?>

Alman ve Fransız Dışişleri Bakanları Suriye'ye neden gitti?

Baerbock ve Barrot’un ziyaretlerini, Suriye’de İsrail’in çıkarlarını tehdit edecek bir yapı oluşmasının engellenmesine yönelik bir girişim olarak da okumak mümkündür

Analiz/Röportaj/Dizi/Rapor - 5 ay önce

İstanbul

Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal İnat, Almanya ve Fransa Dışişleri Bakanlarının 3 Ocak'ta gerçekleştirdiği Suriye ziyaretini ve ziyaretin çıktılarını kaleme aldı.

***

Alman Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock ve Fransız meslektaşı Jean-Noel Barrot’un 3 Ocak'ta Avrupa Birliği’ni (AB) temsilen Suriye’ye gerçekleştirdikleri ziyaret uluslararası medyada önemli gündem maddelerinin başında geldi. Dünya medyasında daha çok magazinsel boyutuyla "el sıkışmama" meselesi üzerinden manşetlere taşınan ziyaret, Batılı ülkelerin yeni Suriye politikası açısından önemli mesajlar içeriyor. Daha önce Amerikalı ve İngiliz diplomatlar Ahmed Şara liderliğindeki yeni Suriye yönetimiyle temas kurup görüşmeler gerçekleştirdi. Ayrıca, ABD de Heyet Tahrir Şam'ı (HTŞ) terör örgütleri listesinden çıkarmasa da Şara için koyduğu 10 milyon dolarlık ödülü kaldırdığını açıkladı.

Türkiye'nin kolaylaştırıcı rolü ile gerçekleşen ziyaret

Rusya ve İran’ın Suriye üzerindeki nüfuzunun sona ermesinden memnun olan Batılı ülkelerin, Şam'ın yeni yönetimiyle temkinli bir ilişki arayışı içinde oldukları görülüyor. Alman ve Fransız Dışişleri Bakanlarının Suriye ziyaretini de bu kapsamda değerlendirmek gerekir. Afganistan’daki Taliban yönetimini 2021’den beri resmi olarak tanımayı reddeden ve bu ülkeyle üst düzey temaslardan kaçınan Almanya ve Fransa’nın başka bir "İslamcı" örgütün yönettiği Suriye konusunda işbirliğine açık bir politika izlemeleri ve Dışişleri Bakanlarının kısa sürede Şam’ı ziyaret etmelerinin nedenleri sorgulamaya değerdir.

İlk olarak, Türkiye’nin bu konuda kolaylaştırıcı bir rol oynadığı anlaşılıyor. Alman Dışişleri Bakanı Baerbock’un ziyarete dair değerlendirmelerinde sürekli Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile ziyaret öncesinde gerçekleştirdiği görüşmeye atıf yapması ve yeni Suriye konusunda Türkiye ile birlikte çalışma arzusunu dile getirmesi bunun açık göstergesidir. Bu sözlerden Türkiye’nin Avrupa ülkelerini Suriye’deki yeni yönetimle ilişki kurmaya ve yeni devlet inşasında destek vermeye cesaretlendirdiği anlaşılıyor. Baerbock açıklamalarında her ne kadar Almanya ve AB’nin desteğini birtakım şartlara bağlasa da “Suriyeli mülteciler sorununu” en fazla yaşayan ülkelerden biri olan Almanya’nın bu sorunu en çok yaşayan Türkiye ile istikrarlı bir Suriye inşası konusunda ortak çalışması kaçınılmaz görünüyor.

Bu noktada, Almanya’nın önceki dönemde Suriye’den yeni mülteci dalgaları oluşmaması ve mevcut sığınmacıların güvenli dönüşlerinin sağlanması konusunda Türkiye’nin beklediği desteği vermediğini ve diğer Avrupa ülkeleri ve ABD ile birlikte Türkiye’yi Rusya-İran-Şam blokunun karşısında yalnız bıraktığını da hatırlamakta fayda var. Şu anki konjonktürde, Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinin yeni ve istikrarlı bir Suriye inşası konusunda geçmişteki hataları tekrarlamayıp Türkiye ile birlikte çalışabileceklerinin sinyalini vermeleri önemli olsa da bu konuda ne kadar samimi olduklarını zaman gösterecek.

Ziyaret, Avrupa'nın ikiyüzlülüğünü ortaya çıkardı

İkinci olarak, Alman ve Fransız Dışişleri Bakanlarının hızlı bir şekilde yeni Suriye yönetimini ziyaret etmeleri bundan sonraki süreçte ülkenin yeni şekillenen siyasetine etkide bulunmak istediklerinin göstergesidir. Fransa’nın zaten sömürge geçmişi nedeniyle Suriye ve Lübnan’a ilgisi var. Yeşiller Partisine mensup Alman Dışişleri Bakanı Baerbock’un ise partisinin insan hakları ve demokrasi konularında başka ülkelere "ders verme" geleneğiyle Suriye ile özellikle azınlıkların hakları üzerinden yakından ilgilenmesi şaşırtıcı değildir. Feminist kimliği de olan Baerbock’un ziyaret sırasında kadın hakları konusunu da özellikle gündeme getirdiği yaptığı açıklamalardan anlaşılıyor. Baerbock’un feminist ve Yeşiller kimliğinden bağımsız olarak da Almanya’nın yakın coğrafyalardaki azınlıkların hakları meselesini kendi çıkarları doğrultusunda araçsallaştırdığı biliniyor. Orta Doğu’da Türkiye’yi de ilgilendiren şekilde Almanya tarafından araçsallaştırılan azınlıkların genellikle Aleviler ve Kürtler olduğu biliniyor. Baerbock ziyaret sonrasında yaptığı açıklamalarda Suriye’deki azınlıkların haklarına dikkati çekmesi ve özellikle de Amerikan destekli terör örgütü PKK/YPG/SDG’nin yeni Suriye ordusuna entegre edilmesini talep etmesi, Berlin’in Suriye politikasını eşit-egemen devletler arası bir ilişkiden ziyade Almanya ve Avrupa’nın Suriye’nin içişlerine karıştığı bir politika olarak dizayn etmeye çalışacağının işaretleri olarak okunabilir.

Baerbock’un Suriye ziyaretinde azınlık ve kadın haklarından bahsedip Suriye’ye karşı uygulanan yaptırımların kaldırılmasını bu alanda yaşanacak iyileştirmelere bağlaması ve bu ülkenin güneyini uluslararası hukuka aykırı bir şekilde adım adım işgal eden İsrail’den bahsetmemesi, Almanya’nın insan hakları ve uluslararası hukuka saygı konusundaki telkinlerinde samimi olmadığının ve bu söylemleri bir dış politika baskı aracı olarak kullandığının ispatıdır.

15 aydan beri Gazze halkına karşı soykırım gerçekleştiren İsrail’e askeri ve ekonomik desteğe devam eden, bu ülkeye karşı Uluslararası Adalet Divanında (UAD) açılan soykırım davasına Tel Aviv lehine müdahil olan, İsrail’in savaş ve soykırım suçlarının eleştirilmesinin dahi antisemitizm olarak damgalanmasına ve hatta kovuşturulmasına yol açacak bir meclis kararı alan Almanya’nın Suriye’ye insan hakları konusunda telkinde bulunmaya ne düzeyde hakkı vardır? Eğer Baerbock İsrail’in insanlığa karşı işlediği suçları cesaretle eleştirebilseydi ve ülkesinin Gazze’deki soykırıma verdiği desteği sona erdirebilseydi insan hakları konularını Suriye ziyaretinde de dile getirme hakkı olabilirdi. Aksi durumda Baerbock'un, insan hakları konularını Suriye’nin içişlerine müdahale için bir araç olarak kullandığı ve bu konuda samimi olmadığı eleştirilerine katlanması gerekir.

İsrail lobisi Batılı ülkelerin Orta Doğu politikalarını şekillendiriyor

Üçüncü olarak, Alman ve Fransız Dışişleri Bakanlarının oldukça hızlı gerçekleşen Şam ziyaretini ABD ve İsrail’in Suriye’ye yönelik hedeflerinden ayrı düşünmek doğru olmaz. İsrail lobisinin ABD, Almanya ve Fransa gibi ülkelerin Orta Doğu siyasetlerinin şekillenmesinde büyük bir etkiye sahip olduğu düşünüldüğünde Baerbock ve Barrot’un ziyaretlerini Suriye’de İsrail’in çıkarlarını tehdit edecek bir yapı oluşmasının engellenmesine yönelik bir girişim olarak da okumak mümkündür.

Kuşkusuz bu iki ülke kendi çıkarlarını da düşünerek hareket ediyor ancak Orta Doğu söz konusu olduğunda İsrail’in çıkarlarının çoğu zaman öne çıktığı, özellikle ABD’deki siyonist lobinin bu ülkeleri İsrail’in çıkarlarının korunmasına öncelik veren bir politika izlemeleri konusunda baskı altında tuttuğu da gerçektir. Bu nedenle, Alman ve Fransız Dışişleri Bakanlarının Şam’da Şara’ya İsrail’i rahatsız edecek girişimlerden uzak durması gerektiğini, aksi takdirde Suriye’ye karşı uygulanan yaptırımların devam edeceğini açık ya da üstü örtülü bir biçimde ama tereddüde yer bırakmayacak şekilde anlattıklarına kuşku yok.​​​​​​​

[Prof. Dr. Kemal İnat, Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesidir.]

Kaynak: AA

.

dikGAZETE.com

Haftanın Öne Çıkanları

Beşiktaş'ta yeni yönetimin hedefi camiayı toparlamak

2024-12-31 12:42 - Spor

Görme engelliler 'Braille alfabesi'nin hayatın her alanında yaygınlaştırılmasını istiyor

2025-01-04 12:58 - Çevre-Hayat

Emlak danışmanlarından 'sosyal konut seferberliği'ne destek

2024-12-30 12:22 - Ekonomi

Dışişleri Bakanı Fidan'ın ‘Ukrayna’ açıklaması Rus medyasında geniş yer aldı

2025-01-02 23:23 - Özel Haber

Muğla ve çevresindeki yağış bereketi Bafa Gölü'ne nefes aldırdı

2025-01-03 12:39 - Çevre-Hayat

Asya Pasifik ülkeleri sosyal medyanın çocuklara verdiği zararlara karşı önlemler alıyor

2024-12-31 11:52 - Medya

Filistinli çocuklar, 2025'in Gazze için barış ve güven yılı olmasını temenni ediyor

2025-01-02 00:01 - Analiz/Röportaj/Dizi/Rapor

Bakan Bak, milli sporcuların 2024'te 7 bin 500 madalya kazandığını açıkladı

2024-12-31 13:33 - Spor

Ziraat Bankası Genel Müdürü Çakar, 2025’te bankacılık performansında iyileşme bekliyor

2024-12-31 11:58 - Ekonomi

Crocus Group yetkilisi Amelin: Türkiye, Rusya'nın ana ticaret ortaklarından biri olmaya devam edecek

2025-01-06 01:15 - Özel Haber

İlgili Haberler

İsrail’in İran’a saldırılarında üst düzey isimler öldürüldü

13:38 - Analiz/Röportaj/Dizi/Rapor

SIPRI: Nükleer güçler cephaneliklerini artırmasıyla yeni nükleer silah tehdit dönemi başladı

11:52 - Analiz/Röportaj/Dizi/Rapor

Çin'in İran sınavı ve jeopolitik denge arayışı

11:48 - Analiz/Röportaj/Dizi/Rapor

İsrail ve İran’ın karşılıklı saldırıları sürüyor

18:57 - Analiz/Röportaj/Dizi/Rapor

Şuşa Beyannamesi'nin 4. yılı

13:23 - Analiz/Röportaj/Dizi/Rapor

Günün Manşetleri

Rusya: ABD, ikili ilişkilerin iyileştirilmesine yönelik görüşmeyi iptal etti

23:32 - Dünya

Netanyahu, Hamaney'e suikastı işaret ederek: Ne gerekiyorsa yapacağız

23:12 - Dünya

Avrupa Parlamentosu, İsrail'in İran'a saldırısını kınamayı reddetti

22:47 - Dünya

Türkiye, UEFA'nın komite ve heyetlerinde 12 isimle temsil edilecek

22:43 - Spor

Bakan Fidan, Kosova Cumhurbaşkanı Osmani ile Tiran'da görüştü

22:33 - Gündem