. Ama komikti çünkü her konuda benimle şakalaşırdı ve ben hala dünyanın en büyük kulübünü kavramaya çalışan, gözlerini açmış bir çocuktum. Ne zaman ciddi olup olmadığını anlayamıyordum. Türk halkının Real Madrid'in her maçında oynamamı istediğini biliyorum. Ben de istiyorum ama sabırlı olmam gerektiğini biliyorum. Ancelotti, bana dünyanın en iyi orta sahalarından biri olabileceğimi söylüyorsa, bu benim için kulübün bir planı olduğu anlamına geliyor. Bu senenin başında 20 yaşıma girdim. Defterimde hala gerçekleşmeyi bekleyen çok fazla hayal var. Real Madrid için önemli bir oyuncu olmak istiyorum. O Şampiyonlar Ligi kupasını gerçekten hak ederek kazanmak istiyorum. Bu kulüpte de 10 numara olmayı da çok isterim." değerlendirmesinde bulundu.
Takım arkadaşlarının bazı Türkçe kelimeleri bildiğinden de bahseden Arda Güler, şu ifadeleri kullandı:
"Geldiğimde, David Alaba ve Toni Rüdiger'in aslında biraz Türkçe bildiklerini öğrendim. Berlin ve Viyana'da Türk göçmenlerle büyümüşler. Alaba, büyük bir Galatasaray taraftarı. Courtois, Arda Turan'la oynadığı için o da bazı kelimeleri biliyor, tabii ki kötü olanları. Ama garipti çünkü Türkiye'de biz büyüklerimize saygıyla hitap ederiz. 'Abi' deriz ve bu kelime aslında 'büyük kardeş' demektir. Kültürümüze işlenmiş bir şey bu. Modric'e sadece 'Luka' demek benim için mümkün değildi. O, babam olabilecek yaşta, anlıyor musunuz? O yüzden 'Merhaba Luka abi' derdim. Alaba ve Rüdiger, bunun herkes, hatta benim için bile geçerli olduğunu düşündüler. Bana da 'Günaydın abi' demeye başladılar. İsim tutmuştu ve artık değiştirmek için çok geçti. Resmen soyunma odasındaki en genç abi, 'Arda abi' oldum."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com